Şule Çet: Son olsun demek yetmez, kadın cinayetlerini durdurmak için mücadeleye!
28 Mayıs günü Ankara'nın Çankaya ilçesinde bir plazanın 20. katından düşerek ölen Gazi Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Şule Çet'in ölümüne dair otopsi raporu çıktı. Rapora göre Şule’nin cinsel saldırıya uğradığı ve ardından öldürüldüğünün ortaya çıkması ile birlikte kadın cinayetleri bir kez daha tüm yakıcılığıyla toplumun gündemine oturdu.
Şule'nin ölümünün ardından 2 kez gözaltına alınan şüphelinin ifadesi Şule'yi ikna etmeye çalışmasına rağmen başaramadığı ve Şule'nin intihar ettiği yönündeydi. Ailenin avukatı her ne kadar Şule'nin şüpheliyle ve ev arkadaşıyla olan mesajlaşmalarını dayanak göstererek bunun bir intihar değil bir cinayet olduğunu söylese de şüpheliye denetimli serbestlik verildi. Çıkan otopsi raporu Şule Çet'in cinsel ilişkiye zorlandığı yönünde. Ayrıca düştüğü (bu durumda atıldığı) pencerede Şule Çet'e ait parmak izi bulunmuyor. Tüm bulgular Şule Çet'in kadın cinayetine kurban gittiği yönünde.
Kasım 2017'de yayınlanan verilere göre Türkiye'de 2010'dan bu yana en az 1915 kadın öldürüldü. 355’i cinayetin öncesinde şiddet, taciz, tecavüz veya tehdide maruz kalmıştı. En az 237 cinayet kadınların güvenlik endişesiyle resmi başvuruda bulunmasına rağmen işlendi. Yani açıkça görülüyor ki devlet kadınların güvenliğini almak bir yana, güvenlik talebiyle devlete başvuran kadınlara sırt çeviriyor.
Şule Çet cinsel saldırıya uğrayıp öldürülen ilk kadın değil. Ancak yalnızca bu son olsun demek de yetmez. Tacize, tecavüze şiddete, talep olmasına rağmen kadınlara koruma hizmeti vermeyen, mahkemelerde zanlılara sırf özenli bir kıyafetle geldikleri için iyi hal indirimi veren erkek egemen devlet son veremez. Aksine tetikler. Sorunun çözümü bizim ellerimizde. Şule'nin, Özgecan'ın, Cansu'nun ve daha nicelerinin hesabını sormak için, bir kadın daha eksilmesin diye kadın mücadelesini taleplerimizle yükseltelim. Tek başımıza yapamayız. Tacize, tecavüze, şiddete ve cinayetlere karşı öz savunma örgütleri kuralım! Kadınlara yönelik suçların ayrı bir kategori olarak değerlendirilmesi ve ağırlaştırılmış, caydırıcı cezalar uygulanması için, cezada haksız tahrik indirimine son verilmesi için mücadele edelim!