İşçi sınıfının enternasyonalist sesi

İşçi sınıfının enternasyonalist sesi

Gerçek gazetesi 10. yılını doldurdu! Sermayenin, kapitalizmin, emperyalizmin yalanlarına karşı işçi sınıfının gerçeklerini işçi ve emekçilere taşıma çabasıyla geçen koskoca 10 yıl!

Gerçek'in 10. yılını kutlamak için Ekim sayısı ile birlikte özel bir ek yayınlandı. Bu ekte beş farklı yazı yer alıyor. Bu yazılar, parti yayınının, partinin politikalarının propagandası, ajitasyonu ama en önemlisi o politikalar doğrultusunda partinin örgütlenmesi bakımından taşıdığı merkezi anlamı, Gerçek'in Leninist parti yayını anlayışı doğrultusunda gelişimini ele alıyor. Devrimci sınıf siyasetinin, bu 10 yılda yaşanan önemli politik gelişmeler ve mücadeleler karşısında Gerçek'in sayfalarında nasıl ifadesini bulduğunun örneklerini okuyucularına sunuyor. Yalnız bu toprakların değil, yanı başımızda ya da dünyanın diğer ucunda yaşanan mücadelelerin, devrimlerin, karşı devrimlerin sesini, soluğunu, derslerini okuyucularına nasıl taşıdığını gösteriyor. Ve nihayet giderek sadece okuyucularıyla değil yazarlarıyla da bir işçi gazetesine dönüştüğünü anlatıyor. "21. yüzyılın İskrası nasıl olmalı?", "Gerçek gazetesi: uzun bir tarihin en yüksek aşaması", "Devrimci sınıf siyasetinin 10 yılı!" ve "Okurları ve yazarlarıyla bir işçi sınıfı gazetesi!" başlıklı yazıların ardından dosyamızın son yazısını yayınlıyoruz.  

Adeta taş üstüne taş koyarak geçen 10 yıldan sonra bugün artık Gerçek daha büyük adımlarla yoluna devam edecek örgütsel güçte ve siyasi olgunlukta! Nice yaşlara Gerçek!

 

Gerçek gazetesi 10 yıllık yayın hayatı boyunca yalnızca Türkiye’yi konu almadı. Devrimci İşçi Partisi’nin enternasyonalizmi Gerçek sayfalarında da yankısını buldu.

Gerçek, herhangi bir tarihsel anda değil Üçüncü Büyük Depresyonun dünyayı sarstığı bir dönemde yayın hayatına başladı. Tam da bununla ilişkili olarak emperyalizmin Rusya ve Çin’i kuşatma politikası, onların müttefiklerini geriletme çabaları, nihayetinde bir Üçüncü Dünya Savaşı’nı insanlığın ufkuna sokuyordu.

Bu dönemde burjuvazinin sınıf saldırısı ve faşizmin yeniden başını kaldırması tek yanlı olarak gerçekleşmedi. İşçi sınıfı ve müttefikleri de dünyanın her coğrafyasında ayağa kalktılar. Gün geldi, isyan olup, devrim olup burjuvazinin ve devletinin üzerine yürüdüler. Biz buna Dünya Devriminin Üçüncü Dalgası dedik.

İşte yayınlandığı süre boyunca Gerçek’in konu edindiği başlıklar da elbette bu gelişmelere uygun olarak şekillendi. Neler neler yoktu ki merceğinin altında!

Faşizme, emperyalizme, Siyonizme geçit yok!

Emperyalist kapitalizmin günümüzde barbarlık yüzü binbir çeşit. Ama bir tanesi var ki sinsice emperyalist ülkeleri pençesine aldı: Ön-faşizm. Fransa’da Le Pen, İtalya’da Salvini, Britanya’da Brexit ve öncüllerinin yanı sıra Boris Johnson, Almanya’da AfD ve elbette ABD’de Trump seçimlerde öne çıktılar. Bunlara Hollanda, İsveç, Avusturya gibi ülkeler de eklenebilir.

Ancak iş seçimlerle kalmadı. Devrimci İşçi Partisi Gerçek sayfalarında faşizmin sokağa taşan faaliyetlerini de gündem etti, işçi sınıfını gerekli hazırlıkları buna göre yapmak üzere hazırlanmaya çağırdı.

Gerçek bu alanda emperyalist ülkelerin dışında kalan gelişmeleri de dikkatle takip etti. Brezilya’da Bolsonaro’nun iktidarına giden sürecin defalarca çeşitli yazılarda ele alınması örneğinde olduğu gibi. Ukrayna’da faşizmin vurucu gücünü oluşturduğu Maidan olaylarındaki gibi.

