TKF’nin 100. Yılı (2) Mustafa Suphi: “Fırkamız bütün şarkta inkılâbın bayraktarı olacaktır”

TKF’nin 100. Yılı (2) Mustafa Suphi: “Fırkamız bütün şarkta inkılâbın bayraktarı olacaktır”

Bu yıl Türkiye’nin ilk devrimci işçi partisinin, proletarya enternasyonalizminin bu topraklardaki ilk temsilcisinin kuruluşunun 100. yıldönümü. 10-16 Eylül 1920 günleri arasında, o yılın bahar aylarında bir Sovyet ülkesi haline gelmiş olan Azerbaycan’ın başkenti Bakû’de toplanan Birinci Kongresi’nin sonucunda Türkiye Komünist Fırkası (o dönemin terminolojisinde Parti yerine Fırka kullanılır) kuruluyordu. Gerçek gazetesi, Ocak sayısında Devrimci İşçi Partisi’nin (DİP) 2020’yi TKF yılı olarak kutlayacağını duyurmuştu. Orada TKF’nin neden DİP’in atası olduğunu ve DİP’in neden TKF’nin gerçek mirasçısı olduğunu izah etmiştik. Bu ikinci yazımızda, bir belge yayınlıyoruz.

Türkiye komünist hareketinin ilk adımlarını attığı andan itibaren önderi konumunu kazanan ve TKF’nin kuruluşunda parti başkanı seçilen Mustafa Suphi’nin kısa biyografisini Ocak ayında vermiştik. Aşağıda bu tarihi önderimizin TKF Birinci Kongresi’ni açış konuşmasını yayınlıyoruz. Parantez içindeki bölümler Birinci Kongre’nin belgelerini yayınlayan Tüstav’ın (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) kongre tutanaklarından aktardığı notlardır. Köşeli parantezler ise Gerçek gazetesi tarafından genç kuşakların artık sık kullanılmayan deyimleri anlayabilmesi için yerleştirilmiştir.

 

Türkiye İştirakiyun [Komünist] Teşkilâtı’nın birinci kongresini açmakla kendimizi bahtiyar addediyoruz. (Sürekli alkışlar, mızıka Enternasyonal’i çalar)

Arkadaşlar, bir zamanlar bir hayal halinde telâkki [kabul] olunan komünizm, bugün, Rusya’da meydana getirdiği hayat ile, kurduğu yeni şekl-i hükûmetle, Kızıl Ordusu ile amele, rençber ahali içerisinde kuvvetlendirdiği teşkilâtıyla şarkın ve bütün dünyanın mazlum millet ve sınıflarına pek büyük ümit veriyor. Son aylar zarfında, bize görünen iki büyük manzara [s.4] bu ümitlerin ne kadar esaslı olduğunu gösteriyor. Bu manzaralardan biri, Üçüncü Enternasyonal’in ikinci kongresidir ki orada şark ile garbın muhtelif mahallerinden gelmiş 37 millete mensup amele ve rençber vekilleri içtimâ etmişti [toplanmıştı]. Bu içtimâ proletarya hareketlerinin yeryüzünde ne derece kuvvetli olduğunu gösteren aşikâr ve maddî bir delildir. Diğer taraftan, içtimâını henüz bitiren Beynelmilel Şark Kongresinde şarkın muhtelif milletvekilleri, Hindliler, Cavalılar, İranlılar, Türkistanlılar, Buharalılar, Dağıstanlılar, Kırımlılar, Türkiyeliler ile Gürcistan ve Ermenistan mazlum milletleri tarafından gönderilen binlerce vekiller bir yerde toplanarak aynı hedefe doğru amel ve iradelerini ilân etmiş olmakla Avrupa cihangirlerine karşı azîm ve maksatlarını anlatmış oldular. Üçüncü Enternasyonal’in kongresi son celsesini kapatırken, Rusya’nın muzaffer Kızıl Ordusu’nu dünya proletaryasının ve şark mazlum milletlerinin hâdim ve müdafii [hizmetinde ve savunucusu] bir ordu olarak ilân etmiştir. (Şiddetli alkışlar)

Bakû’da toplanan Beynelmilel Şark Kongresi de Avrupa ve Amerika’nın zâlim ve hunhar emperyalizmine karşı mukaddes mübareze [kutsal savaş] ilân etti. (Şiddetli alkışlar) İşte bu iki misâl karşısında bolşevizmin yeryüzündeki içtimâî [sosyal] inkılâba nasıl esaslı bir istinatgâh [dayanak] olduğu meydana çıkıyor. Türkiye’deki son vak’aları tetkik etseniz, gelen arkadaşları dinleseniz, fırkamıza gönderilen mektupları görseniz, memleketimizin son ümidinin bolşevizmde olduğu kanaatini anlarsınız. Arkadaşlar, Rusya inkılâb-ı kebiri [büyük devrimi] son üç sene zarfında icazkâr [kısa ifadelerle çok şey anlatan] numuneler görmüştü. Hiç kimsenin ümit etmediği halde Rusya proletaryası evvelâ bir inkılâp ordusu vücuda getirdi ki cihanı hayran bıraktı. İşte bu inkılâp şimdi demir ellerini şarka uzatıyor. Şark siyaseti Üçüncü Beynelmilel’in ruznamesinde [gündeminde] birinci maddeyi [s.5] teşkil ediyor. Bu meselede en ziyade alâkadar olanlar şüphesiz bizleriz. Biz Türk komünistleri bu hareketin kıymetini bilmeli, tarihin kaydedeceği bu fırsatı iyi takdir etmeliyiz. Biz de kendi memleketimizde Avrupa emperyalizminin ve haricî ve dahilî düşmanların haddini bildirmeliyiz. Bütün bu arzularımızı tasavvur ve temenniden hakikat haline koyacak, bu kongredir. Türkiye komünist kongresi Rusya’dan uzanan bu demir elleri tutabilecek kuvvetler yetiştirecek ve fırkamız yalnız Türkiye’de değil, bütün şarkta inkılâbın alemdarı [bayraktarı] olacaktır. (Alkışlar) Onun için, Yaşasın Türkiye Komünist Fırkası! (Alkışlar) Yaşasın bütün komünist fırkalarını har-i aguşunda [kucağında] toplayan Üçüncü Enternasyonal! (Alkışlar ve marş) Yaşasın şarkta birinci inkılâp ocağı kuran Azerbaycan Şûrâ Cumhuriyeti! (Alkışlar ve marş)

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2020 tarihli 126. sayısında yayınlanmıştır.