Asgari ücret 1300: Kaşıkla verdiler kepçeyle almaya geliyorlar
Asgari ücret tespit komisyonundan çıkan kararla asgari ücret 1 Ocak itibariyle 1300 lira net olacak. Açıklamayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu yaptı. Soylu, asgari ücretin işverene getireceği 274 liralık ek maliyetin yüzde 40'ının 110 lirasının hazineden karşılanacağını açıkladı. Böylece asgari ücret yüzde 30 oranında artmış oldu. Ama hala asgari ücret 1385 liralık açlık sınırının altında. Buna rağmen patronlar hala memnun değil. Ağlamaya devam ediyorlar. Asgari ücret 1300 lira olduktan sonra kıdem tazminatının kaldırılması için bastırıyorlar. Artan maliyetlerini işçi çıkartarak karşılamayı hesaplıyorlar çünkü. AKP de yanlarında. Soylu'nun asgari ücret açıklamasına paralel olarak Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan, kıdem tazminatı hakkının kaldırılarak fona devredilmesini öngören yasayı Ocak sonu ya da Şubat başında meclise getirmeyi planladıklarını açıkladı.
Şimdilik patronlar ağlaya ağlaya devletten 110 lira kopardılar. Sanki işçiye havadan para veriliyor. Her bir işçi, hangi sektörde çalışırsa çalışsın, kazandığı paranın çok daha fazlasını patronlara kazandırıyor. Bu yüzden asgari ücretin, tamamının patronların elde ettiği kârdan ödenmesi gerekir. Oysa devlet, işçiler için eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerine harcanabilecek kaynakları yine patronlara veriyor.
Patronlara destek olarak verilecek 110 lira bir sene boyunca geçerli olacak ve asgari ücret dışında uygulanmayacak. Bu uygulama asgari ücretten yüksek alan işçiler için 1300 lira adeta fiili bir bariyer işlevi görecek. Patronlar 110 lira destekten yararlanmak için kalifiye işçilere asgari ücret ödemekte ısrar edecekler. Söz gelimi patron bir işçiye 1400 lira verse 1300 liraya göre 100 lira değil 210 lira daha fazla maliyete katlanmış olacak. Kağıt üzerinde asgari ücret gösterip elden ücret verme uygulamaları artacak. Bankadan işçiye ücretini yatırıp işçiden bir kısmını elden geri alan patronlar da bu sayede işçi maliyetlerini düşürme olanağına bile sahip. Bu tabii ki yasadışı. Ama AKP hükümetinin 13 yıl boyunca, bu konularda patronları koruyup kollayan, her türlü usulsüzlüğü görmezden gelen tutumu herkesin malumu.
1300 liranın üzerinde net ücret alan işçilerin durumunun ne olacağı ise halen belirsizliğini koruyor. 1301 lira net ücret alan bir işçi asgari ücretteki artıştan hiçbir şekilde yararlanamayacak. Dahası AKP'nin son icraatı ile, vergi dilimlerindeki yüzde 5'lik artış yüzünden işçiler bu yıl elde edecekleri gelir artışını sene sonunda vergi adı altında geri ödemek durumunda kalacaklar. Türk-İş başkanı Ergün Atalay "vergi dilimindeki artışla sene başında 2000 lira alan işçi sene sonu ancak 1600 lira alabiliyor, pirince giderken evdeki bulgurdan olduk" diyor. İşçiler gelir vergisi dilimlerinin, gelir kaybına yol açmayacak şekilde düşürülmesini isterken aynı zamanda da vergi yükünü sermayenin üstlenmesi için kurumlar vergisinin arttırılmasını savunmalılar. Patronlar, işçilerden gelecek tepkileri öngörüyor ve kendi aralarında tartışıyorlar. Asgari ücretten fazla alan işçilerin ücretlerini ne kadar arttırabileceği ise patronların gönlünden kopana göre değil işçinin bileğinin gücüne göre belirlenecek.