Emperyalist kuşatmaya karşı da Gerçek, sözleriyle müdahale ediyordu. Küba, Kuzey Kore, Venezuela üzerine sayısız yazı yayınlandı. Filistin, Yemen, İran, Libya, Suriye… Ortadoğu’da Siyonizm ve yerli işbirlikçileri her fırsatta teşhir edildi. Emperyalizmin askeri ve ekonomik yıkımlarının yarattığı göç dalgaları, Ortadoğu’dan, Afrika’dan kalkıp yollara düşenler, Latin Amerika’yı baştan başa yürüyenler hep Gerçek sayfalarında yerini aldı.

Gerçek’i eline alanlar bilir. Yugoslavya’nın parçalanmasının ardından durulmayan Balkanlar söz konusu olunca bir sayıda Sırbistan’da NATO bombardımanının 20. yılı vesilesiyle, bir sayıda Makedonya ve Yunanistan arasında NATO güdümlü anlaşmaya karşı yapılan toplantıların izini sürersiniz. Japonya’da hem Amerikan hem Japon emperyalizmine kafa tutan komünistlerin toplantısını dinlersiniz. Ama en çok da, uluslararası akımımızın girişimiyle EEK ve DİP öncülüğünde düzenlenen Avrupa-Akdeniz Konferansları’ndan yükselen örgütlenme çağrısını Gerçek’ten duyarsınız.

Milyonlar grevde, meydanlarda, isyanda, devrimde

10 yıl boyunca dünyanın emekçileri Gerçek sayfalarında gerine gerine boy gösterdi. Öyle bir on yıl ki bir ilk dalgada Arap Devrimi Tunus’ta, Mısır’da, Bahreyn’de, Yemen’de, Suriye’de kapıyı çalıyor. Çalmak ne, yıllarca kapıları kırıyor! Sonra neredeyse bir on yıl sonra ikinci bir dalgada Sudan’da, Cezayir’de yeniden uyanıyor. Irak’ın ve İran’ın Şii halkının bağrında aylar süren isyanlar da var bu dönemde. Dünyanın öbür ucunda Haiti’de iki isyan var. Hepsi Gerçek sayfalarında yerini buluyor.

Dile kolay on yıla bakıyoruz. Hindistan’da köylüler eylemde, işçiler grevde, kadınlar yürüyüşte. Asya’da Güney Kore, Çin, Bangladeş; Avrupa’da İtalya, Almanya, Romanya, Polonya, Sırbistan, İspanya, Katalonya; Amerika kıtalarında ABD, Meksika, Brezilya; Afrika’da Zimbabve, Güney Afrika… Milyarların sesi oldu Gerçek!

Ama bazı ülkeler var ki pek çok açıdan kritik rol oynadılar. Fransa’da yıllar yılı kitleler mücadele bayrağını yükseltip durdu. Örgütlü sanayi işçileri, öğrenciler hep başı çekti ama gün geldi köylüler de yürüdü, sarı yelekleriyle küçük burjuvalar ve hizmet sektörü işçileri de, mahalleleri yakarak göçmenler de. Fransa hep emperyalizmin kalbinde bir saatli bomba olduğunu gösterdi. Uluslararası akımımız şimdi orada ROR örgütü ile atak yapıyor.

Avrupa’da her greve her gösteriye kulak kabarttı Gerçek ama bir ülkeye hep en özel yeri ayırdı: Ege’nin karşı yakasından komşumuz Yunanistan’a. Ekonomik krizin ve Troyka’nın pençesinde kıvranan bu ülkede onlarla sayılan genel grevler, dev mücadeleler, Syriza’nın yükselişi ve düşüşü hep Türkiye’nin emekçilerine gerekli derslerle taşındı. Kardeş partimiz EEK’in varlığı ve müdahaleleri, bu dersleri de olabildiğince duru kılmaya yaradı.

Ve elbette Arjantin! Ekonomik krizle birlikte emperyalist kapitalizmin kan emicileri İMF ve kuklaları aracılığıyla halkın üzerine çullandılar ama milyonlar grevlerle, gösterilerle hep biz de buradayız dediler. Darbe yıl dönümlerinde “bir daha asla” demek için meydanlara indiler. Piquetero denen işsizler hareketinin yol kesme eylemlerinde ya da Argentinazo olarak bilinen isyanın yıl dönümlerindeyse bir sonrakine hazırlık yaptılar. Ve bu süre içinde Arjantin’de devrimci Marksist partiler bir ittifak kurarak burjuvazinin siyasi güçleri karşısında halkın gözünde alternatif olabilecek bir güç toplamaya başladılar. Kardeş partimiz PO, hem kitle mücadelelerinde başı çekti hem de FIT adındaki seçim ittifakının doğru sınıfsal temellerden şaşmamasını sağladı. Ne mutlu ki Gerçek bunları da an an aktardı okurlarına.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2019 tarihli 10. yıl özel ekinde yayınlanmıştır.