Virüs yayılıyor, hükümet seyrediyor: Halkın ve sağlık emekçilerinin denetiminde somut adımlar atılmalı!
Sağlık Bakanlığının kimsenin inanmadığı resmî verilerine göre bile her gün 1500’ün üzerinde yeni insan Koronavirüse yakalanıyor, 60’ın üzerinde insan ölüyor. Toplam vaka sayısı 316 bini, toplam ölümler ise 8 bini aşmış durumda. Ancak bu rakamlar buzdağının görünen kısmı.
Hükümet hastaları teşhis etmemek için uğraşıyor
Virüsün yayılmasını durdurmak için öncelikle test yaparak hastaları tespit etmek gerekiyor. Haziran ayından itibaren Sağlık Bakanlığı test yapmak için gerekli koşulları zorlaştırdı. Oysa biliyoruz ki ne kadar fazla test yapılırsa o kadar fazla hasta tespit edilebiliyor. Ama hükümetin derdi virüsün yayılmasını önlemek değil. Test yapmayarak vaka sayılarını düşük göstermek ve testlerin maliyetine katlanmamak.
İşçiler iyileşmeden zorla çalışmaya gönderiliyor
Hastaların virüsü başkalarına yaymaması için toplumdan yalıtılması gerekiyor (buna “izolasyon” deniyor). Hükümet ise tam tersine izolasyonun şartlarını patronların isteği doğrultusunda gevşetti. Test sonucu pozitif gelen bir işçinin semptomları hafifse, 10 gün sonra test yaptırmaksızın işine geri dönmesine karar verdi. Böylece işçiler virüsü, işyerlerine, ailelerine, mahallelerine yaymış oldu. Aynı zamanda, bu kişilerle yakın temas etmiş yani virüs bulaşma ihtimali yüksek olan kişiler de karantinaya alınmamış oldu.
Kapasite yetersiz kalıyor, sağlık emekçileri yıpranıyor tükeniyor ölüyor
Koronavirüs hastalarının beşte birinin hastaneye yatma ihtiyacı doğuyor, bunların bir kısmının da yoğun bakım ihtiyacı oluyor. Yoğun bakım kapasitesinin büyük kentler dışında bazı yerlerde büyük oranda dolduğu haberleri geliyor. Sayıları, artan bu talebi karşılayacak düzeyde olmadığından, sağlık emekçileri, uygun olmayan şartlarda fazladan çalıştırılıyor ve zorla mesaiye kalıyor. Bunların sonucunda her geçen gün daha fazla sağlık emekçisinin virüse yakalandığını ve öldüğünü duyuyoruz.
Sermayenin kârı için hastalığın ve ölümlerin normalleştirilmesine hayır!
Halkın sağlığını, canını değil sermayenin kârlarını düşünerek hareket eden iktidarın normalleşme politikası tam bir felaketle sonuçlandı. Ne ekonomik sorunlar çözüldü ne de salgın kontrol altına alınabildi. Normalleştirilen tek şey giderek artan hasta sayısı ve insanlarımızı bu hastalığa kurban vermemiz oldu. Salgının bedelini sağlığıyla, canıyla, çektiği ekonomik sıkıntılarla ödeyen emekçi halk tüm bunlara alışmayacak, hastalanmayı, ölmeyi normal kabul etmeyecektir!
- Yaşanan felaket tablosunun bedelini öncelikle bu tablonun sorumlusu olanlar ödemelidir. Sağlık bakanı istifa!
- Hükümetin sadık ve uysal vitrini olmaktan başka iş yapmayan Bilim Kurulu kaldırılsın. TTB, sağlık çalışanları sendikaları, diğer sağlık örgütleri, büyük sendika konfederasyonlarından temsilcilerin katılımıyla yeni bir “Koronavirüs ile mücadele komisyonu” kurulsun. Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu’na değil, bu kurula danışsın ve hesap versin.
- Bütçede derhal bir “ara bütçe” ya da “olağanüstü bütçe tahsisatı” adı altında değişiklik ile “Koronavirüsle mücadele ek fonu” kurulsun, kaynaklar süratle arttırılsın.
- Yalnızca hastaneye başvuran kişilere değil, riskli gruplar (kronik hastalığı olanlar, 65 yaş üstü kişiler, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, çok kişi ile temas eden işçiler ve diğer çalışanlar gibi) başta olmak üzere topluma yaygın ve sık aralıklarla test yapılsın!
- Salgın en hızlı şekilde işçiler arasında yayılmaktadır. İşçilerin günlük çalışma saatleri, ücretlerinde kesintiye gidilmeksizin ve ek işçi istihdamı sağlanarak kısaltılsın, böylece işçilerin belirlenen kurallara (maske takma, sosyal mesafeyi koruma, hijyen koşullarına riayet etme gibi) kolaylıkla uymasını sağlayacak şartlar sağlansın!
- Servislerde ve toplu taşımada yaşanabilecek yoğunluğun önüne geçilmesi amacıyla okul servisleri ve turizm transferleri için eksik kapasiteyle kullanılan araçlar seferber edilsin, bu ve başka ek kapasite olanakları yeterli olmadığı takdirde otomotiv sektörü yasal zorunluluk altında toplu taşıma için araç üretimine zorlansın!
- Başta solunum cihazları olmak üzere eksikliği duyulan her türlü tıbbi malzemenin ayrıca toplu taşıma araçlarında yoğunluğu azaltmak için gerekli otobüslerin, minibüslerin, toplu alanlarda hijyeni sağlayacak ürünlerin, kişisel koruyucu malzemelerin vb. üretimine uygun fabrikalar derhal işçi denetiminde kamulaştırılsın ve merkezi planlama dahilinde üretime geçilsin!
- Gerekli bölgelerde sermayenin kârları değil halkın sağlığı gözetilerek katı karantina koşulları uygulansın. Sermayeden alınacak servet vergisi ile bu bölgelerde emekçi halkın zaruri ihtiyaçları devletçe karşılansın ve karantina altındaki hanelere gelir desteği sağlansın!
- Tüm özel hastaneler ve özel sağlık kuruluşları işçi denetiminde kamulaştırılarak salgınla mücadele için yapılacak merkezi planlama doğrultusunda seferber edilsin! Salgınla mücadelenin yanı sıra başka sağlık sorunlarının tedavisinde zafiyet yaşanmaması için sağlık hizmeti kapasitesi kamu yatırımları ile artırılsın!
- Sermayenin kâr hırsına hizmet eden Koronavirüs politikasına son! İşçi, emekçi ve küçük işyeri sahibi kitlelerin yaşamını sürdürmesini ekonomik bakımdan sağlayacak tedbirler almak kaydıyla önce virüsü kontrol altına al, ekonomiyi sonra “normalleştir”!