Özelleştirmede OHAL fırsatçılığı: TTK ve TP işçilerine KHK saldırısı!
Tayyip Erdoğan, yakın zamanda ülkenin bütün kaynaklarını hizmetine sunmak istediği bir “milleti” tarif etmişti. Bu “millet”ten kasıt bu ülkenin emekçileri değil, sermaye sınıfının temsilcileri yani işverenlerdi. 4 Ağustos günü TOBB başkanlarına hitaben yaptığı konuşmasında karşısındaki işverenleri işaret edercesine iki elini açıp “Artık bu ülkenin kaynakları, imkânları, potansiyeli hiç kimsenin değil; sadece ve sadece milletimizin hizmetinde olacaktır!” diyerek net bir şekilde ifade etmişti bunu. Bu toplantıda işçinin payına ise “kapıya konmak” düşmüştü.
Bugünlerde iki büyük kamu kurumunun özelleştirilerek sermayenin hizmetine sunulması gündemde: Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Petrolleri (TP). Ancak bu, hükümetin hesap ettiği kadar kolay olmuyor. Her iki kurumun işçileri, AKP hükümetinin bu özelleştirme hamlesine direnişle karşılık veriyor: Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyesi işçiler TTK’nın özelleştirilmesine Zonguldak’ta kitlesel bir eylemle cevap verdiler. Petrol-İş üyesi işçiler de TP’nin yürüttüğü faaliyetlerin başka şirketlere devri yoluyla küçültülmesine karşı Adıyaman, Batman ve Trakya Bölge Müdürlükleri ile Ankara’daki genel müdürlükte yarım günlük iş bırakma eylemiyle.
AKP hükümetinin bu yolda kullandığı bir diğer hamle “torba kanun” olmuştu. 100’den fazla kamu kurumunun özelleştirilmesini hızlı bir şekilde gerçekleştirmek için bu torba kanunun içine bir madde eklemişler ancak işçilerin yükselen tepkisinden korktukları için o maddeyi tasarıdan çıkarmak zorunda kalmışlardı.
Özelleştirme yolunda her yolu deneyen hükümet, bu kez de OHAL’i bir fırsata çevirerek işçilere saldırıyor. 29 Ekim günü yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile TTK ve TP bünyesinde çalışan ve özelleştirmelere karşı mücadele eden sendikalı işçiler hukuksuz bir şekilde ihraç edildi. TTK’dan ihraç edilenler, GMİS üyesi ve KESK’e bağlı Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) şube yöneticisi ve üyeleri. TP’den ihraç edilenler ise Petrol-İş üyesi işçiler. Söz konusu her iki kurumdan da özelleştirmeye karşı mücadele eden sendikalı emekçilerin ihraç edilmesi, bu operasyonun bir nokta atışıyla mücadeleyi kırmak için planlı bir şekilde yapıldığını gösteriyor.
Hükümetin bu KHK saldırısını da boşa düşürecek, arkadaşlarının işe geri dönmelerini sağlayacak olan işçilerin özelleştirmelere karşı yılmadan mücadeleyi büyütmesi olacaktır. İşçiler, bu süreçte paylarına düşenin “kapıya konmak” olmadığını göstermelidirler!