Patronların yeni bir sömürü aracı olarak MESEM’ler: Çocuk işçiliğinin yasal kılıfı
Mesleki eğitimin, öğrencilerin beceri ve bilgi yönünden gelişimini sağlayan, kamu kontrolünde sürdürülen bir süreç olması gerekirken, patronların talep ve ihtiyacı doğrultusunda yapılan düzenlemeler, yasa değişiklikleri, sanayi ve ticaret odalarıyla yapılan protokollerle mesleki eğitim patronların politikaları doğrultusunda düzenlenip, Mesleki Eğitim Merkezleri(MESEM) programına kayıtlı öğrenciler patronlar için ucuz iş gücü haline getiriliyor. Böylece mesleki eğitim kamu kontrolünden uzaklaşıyor. Bunun en önemli sonucu, son 6 ay içinde yaşları 14-17 arasında değişen 8 mesleki eğitim öğrencisinin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesidir.
2016 ve 2021 yıllarında yapılan kanun değişiklikleriyle önce çıraklık eğitiminin örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınıp, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı MESEM’lerde verilmesine karar verildi. MESEM’ler, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlandı. Yasa değişikliğiyle ayrıca staja tabi tutulan meslek liseleri ve MESEM öğrencileri sadece iş kazası ve meslek hastalıkları yönünden sigortalı sayılmaya başlandı. Bu sigorta 4A kapsamında emekliliğe tabi olan sigorta başlangıcı olarak sayılmıyor ve öğrencilerin bu dar kapsamlı sigortaları kayıtlı oldukları meslek lisesi veya MESEM tarafından yapılıyor. Ayrıca tüm meslek liseleri bünyesinde MESEM’ler açıldı. Bu değişiklik ile birlikte MESEM bünyesinde staj yapacak 9-10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az yüzde 30’u, 12. sınıftaki kalfalara ise asgari ücretin en az yüzde 50’si kadar ödeme yapılması kararlaştırıldı. Belirlenen bu yasal stajyer ücretlerinin, işsizlik fonundan teşvik olarak tekrar patronlara aktarılmasına karar verildi. Böylelikle patronlar hiçbir külfet altında kalmadan, kamu kaynaklarını kullanarak emekçi çocuklarını sömürüyor.
Emekçilerin sefalet ücretlerine mahkûm edilmesi, meslek liselerinin özel okul patronları ve sanayi patronları tarafından şekillenmesiyle yoksulluk ve açlık ile karşı karşıya bırakılan emekçi çocuklarının geçinebilmek ve eğitim hayatlarını sürdürebilmek için MESEM programına geçmesi bu programa taleplerin artmasına neden oldu. Bugün MESEM programına kayıtlı olan 1,5 milyon öğrenci bulunuyor. Yaşları 14’e kadar inen bu çocukların, İş Kanununun 71. maddesi gereği tehlikeli ve ağır işlerde çalıştırılması yasakken, stajyer veya çırak adı altında fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişimini sağlamadan metal fabrikaları gibi ağır ve tehlikeli işletmelerde çalıştırılıp, yasanın üzerine stajyer kılıfı geçirilerek patronlara ucuz işgücü olarak peşkeş çekiliyor. Meslek lisesi stajyerlerinden farklı olarak MESEM programına kayıtlı öğrenciler ara tatil, sömestr tatili ve yaz tatili gibi hiçbir okul tatilinden yararlanamaz iken sadece senede bir ay ücretli izinleri bulunuyor. Bu durum çocukların bir işçi gibi çalıştırıldığının da bir özeti aslında.
Çocuk işçiliğinde iş birliği: MEB, İSO ve patronlar
Millî Eğitim Bakanlığı ve tarikatlar arasında yapılan protokoller ve işbirlikleri gündemdeyken, meslek liseleri ve MESEM’ler ile sanayi odaları, ticaret odaları ile fabrika patronları arasında yapılan protokollerden hiç bahsedilmiyor. İstanbul Sanayi Odası’nın protokol yaptığı 44 okul var. Patronlar sanayi odası üzerinden bu okullarda istedikleri gibi at koşturuyor. Meslek liselerinin patronlar için “memleket meselesi” olmasının sebebi de ucuz işgücü olarak kullanılabilecek milyonlarca emekçi çocuğu olmasındandır. Organize sanayi bölgelerinin neredeyse tamamına MESEM açan bakanlık, yasa değişiklikleri ile patronlara hiçbir yük vermeden stajyer, kursiyer, çırak adı altında sanayi odaları, ticaret odaları protokolleri ile denetimden uzak yüzbinlerce emekçi çocuğunu henüz 14 yaşında eğitimden koparıp ucuz emek gücü haline getiriyor. 8 Aralık 2023 günü, İstanbul Sanayi Odası ve MEB işbirliği ile Mesleki Eğitim Zirvesi gerçekleştirildi, stajyer ve çırak öğrenciler iş cinayetlerinde hayatlarını kaybederken Millî Eğitim Bakanı Yusuf Ziya, İSO’nun geliştirdiği Mesleki Eğitim İşbirliği Projesi’ne (İSO MEİP) güzellemeler yapıyordu. Aynı zirvede konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ise stajyer sigortalarının kapsamının geliştirilmesi, ailelerin ve öğrencilerin mesleki eğitime teşvik edilmesi için ailelerin ve öğrencilerin desteklenmesi mesleki eğitime teşviklerin arttırılmasını, bunların devlet tarafından karşılanmasını istedi. Hiçbir külfet altına girmeden, stajyerleri ucuz emek gücü olarak kullanan, iş cinayetlerinde öldüren patronlar, teşvikler artsın, MESEM’e kayıtlı öğrenci sayısı arttırılsın diye pişkince şikayet ediyorlar. Bunlar yetmezmiş gibi İSO ile okullar arasında yapılan protokoller ile meslek liselerinin, müdür ve müdür yardımcılarına, Yönetici Geliştirme Programı adı altında, koçluk becerileri, insan kaynakları, girişimcilik gibi eğitimler veriliyor. Verilen bu eğitimlerle müdür ve müdür yardımcıları fabrika patronlarının insan kaynakları çalışanı gibi direkt patronlarla iş birliği halinde staj programları ve süreçlerini sürdürüyor. İSO, meslek liseleri ve MESEM’lerin müdür ve müdür yardımcılarını kendi istekleri doğrultusunda değiştirecek, atamalara müdahale edecek kadar meslek liseleri ve MESEM’lerde etki sahibi.
Yapılması gerekenler açıktır. MESEM projesi derhâl durdurulmalıdır. Staj yaşına sınırlama getirilerek çocukların çalışma ortamları aldıkları formasyona uygun hale getirilmelidir. Önlemin alınmadığı tespit edilen fabrikalara caydırıcı cezalar uygulanmalı öğrenciler derhâl bu fabrikalardan alınmalıdır. Stajyer çalıştıran işyerlerinde denetimler artırılmalı, patronların acımasız sömürüsünün önüne geçilmelidir. Mesleki eğitim süreci, stajyerlerin fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak çalışma ortamına hazırlanması sağlanmalıdır. Stajyer ücretleri artırılmalı, çocukların sağlıklı beslenmeleri sağlanmalıdır. Stajyer sigortalarının kapsamı geliştirilmeli, emekliliğe tabi sayılmalıdır. Patronlara verilen teşvikler kesilmeli, sigorta ve stajyer ücretlerinin tamamı stajyer çalıştıran iş yeri tarafından karşılanmalıdır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2024 tarihli 174. sayısında yayınlanmıştır.