Siyah öfke yeşil sahalarda!
Amerikan futbolu, bizim coğrafyamızda ilgi çekmeyen bir spordur, icap da etmez zaten. Dahası dünyanın birçok ülkesinde popüler olan basketbolun, bazı Latin Amerika ve Asya ülkelerine yayılmış beyzbolun ve kuzey ülkelerinde pek sevilen buz hokeyinin aksine, herhalde ABD çıkışlı sporlar arasında, diğer halkların ilgisini hemen hemen hiç çekmemiştir. Fakat Amerikalıların en çok sevdiği spor da işte bu Amerikan futboludur. Şubat ayında oynanan final maçı ise her sene Amerika’da yılın en çok izlenen televizyon programı olur. Yoğun bir fiziksel efor gerektirdiğinden olacak, sezonu yalnız 6 ay sürer ve 6 aylık aranın ardından sezonun başlaması ile birlikte tüm gözler sezonun açılış maçlarına döner.
Bu sene, hazırlık maçlarının sonu yaklaşırken, hangi takımın savunmasının iyi olduğu ya da hangi genç oyuncunun gelecek vaad ettiği tartışmaları, bu ligin San Francisco 49ers isimli en önemli takımlarından birinin en göz önündeki oyuncularından biri olan Colin Kaepernick’in ABD milli marşında ayağa kalkmayı reddederek diz çökmesi ile kesildi. ABD polisinin iki silahsız siyahîyi hunharca katlettiği, bunu protesto etmek için sokağa dökülen ve çoğunluğu siyahîlerden oluşan kitlelere acımasızca saldırıp içlerinden birini öldürdüğü koşullarda yapılan bu eylem hızla Amerika’nın en önemli gündem maddelerinden biri hâline geldi. Maç sonrası yaptığı açıklamada “siyahları ve renkli insanları ezen bir ülkenin bayrağına saygı göstermek için ayağa kalkmayacağım” diyen Kaepernick’e her geçen hafta ligin başka takımından oyuncular katıldı. Bazı takımlardaki siyahî oyuncular topluca kol kola girerek diz çökerken, bazı oyuncular ise sağ yumruklarını sıkarak gösterdiler tepkilerini.
Bu protestolar sırasında, bir de ilginç olay yaşandı. Kaepernick’in takımı San Francisco 49ers ile Seattle Seahawks arasında tabiri caizse bir “ezeli rekabet” vardır. Bu takımlardan biri Galatasaray diğeri ise Fenerbahçe olarak düşünülebilir. 2013’te bu iki takım arasında oynanan yarı final maçı boyunca Seattle taraftarları, San Francisco’nun oyun kurucusu olan Kaepernick aleyhinde tezahüratta bulunmuş, maçı da Kaepernick’in son anlarda yaptığı bir top kaybıyla San Francisco kaybetmişti. Birkaç hafta önce bu iki takım arasında oynanan maçta ise, ABD marşı okunduğu sırada Kaepernick protestosuna devam ederek diz çökerken, Seattle takımının birçok oyuncusu da kol kola girerek ona desteğini gösterdi, kol kola giren oyuncular arasında, 2013’te Kaepernick’e o meşhur top kaybını yaptıran Richard Sherman da vardı. Gerçek gazetesi, Charlotte’ta eylem yapan siyahîleri “Sinan Cemgil’in siyahî torunları” diye haberleştirmişti. Burada da karşımızda 2013’te Gezi ile başlayan halk isyanı sırasında, farklı takımların formlarıyla kol kola yürüyen “renklerin kardeşliğinin” siyahî kardeşleri var!
Son gelinen noktada, protestolar birçok spor dalındaki yüzlerce sporcunun yanı sıra Amerikan ordusuna dahi sıçramış durumda. Twitter üzerinden, “VeteransForKaepernick” (Gaziler Kaepernick’in yanında) sloganıyla, içinde beyazların da bulunduğu onlarca askerin Kaepernick’e destek vermesinin ardından iki siyahî Amerikan denizcisi, marş okunurken ayağa kalkmayı reddetti. Protestolar durulmak bir yana çığ gibi büyüyor. Denebilir ki, ezilenlerin yumruğu Muhammed Ali’nin Vietnam Savaşı’na gitmeyi reddetmesinden ve iki siyahî atletin olimpiyatlarda yumruklarını kaldırmasından bu yana ABD’nin gördüğü en büyük sporcu protestosu, önceki örnekleri aşabilecek biçimde ilerliyor. Trump’ın serseri mayın faşizmi dâhil her türlü tehlikeyi alt edebilecek güç de, iki gerici alternatifi kitlelerin önüne koyan ABD seçimlerinde değil, bu siyahî öfkede yatıyor.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.