Üsküdar'ı kaybettin, dikkat et de yine attan düşmeyesin
Devrimci İşçi Partisi referandum gecesi henüz sonuçlar kesinleşmeden yaptığı açıklamada "istibdad kaybetmiştir" tespitini yapmıştır. Bu tespitin ilk teyidini ise çıktığı balkonda bizzat Tayyip Erdoğan yapmıştır. Erdoğan bir zafer konuşması dinlemeye hazırlanan seçmenlerine neden kaybetmediklerini anlatmaya çalışan, adeta vaziyeti kurtarma gayreti içerisinde olan bir konuşma yaptı.
Öyle ki kitleyi heyecanlandırmak için referandum öncesinde her fırsatta gündeme getirdiği "idam" konusunu yine açtı. Ana muhalefet liderini yuhalatmayı es geçmedi. Tabii ki hayır oyu verenlere "bize saldırdılar" diyerek saldırmayı ihmal etmedi. Siyaseten kaybettiği ve yalnızlaştığı o kadar açıktı ki tabanlarına söz geçiremeyen MHP ve BBP'ye bile teşekkür etti. Aylarca hayır diyenleri teröristlerle birlikte olmakla suçladıktan sonra Hizbullah'ın yasal partisi Hüda-Par'a özel bir teşekkür göndermekten çekinmedi. Nihayet ve en önemlisi "sonuçları küçümsemek isteyenler" olduğunu iddia ettikten sonra, “boşuna uğraşmayın,atı alan Üsküdar'a geçti" deyiverdi.
İşte hem Erdoğan'ın içinde olduğu vahim durumun, hem de bu vahamet içerisinde ülkeyi nasıl bir uçuruma sürüklediğinin sembolik ifadesi bu cümledeydi.
Referandum olmuştur ama bitmemiştir
Her şeyden önce sonuçları küçümseyen yoktur. YSK'nın mühürsüz zarf ve pusulaları geçerli sayan skandal kararı, kameralara kaydedilen çok sayıda yolsuzluğun ayyuka çıkması ve toplamda sandıkların yüzde 60'ına itiraz edilmesi söz konusuyken, küçümsemekten bahseden referandumda yaşanan skandalı küçümsemeye çalışıyor demektir.
Türkiye'yi meclisteki açık oylamalı, kavgalı dövüşlü bir oldubittiyle bir rejim değişikliğinin eşiğine getiren Erdoğan'ın, AKP'nin ve MHP'li, BBP'li, Hizbullahçı destekçilerinin referandumu da bir oldubittiye getirmesi kabul edilemez. Referandum olmuştur ama bitmemiştir. Bu herşeyden önce hukuken böyledir. 2,5 milyon oya itiraz edilmiştir. Mühürsüz oylarla ilgili son kararın ne olacağı belli değildir. Sonuçta YSK Başkanı çıkıp resmi sonuçların duruma göre 11-12 gün içinde açıklanacağını ilan etmiştir. Hayır cephesinin tüm partileri seçim sonuçlarını tartışmalı bulmakta, referandumun meşruiyetini sorgulamaktadır ve mesele bu temelde yüksek bir yargı organı olan YSK'ya intikal etmiştir.
Siyaseten de durum bir oldubittiye izin vermeyecek şekilde tezahür etmiştir. Referandum sonuçları Anadolu Ajansı'nın ilk andan itibaren manipüle ederek yayınladığı rakamlarla tescil edilse bile, Türkiye'de bir rejim değişikliğine onay yoktur. Türkiye'nin emekçi sınıflarının yoğunlaştığı büyük şehirler Cumhurpatronluğuna ve Türkiye'nin bir Anonim Şirket gibi yönetilmesine HAYIR demiştir. Müttefikleri bir yana Erdoğan kendi seçmenini dahi ikna edememiştir. Her şeyden önce Erdoğan, atı alıp geçtiğini iddia ettiği Üsküdar'ı kaybetmiştir. Kesinleşmemiş rakamlara göre Üsküdar sadece yüzde 53,31'le HAYIR demekle kalmamıştır, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 49, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 48 oy verdiği Erdoğan'a referandumda sadece yüzde 46,69 oy vermiştir. Sadece Üsküdar değil Türkiye'nin emekçi kentlerinin hepsinde evet cephesinin oyları düşmüş bu bölgelerin çoğunda AKP'nin daha önce tek başına aldığı oy oranları dahi tutturulamamıştır.
Bir kez daha istibdad kaybetmiştir
Ortaya çıkan durum, hiçbir şüpheye bırakmayacak şekilde açıktır. İstibdad cephesi kaybetmiştir. Bu yenilgi özellikle istibdadın işçi sınıfı ile karşı karşıya geldiği il ve ilçelerde sandık sonuçları bağlamında bile bir yenilgi manzarasını ortaya koymaktadır. Ülkede tek başına at koşturmaya çalışana Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri izin vermeyecektir. Ata binip bu gerçeğin üstünden atlamaya çalışan o attan düşmeye hazır olmalıdır.