TOBB kölelik düzeni istiyor
TOBB çatısı altında toplanan patronlar, “yatırım ortamının iyileştirilmesi” adı altında tam bir hak gaspı paketini hükümete sundu. TOBB’un sunduğu paket içerisinde deneme süresinin 2 aydan 6 aya çıkartılması, işçi alacaklarında dava zaman aşımı süresinin 5 yıldan 1 yıla indirilmesi ile esnek çalışma uygulamaları yer alıyor.
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu’nun aldığı karar doğrultusunda Çalışma Bakanlığı patron ve işçi örgütlerinin temsilcilerini 29 Mayıs’ta Çalışma Hayatı Çalışma Grubu toplantısına çağırdı. Sendikalara gönderilen belgede yetkili bir temsilcinin katılımı istendi ve TOBB’un çalışma yaşamıyla ilgili önerileri de ekte gönderildi.
Patronlar kıdemden sonra ihbar tazminatına da göz dikti
TOBB’un önerilerinin ilkinde mevcut uygulamada birden fazla yapılamayan belirli süreli (geçici) iş sözleşmelerinin dört defa üst üste yapılabilmesi yer alıyor. Böylece iş kanununda istisnai olarak kabul edilen geçici sözleşmeler temel istihdam biçimi haline getirilmek isteniyor. Patronların ayrıca bu öneriyle ihbar tazminatı yükünden tamamen kurtulmayı amaçladığı anlaşılıyor.
Deneme süresi 2 aydan 6 aya
Patronlar işçileri hiçbir güvence olmadan çalıştırdıkları ve ihbar tazminatı ödemeden istedikleri gibi işten attıkları 2 aylık deneme süresini de 6 aya çıkarmanın peşinde. TOBB’un önerisi hayata geçerse, patronlar 6 aylık deneme süresini sürekli işçi sirkülasyonu sağlamak için sonuna kadar suistimal edecektir. Sürekli girdi çıktı yapan işçilerin sayısı arttıkça ücretler de giderek asgari ücrette eşitlenecektir. Ayrıca 6 aylık deneme süresi zaten binbir zorlukla gerçekleşen sendikalaşma süreçlerini de olumsuz etkileyecektir. Patronlar deneme süresini yeni işçilere gözdağı vermek ve onları sendikalaşmaktan caydırmak için kullanacaktır. Sendikalaşan işçileri de tazminatsız olarak işten atacaktır.
Esnek çalışma saldırı maddeleri
İkinci maddede telafi çalışması yapılacak sürenin 2 aydan 6 aya çıkarılmasını öneren patronlar, işçi onayının aranmamasını ve telafi çalışmasının Cumartesi tatil olan işyerlerinde Cumartesi günleri dahil olmak üzere zorunlu kılınmasını istiyorlar. Aynı maddede denkleştirme çalışmasının da 2 aydan 4 aya çıkarılması isteniyor. Bu istek de esnek çalışmanın bir unsuru. Patronların amacı siparişlerin yoğunluğuna göre işçilerin çalışma saatlerini ayarlamak, yoğun dönemlerde yapılan fazla çalışmaları, “denkleştirme çalışması” kapsamına sokarak işçilerin fazla mesai ücreti hakkını gasp etmek istiyor.
Patronlar için işçinin canı bedava iş güvenliği ise yük!
Söz konusu belgenin 4. maddesinde TOBB, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatının özel sektörün önerileri doğrultusunda yeniden ele alınmasını ve gereksiz yüklerin kaldırılmasını istiyor. Türkiye’nin iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olması gerçeği TBMM gündemine taşınmışken patronların hâlâ işçi sağlığı ve iş güvenliği maliyetlerini kısmaya çalışması son derece çarpıcıdır. Bu tutum, Türkiye’de işçi ölümlerinin nedeninin kaza değil patronların taammüden işlediği bir cinayet olduğunun kanıtlarından biridir.
İşçi alacaklarının zaman aşımının 1 yıla indirilmesi
En çarpıcı maddelerden biri ise 2017 yılında yapılan değişiklikle 10 yıldan 5 yıla düşürülen işçi alacaklarında yeniden düzenleme yapılarak dava zaman aşımı süresinin 1 yıla indirilmesi. Patronlar işçilerden gasp ettikleri kıdem tazminatı, sigorta primi, normal ve fazla mesai ücretleri gibi hakların üzerine yatmak istiyor. Bir patron kendi alacakları için borçlar kanununda 10 yıllık zaman aşımından yararlanırken bir yıl içinde işçiden gasp ettiklerini oldu bittiye getirmek istiyorlar. Hırsızlığın zaman aşımının 8 yıl olduğu Türkiye’de patronlar utanmadan işçilerin açtıkları davalardan dolayı mağdur olduklarını iddia ediyorlar. TOBB’un önerisinin ne anlama geldiğini anlatan çok güzel bir atasözü var: “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.”
Sendikalar uyumayın!
TOBB’un saldırı paketi tüm sendikaların da bilgisine sunulmuş durumda. Söz konusu paket kıdem tazminatının çok daha fazlasının tehdit altında olduğunu gösteriyor. Sendikaların şu ana kadar ortalığı ayağa kaldırmaları ve işçi sınıfını yaklaşan tehlike karşısında uyandırmaları gerekirdi. Sendikaların bu talepler karşısında ne dediğini, 29 Mayıs’ta yapılan ve sendikalardan da temsilci istenen Çalışma Hayatı Çalışma Grubu toplantısında neler yaşandığını bilmiyoruz. Daha geç olmadan alarm zilleri çalmalıyız, fabrikalarda, işyerlerinde teyakkuza geçmeliyiz. Seçimlerin ardından iktidardaki ve muhalefetteki tüm patron partileri ekonomiye odaklanmaktan ve yatırım ortamını iyileştirmekten konuşuyor. İşin iç yüzünü TOBB’un belgesiyle anladığımıza göre bizim konuşacağımız dil bellidir: İşgal, grev, direniş!