Systemair HSK'dan bir işçi: Sendika haktır, engellenemez!
Merhaba yoldaşlar ve dostlar, yakın zamanda Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından biz işçi ve emekçileri ilgilendiren önemli bir karar alındı. Şeker-İş sendikasının AYM'ye yaptığı başvuru geçtiğimiz haftalarda tamamlandı ve sendika yetkisine itiraz davalarının uzaması açıkça sendika hakkının ihlali kabul edildi. Bu karar bağlayıcı bir karar. Yani AYM aslında tüm derece mahkemelerini uyarıyor, davaları hızlı sonuçlandırın ki işçiler mağdur olmasın diyor.
Sendikalaşma sürecini yakından uzaktan bilen herkesin apaçık bildiği ve biz işçilerin ise bizzat deneyimlediği bu gerçekler bizim için yeni değil. Patronların açıkça suç işlediğini sağır sultan biliyordu, ancak kılını kıpırdatan yoktu. Sakız gibi uzayan bu davaların işçileri nasıl mağdur ettiğini, yıllarca yetki bekleyen Sibaş ve İzocam işçilerine sorun, 7 yıllık davanın sonunda geriye iki üyesi kalan MT Reklam işçilerine sorun. Bu dava süreleri boyunca patronların içeride örgütlenmeyi kırmak için yıllarca nasıl uğraştığını Baldur işçilerine sorun, size söylesin. Yanına bir de ücretsiz izin belasını ekleyince, anayasal hakkı çiğnenen işçinin nasıl aynı zamanda açlıkla da sınandığını Systemair HSK işçilerine sorun, size anlatsın. Ayrıca patronlar bu suçu işlerken yetkisiz mahkemelere itiraz davalarını götürmekle kalmıyor, sözde işten çıkarmanın yasak olduğu bu dönemde ücretsiz izin veya Kod 29 ile işçilere kapıyı da gösteriyor. Hatta attığı işçilerin yerine taşeron işçileri fabrikaya dolduruyor, hiçbir şey olmamış gibi üretimine devam ediyor.
Bizim HSK'da yaşadığımız tam olarak budur. Taşeron sayısının kadroluları neredeyse ikiye katladığı fabrikamızda tüm bu suçlar sanki hiç işlenmemiş gibi çalışmaya devam ediyoruz. Yönetim işler yetişmeyince bizi suçluyor. Sanki kapının önünde hakkını aramak için bağıran işçileri biz ücretsiz izne çıkarmışız, içeride gördüğü baskılara dayanamayarak işini bırakan işçileri biz tehdit etmişiz, biz baskı yapmışız gibi bir de bize hesap soruyor. İşlenen suçlar cezasız kaldıkça utanmazlık da artıyor, yeni suçlar daha da cesaretle işleniyor.
İşte bu yüzden AYM'nin bu kararı bizim için çok önemlidir ancak karar tek başına yetmez. Bu kararın uygulanması da gerekir. Patronun itirazı için ortada düzgün bir gerekçe yoksa sendika yetkisi bir an önce verilmeli, işçilerin yıllarca süren mağduriyeti derhal giderilmelidir. Devlete düşen görev budur. Bizlere düşen görev ise bu emsal kararları arkamıza alarak hak arama mücadelesini sürdürmek, işi mahkemelere bırakmamaktır. Çünkü biliyoruz ki işlenen tüm bu suçlara karşı vereceğimiz fiili mücadele de yasaldır, haklıdır ve en önemlisi sonuna kadar meşrudur!
Systemair HSK fabrikasından bir işçi