AKP kongresinde istibdad gösterisi: Dışarda AKP'lilere biber gazı, tüzükte milletvekillerine kelepçe!
Erdoğan, kendisini yeniden Genel Başkan seçtirdiği AKP kongresinde gövde gösterisi yapmaya çalışırken, bu güç gösterisinden ilk nasibini alanlar salon önünde polisin müdahalesiyle ve biber gazıyla karşı karşıya gelen AKP'liler oldu. Bir kişi yaralandı. Erdoğan'dan "kucaklayıcı bir tutum ve açılım" bekleyen burjuvazinin safdil kalemleri, kongrede yapılan konuşmalardan istediklerini aldılar mı bilemeyiz ama kongrede karara bağlanan tüzük değişiklikleri Erdoğan'ın AKP'nin başında istibdadın inşasında durmadan yola devam edeceğinin açık işaretlerini veriyor. Aynı kapının önünde AKP'lilere biber gazı sıkılması gibi istibdadın da provası önce AKP'nin kendi üzerinde yapılıyor.
Başkanlık sisteminin en önde gelen savunucularından Burhan Kuzu, savunduğu sistemin milletvekillerini çok daha bağımsız hale getireceğini savunuyordu. Bir çok AKP'li de televizyonlara çıkıp aynı şeyleri savundular. Burhan Kuzu'nun aşağıdaki cümlelerini farklı kelimelerle tekrarlayıp durdular:
"Bakanlar parlamento dışından atandıkları için, bakanlık beklentisi içinde kalmayan milletvekili, liderine karşı çok daha bağımsız ve bağlantısız olarak hareket edebilmektedir. Bu durum parlamenter sistemin aksine disiplinli partilerin yerine gevşek yapılı partilerin oluşmasına neden olmakta, vekillerini tek tek kendi özgür iradeleri ile harekât edebilir bir konuma getirmektedir. Bu durumda artık parlamentoda adacıklar halinde ve aynı yönde parmak kaldıran adeta otomatiğe bağlanmış vekiller yerine, doğru bulduğu teklife, iktidar-muhalefet ayrımına fazlaca takılmadan, destek verebilen vekiller görülecektir."
Bu sözlerin Türkiye'nin siyaset gerçekliği içerisinde elbette ki iler tutar yanı yoktur. Hem Cumhurbaşkanı hem de AKP'nin Genel Başkanı olan Erdoğan'ın yürütmeyi uhdesine aldığı gibi parti başkanlığını kullanarak meclis çoğunluğunu ve dolayısıyla yasamayı da kendi hakimiyetine almaya çalışacağı açıktır.
Referandum sonuçlarının üzerindeki şaibenin kalkmayışı, AKP içinde büyük tartışma ve saflaşmaların fitilini ateşlemişken, cemaat üyesi olmaktan tutuklu Topbaş'ın damadının skandal bir kararla salıverilmesi ardından cemaatin AKP içinde devam eden varlığı ve etkisi gündeme oturmuşken, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi isimler Erdoğan'a mesafelerini korurken ve İslamcılarla Amerikancılar Reisçilik yarıştırıp birbirlerini tasfiyeye uğraşırken Erdoğan, tek aday olarak girdiği AKP kongresinde pek öne çıkartılmayan ama son derece önemli bir tüzük değişikliğine imza attı. Tüzük değişiklikleri ile Burhan Kuzu'nun "bağımsız ve bağlantısı" milletvekilleri hayalinin yerini kelepçeli milletvekili gerçeği aldı.
AKP kongresinde değiştirilen tüzükle birlikte artık, meclis grubu kararına uymayan milletvekili partiden ihraç edilecek. Bu tüzük değişikliği AKP'nin son donemde adet edindiği üzere bir yeni fiili durum daha hukuki hale getiriliyor. Bu sefer fiili durum parti içindeki komiserlerin gizli oylamayı dahi açık hale getirip, baskı uygulayarak, milletvekillerinden kırmızı ve yeşil pusulaları toplayarak yaptığı işi, "ihraç tehdidi"ni tüzüğe ekleyerek kalıcı ve yerleşik hale getiriyor. Referanduma sunulan değişiklikler, Cumhurbaşkanının yargılanması 301 imzalı önerge ve 360 milletvekilinin gizli oyu ile mümkün olacak ve 400 milletvekilinin oyu ile sonuca bağlanmasını öngörüyor. Yani fiilen cumhurbaşkanının yargılanmasını olanaksız kılıyor.
Ancak son tüzük değişikliği bunun bile yeterli olmadığını Erdoğan ve AKP'nin hiçbir boşluk bırakmamaya çalıştığını gösteriyor. Tüzük değişikliği ile ihraç gerektiren fiiller içerisine eklenen diğer maddeler de son derece çarpıcı: "Seçimlerde partiden olur almadan bağımsız aday olmak. Diğer partilerin ya da bağımsız adayların propagandalarını yapmak veya parti adayları aleyhine çalışmak." Bu madde referandum öncesinde geçmiş olsaydı Ahmet Davutoğlu dahil olmak üzere kampanyalarda boy göstermeyen, fiilen Erdoğan aleyhine çalışma yapan pek çok AKP'linin partiden atılmakla karşı karşıya geleceğini kestirmek güç değil.
Sadece AKP kongre haberlerinde geçerken değinilen, gözlerden saklanan bu değişiklikler sadece Burhan Kuzu ve diğer AKP'lilerin Cumhurpatronluğu rejimine yapmak istedikleri makyajın sapır sapır döküldüğünü ve halkın karşısında çıplak bir istibdadın yükselmeye devam ettiğini göstermiyor aynı zamanda Erdoğan ve AKP iktidarının zayıflığının somut bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.