Kocaeli 1 Mayıs’ından net mesaj: Kıdemime dokunma!
Kocaeli’de Türk-İş’e bağlı sendikaların düzenlediği 1 Mayıs kutlamalarına onbinlerce işçi katıldı. Kıdem tazminatı başta olmak üzere özelleştirme, taşeron ve çocuk işçilik gibi sorunların vurgulandığı mitingde, işçiler sloganlarla taleplerini haykırdılar. Doğu Kışla Parkı’nda buluşan işçiler kortejler halinde alana yürüdüler. Yürüyüş sırasında “Kıdem hakkımız gasp edilemez”, “Kıdem hakkımız, söke söke alırız”, “Damat şaşırma sabrımızı taşırma” sloganları Kocaeli sokaklarında yankılandı. Yürüyüş güzergâhının sonunda alana giren işçiler halay ve türkülerle kutlamalara devam ettiler.
Ergün Atalay ve Pevrul Kavlak: Kıdem tazminatından taviz yok!
Metalin Sesi grubunun konseriyle başlayan etkinlik Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın konuşmasıyla devam etti. Konuşmasına dünyadaki bütün emekçilerin 1 Mayıs’ını kutlayarak başlayan Kavlak; taşeronlaşmaya, iş cinayetlerine ve kölece çalışmaya son verilmesi gerektiğini vurguladı. Patronların krizin faturasını emekçilere kesmek istediklerini belirten Kavlak, kıdem tazminatı hakkındaki en ufak bir geri gidişe bile izin vermeyeceklerinin özellikle altını çizdi.
Pevrul Kavlak’ın konuşmasının ardından sözü Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay aldı. Atalay, mevcut kıdem tazminatı düzenlemesiyle bile 25 sene çalışan bir işçinin kıdeminin bir ev almaya dahi yetmediğini belirtti ve patronların kıdem tazminatında nokta kadar geri gidişi bile akıllarına getirmemeleri gerektiğini söyledi. Kıdem tazminatı konusunun her sene tekrardan gündeme getirildiğini belirten Atalay artık “fon” lafının ülke gündeminden çıkarılması gerektiğini söyledi. Atalay konuşmasında ayrıca, 1977 1 Mayıs’ında hayatını kaybeden işçilerin katillerinin hala belli olmadığını ve bunun görmezden gelinmemesi gerektiğini de vurguladı.
Söyleyene değil söyletene bak
Ergün Atalay’ın da Pevrul Kavlak’ın da sözleri Türk-İş’in kıdem tazminatını kırmızı çizgi ve genel grev sebebi olarak gören kongre kararlarının gereğidir. Bu sözler her iki sendika yöneticisinin niyet ve düşüncelerinden çok Türk-İş üyesi işçilerin ve tüm işçi sınıfının aşağıdan yukarı yükselttiği basıncın ifadesidir. Berat Albayrak’ın, kıdem tazminatının fona devredilmesinden bahsettiği günden itibaren tüm fabrikalar adeta kaynamaktadır. İşçiler kıdem tazminatını vermemekte kararlı olduklarını, sendika bürokratlarının satması halinde bunun hesabını soracaklarını göstermektedir. Fabrikalar bu şekilde kaynarken sendika başkanlarının başka türlü konuşması da mümkün değildir. Buradan çıkartılacak sonuç açıktır. Fabrikalarda ve işyerlerinde yükselen tepkinin soğumasına izin vermemeliyiz. Tam tersine havayı günbegün ısıtmalı ve bu mücadele sıcaklığının diğer fabrikaları ve Hak-İş dahil tüm sendikaları sarmasını sağlamalıyız. Sendikacıların sözlerinin eyleme geçmesinin tek yolu budur! 1 Mayıs iyi bir başlangıç olmuştur, kazanılmış haklarımızın korunması genel grevin hazırlanmasıyla sağlanacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2019 tarihli 116. sayısında yayınlanmıştır.