Gerçek arşivinden (2): Mezhep savaşına karşı sınıf savaşı!
Yaygın olarak Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) diye bilinen, ama doğru adı Irak Büyük Suriye İslam Devleti (IBSİD) olan Ortadoğu çapında iç savaş örgütü niteliği taşıyan güç Musul’u ve Tikrit’i aldıktan sonra Bağdat üzerine yürümeye başlayalı beri herkes Ortadoğu’da bir mezhep savaşı çıkması olasılığından bahsetmeye başladı. Devrimci İşçi Partisi bu olasılığın doğuşunu uzun zaman önce saptamış ve ısrarla işlemişti. Aşağıda Gerçek gazetesinin Aralık 2012 tarihli 38. sayısının başyazısını yayınlıyoruz.
Ortadoğu bir savaşa sürükleniyor. Savaşa sürükleyenlerin başında emperyalizm ve Siyonizm bulunuyor. Önce Irak’ta, Lübnan’da, Gazze’de tokat yiyen ve her birini terk etmek zorunda kalan, en güvendikleri taşeronlarını Arap devrimiyle kaybeden emperyalizm ve Siyonizm, yeniden kaybetmemek için eski bir taktiği yeniden devreye sokuyor: Mezhep savaşı!
Ortadoğu halklarının direnişinin bağrına mezhep kamasını sokmak istiyorlar. Amaç Sünni çoğunluğa sahip Türkiye’yi Nusayri Esad’ın üzerine salmak. Sünni kökenli Hamas’ı, silahlarını kullandığı İran’a düşman etmek. Hizbullah’la Müslüman Kardeşleri çatıştırmak. Askeri işgalle kontrol edemedikleri Irak’ı mezhep temelinde bölüp yönetmek. Devrimin Mısırı’nı mezhepçi karşı devrimciliğin üssü yapmak. Direnişçi Kürtleri ezip, kendileriyle müttefik olan ve olacak Kürt siyasetini önce Sünni kampa sonra da emperyalizme yamamak. Filistin’de her yeri Siyonist yerleşimlerle delik deşik olmuş topraklara BM’de gözlemci devlet statüsü alıp kendini kurtarmaya çalışan, intifadaya tövbe etmiş işbirlikçi Mahmut Abbas’ı Filistin’in tek temsilcisi yapmak. Filistin’de direniş yükseldiğinde Türkiye de dâhil bölge gericiliğini kullanma yoluyla Filistin’i uyuşturmak, İsrail’e kalkan olmak.
Biz emperyalizme köleliği, Siyonizme kalkan olmayı, halka zulmedip petrol parasıyla sefahate batmayı, kardeşi kardeşe kırdırmayı vaaz eden ne bir mezhep ne de bir din tanıyoruz, biliyoruz. Tüm bunları vaaz eden emperyalizmdir, Siyonizmdir. Onlarla birlikte hareket eden Erdoğan’dır, Suudi Kralıdır, Katar Emiri’dir.
Esad mezhebinden dolayı değil sınıfından dolayı gericidir. Mezhebi farklı olsa da sınıfı Erdoğan’la ve diğerleriyle birdir. Filistin’de halk Suudilerin petrolüyle değil yoksulların yüreğiyle direnmiştir. Türkiye’deki son yasayla mezhep ayrımı olmadan tüm işçilerin sendikalaşma hakları çiğnenmiştir. Tekel’den, THY’ye her mezhepten, halktan işçi direnişte birleşmiştir.
Mezhep savaşını kim kazanırsa kazansın kaybeden emekçi, yoksul ve ezilen milyonlardır. Kazanmak isteyenin yolu sınıf savaşıdır!