Soma'da katliam
Soma’da Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’de trafodan kaynaklanan yangın sonucunda 200 ile 400 arasında verilen sayılarda işçi madende mahsur kaldı. İşçiler yerin 200 metre altında ancak işçiler madene 2 kilometreye yakın yürüyerek ulaşıyorlar. Hastaneye kaldırılan yaralılardan bazıları hayatını kaybetti. Mahsur kalan işçilerin durumu belirsiz. İşçilerin hayatta kalabilmesi için maden içine temiz hava pompalandı ve yangın söndürülmeye çalışıldı. Ancak bilanço bir iş cinayetinin ötesinde gerçek bir katliama işaret ediyor.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. bölgede en çok işçi çalıştıran madenlerin başında gelen bir özel şirket. Maden Mühendisleri Odası’nın TBMM’ye sunduğu rapora göre madenlerdeki iş kazalarının yüzde 95’i önlenebilir nitelikte. 2003 yılından itibaren özelleştirmelerle birlikte iş kazalarının, göçük ve girzu patlamalarının sayısında artış söz konusu. Tüm Türkiye’de 44 bin madeni sadece 250 kişi denetliyor. Patronların her sektörde olduğu gibi madenlerde de denetçilere nasıl muamele ettiği biliniyor. AKP hükümeti madenlerde hız verdiği özelleştirmelerin, taşeronlaştırmanın yanısıra daha bir hafta önce meclise Soma'daki madenlerin durumu ve iş kazaları ile ilgili sunulan araştırma önergesini reddedetti. Madenin patronu bu katliamı AKP hükümetinin gözetiminde gerçekleştirdi.
Madenlerdeki işçi ölümlerinde Avrupa birincisi olan Türkiye, dünyada da üçüncü sırada. Bu katliam tablosu tabii ki başta AKP hükümeti olmak üzere özelleştirmeci iktidarlar. Nitekim suçunu bilenler hemen gösteriye başladı bile. Erdoğan resmi konutta Enerji Bakanı’ndan bilgi almış hemen talimat vermiş. Bakan Soma’ya gidiyor. Abdullah Gül de tüm olanakların seferber edilmesi için talimat vermiş. Bu talimatlar canlarımız göçük altında kalmadan önce bu işletmelerdeki çalışma koşullarının güvenli ve insani hale getirilmesi için verilecekti.
İşçiler ve aileleri canlarıyla boğuşurken talimatı alan Enerji Bakanı Taner Yıldız, işletmenin 2012’den beri denetlendiğini eş zamanlı olarak şirket de en üst seviyede önlem aldıklarını açıkladı. Daha işçiler göçük altındayken patronu aklamaya çalışmaktan utanmıyorlar. Ölen işçilerimiz kazaya değil cinayete kurban gitti. Bu sayının artmamasını bu cinayetin bir katliama dönüşmemesini umuyoruz. Ancak katillerden hesap sorulmadıkça bugün Soma yarın başka bir yer olacak. Hem yetkililerin aklamaya değil kurtarmaya enerjilerini yoğunlaştırmalarını sağlamak hem yaşanan bu büyük acıyı paylaşmak hem de katillerden hesap sormak için işçiler ve emekçiler sokaklara çıkmalıdır.