AKP’nin yığınak politikası
AKP’nin yığınak politikası
15 Temmuz gecesi yaşanan 24 saatlik iç savaş, Türkiye’ye geleceğini gösteriyordu. AKP o zamandan beri hem kendine uygun bir ordu biçimlenmesi yaratmaya, hem de çeşitli biçimler altında milis güçleri oluşturmaya çabalıyor. Gerçek sayfalarında “özel harp uzmanı” SADAT’tan Osmanlı Ocakları’na, Hüdâ-Par’dan Halk Özel Harekât’a, bu alandaki çeşitli çabaları teşhire hep dikkat ettik. Şimdi bu alandaki yeni gelişmelere okurlarımızın dikkatini çekelim.
· Özel güvenliklere uzun namlulu silah! İçişleri Bakanlığı son günlerde bir yönetmelik değişikliği ile özel güvenlik kuvvetlerine uzun namlulu silah verilmesini Genelkurmay Başkanlığı’nın iznine bağlayan hükmü kaldırdı ve yetkiyi valilere verdi. Bu görevi valilik adına “özel güvenlik komisyonu” adı verilen bir kurul yapıyor. Böylece AKP, kendi valileri aracılığıyla uygun görülen yandaş güvenlik şirketlerinin uzun namlulu silah stoku yapmasını olanaklı kılacak. Özel güvenlik komisyonu denen heyetin bileşimi de ilginç: başkanı vali yardımcısı, üyeleri il emniyet müdürlüğünün, il jandarma komutanlığının, ticaret odası başkanlığının ve sanayi odası başkanlığının temsilcileri. İlk üçünü anladık. Ya son ikisi? Devletin silahlı işlerinin patronlar sınıfının ayakta kalmasını sağlamak için yürütüldüğünü daha iyi ne anlatabilir?
· Melih Gökçek Kalaşnikoflu ordu hazırlığında!Aydınlık gazetesinin verdiği habere göre, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve onun güvenlik işlerine bakan ANFA adlı özel güvenlik şirketi, bir yandan özel harekât eğitimi almış elemanlar yetiştirme, bir yandan da Kalaşnikof için kullanılan tipten mermi temin etme çabası içinde. ANFA’nın bünyesine yeni kattığı 2 bin elemanla şimdi mevcudunun 4 bin kişi olduğu belirtiliyor. Aydınlık gazetesinin yayın politikasına en ufak bir güven duyulamaz, ama istihbarat kaynaklarıyla içli dışlı olduğu konusunda kuşku olamaz.
· Jandarmayı polisleştirme operasyonu!Bilindiği gibi, birkaç yıl önce başlayan bir süreç 15 Temmuz’dan sonra olgunlaşmış ve Jandarma Genel Komutanlığı Genelkurmay Başkanlığı’nın çatısı altından alınarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştı. Jandarmanın ne ölçüde askeriyeye ne ölçüde emniyet teşkilatı gibi içişlerine bağlı olacağı sorunu belli ki mücadele konusu. Jandarmanın kendi içinden gelen işaretler bu kuvvetin içişlerine asimilasyona direndiği izlenimi bırakıyor. Ama elbette Jandarma’nın idari (ve siyasi) âmiri konumundaki içişleri bakanının basıncı mutlaka hissediliyordur. Mücadelenin son evresi, jandarma için hazırlanan yeni kıyafetler. Subay düzeyinde eskisinden büyük fark yok, ama er düzeyinde sanırsınız polis memuruna bakıyorsunuz. Jandarmanın bütün özgüllüğü kaldırılıyor ki toplum da jandarmanın kendisi de polisle aralarında bir fark görmesinler. Bu gerçekleşirse, AKP hükümeti yüz binlerle sayılan yeni bir polis gücü elde etmiş olacak.
Kalaşnikoflu ANFA Güvenlik elemanları da jandarma erleri de polise benziyor. Birlik içinde hareket etmeleri nasıl daha kolay değil mi?
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2017 tarihli 94. sayısında yayınlanmıştır.