Bakırköy işçileri sınıf dostlarıyla birlikte yürüdü
Bakırköy Belediyesi'ne bağlı BYUAŞ şirketinde çalışan taşeron işçileri, mücadelelerini Bakırköy halkına anlatmak için yürüyüş düzenledi. Birçok siyasi partinin destek verdiği yürüyüşe katılım yoğundu. Yürüyüşe başka sektörlerde çalışan birçok işçi de destek verdi. Ayrıca diğer sendikalardan yöneticiler de destek için yürüyüşteydi.
Yürüyüşten önce, sabah saatlerinde "taşeron yasaklansın", "herkese güvenceli iş" taleplerimizle afişleme çalışması yaptık. Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda taşeron düzenine karşı ajitasyonlarımızda, halka BYUAŞ işçilerinin haklı mücadelesini anlatarak destek istedik. Ayrıca emekçileri 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırdık.
Bu çalışmalardan sonra Dikilitaş’a yürüdük. Dikilitaş’ta toplanan BYUAŞ işçileri ve sınıf dostları hep birlikte Bakırköy Özgürlük Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında "atılan işçiler geri alınsın, BYUAŞ işçisi yalnız değildir, yandaş sendika istemiyoruz" sloganları atıldı. Halkın emekçilerin yürüyüşüne alkışlarla destek verdiği görüldü. Yürüyüş sırasında CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı binası önünde, CHP’nin işçilere karşı saldırıları teşhir edildi. CHP’nin bu emek düşmanı tavrına karşı emekçilerin mücadeleyi yükselteceği vurgulandı.
Yürüyüş sonunda BYUAŞ işçileri bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamada CHP’nin işçi düşmanı politikaları anlatıldı. İktidara geldiğinde taşeronu kaldıracağını iddaa eden CHP’nin, kendi belediyesindeki taşeron işçilerin haklı taleplerini görmezden geldiğinden bahsedildi. Kendisine demokrat diyen Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun işçileri hayvan barınağına sürgüne gönderdiği anlatıldı. Ayrıca DİSK ve GENEL-İŞ’ten grev süresince gösterdiği olumsuz tutumu bırakıp sınıfın davasına sahip çıkması istendi.
Basın açıklaması sırasında emekçilere ve sınıf dostlarına karşı HEPAR’lı faşisterin provakasyon girişimi oldu. Provakasyonlara prim vermeyen emekçiler ve devrimciler, faşistlerin ırkçı sloganlarına "yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği" diyerek karşıladılar. Halkın desteğini alamayan ve işçilerden tepki gören faşistler, bir süre sonra alanı terketmek zorunda kaldı.
Sınıf kardeşlerine destek vermeye gelen BEDAŞ işçileri birlikte mücadele etmenin öneminden bahsettiler. Sık sık "yaşasın sınıf dayanışması, işçilerin birliği sermayeyi yenecek" sloganları atılarak işçilerin sermayeye karşı birlikte mücadele etmede kararlı olduğu vurgulandı. Nazım Hikmet’in "Güneşi İçenlerin Türküsü" adlı şiirini okuyan bir BEDAŞ işçisi sözlerini devrim diyerek bitirdi.