Türkiye sahaya indi NATO’nun eline düştü
Pıtrak gibi her yandan biten milliyetçi stratejistler “sahada olmazsak masada kazanamayız” palavrasıyla kahramanlık hikayeleri yazmaya devam ederken Türkiye’nin sahaya indikçe boynundaki emperyalist zincirlerin nasıl sıkılmakta olduğunu halktan gizliyorlar. James Jeffrey Türkiye’ye geliyor, özellikle Türkçe konuşarak “sahada şehidimiz var” diyor. Çok eleştirildi. Samimi olmadığı söylendi. Oysa tam tersine Amerikan temsilcisi en samimi haliyle “bizim savaşımızı veriyorsunuz” dedi ve halkın sempatisini kazanmak için değil, durum tespiti yapmak için o sözleri söyledi.
Doğu Akdeniz’de destanlar ve La Fontaine’den masallar
Türkiye, dış politikasında meşruiyet zeminini yitirdikçe köşeye sıkışıyor ve ABD emperyalizminin desteğini almak için çırpınmaya başlıyor. Bu süreçte Doğu Akdeniz’deki gaz mücadelesinde emperyalizme karşı yazılan destanların, La Fontaine’den masallara dönüştüğüne tanık oluyoruz. ABD donanmasıyla Akdeniz’de ortak tatbikatlar, TSK’nın “biz NATO’yuz” sloganıyla reklam kampanyası başlatması derken en son NATO Parlamenterler Asamblesi’nde Yunanistan heyeti, Türkiye-Libya arasındaki anlaşmaya karşı istediği desteği bulamıyor ve toplantıyı protesto ederek salonu terk ediyor. Ne zafer ama! Geçen ay ABD-Yunanistan arasında askeri işbirliği anlaşması imzalanmıştı, bu ay da NATO toplantısında Türkiye’nin gönlü alındı. Yani zafer Türkiye’nin değil, Türkiye’yi ve Yunanistan’ı birbirine düşürüp iki tarafı da hizaya getiren ABD emperyalizminin zaferi.
Filistin gazı Filistinlilere, Kıbrıs Kıbrıslılara
Siyonist çete lideri Netanyahu bile alay ediyor Erdoğan’la: “Eskiden her üç saatte bir bana Hitler derdi. Şimdi altı saatte bir diyor ama, ticaretimiz arttı, ilişkilerimiz gelişti” diyor. Erdoğan’ın derdinin İsrail’in Filistin halkından çaldığı gazı Türkiye üzerinden geçecek boru hatlarıyla pazarlamak olduğunu Netanyahu da gayet iyi biliyor ve kendi meşrebince göz kırpıyor. ABD’ye ve İsrail’e karşı ettiği büyük büyük lafları yutup, emperyalizmin ve Siyonizmin eksenine oturanları, sinirlerini KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan çıkarırken ve yine Kuzey Kıbrıs halkına had bildirirken görüyoruz. Filistin gazını Filistinlilere yar etmeyen İsrail ile Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakmamakta ısrar eden Türkiye, İsrail’in gasp ettiği gazı çok daha ucuz taşıyacak olan Ceyhan boru hattında buluşuyor.
Halk sahaya inmeli
Türkiye’nin askerleriyle ve donanmasıyla sahaya inmesinin sonucu belli. Bizim çağrımız ise Türkiye’nin emekçi halkının, emperyalist zincirleri kırmak, Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, emperyalist üsleri kapatmak ve İsrail’le ilişkileri kesmek üzere sahaya inmesi!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2020 tarihli 126. sayısında yayınlanmıştır.