Süleyman Soylu ve polisi: Kadına yönelik şiddet gönüllüleri
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde İstanbul'da Tünel meydanında toplanan kadınlar polisin biber gazlı şiddetiyle karşılaşmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu daha sonra yaptığı bir açıklama ile kadınlara yönelik polis şiddetini şu sözlerle savundu: “Kadına şiddete karşı eylem gününde kanuna aykırı eylem yapıp, güya kadına şiddet olduğunu hem Türkiye'ye hem bütün dünyaya göstermek isteyen her zaman bir istismarcılar grubu hep mevcut.”
Kanuna aykırı hareket eden kadınlar değil, Süleyman Soylu
Nereden tutsanız elinizde kalacak olan bu sözler adeta bir ibret vesikasıdır. Kendi iradesini kanun yerine koyan Soylu, Anayasa ve yasalarda silahsız saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını hiçe sayıyor. Her vatandaşa tanınmış ve Anayasal güvence altında olan bu hak; İçişleri Bakanı, vali ya da kaymakamın gösterdiği ya da göstereceği yerlerle sınırlı değildir. Eğer böyle bir sınırlama olsaydı o zaman bir haktan değil devletin icazetinden söz ederdik. Nitekim yıllardır hükümet Taksim’i 1 Mayıs gösterilerine kapatmış ve başka alanlar göstermiş, gösteri hakkını kullanan işçilere bu sebeple saldırmıştı. Hem Türkiye mahkemeleri hem de AİHM aldıkları kararlarla işçileri haklı görmüştür. Yani 1 Mayıs’larda olduğu gibi 25 Kasım’da da kanuna aykırı hareket eden İçişleri Bakanı ve ona bağlı olan polistir.
Kadına yönelik şiddette gönüllü oldular
İşin hukuki yönü gayet açık. Ama Soylu’nun sözlerinin daha vahim hatta trajikomik olan kısmı başka. Soylu, kadınları Türkiye’de kadına yönelik şiddet olduğunu göstermeye çalışmakla suçluyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde kadınlar, kadına yönelik şiddet olduğunu göstermeyecekse niye eylem yapsın? Nitekim Soylu ve polisi, tüm dünyaya Türkiye’de kadına yönelik şiddet uygulandığını göstermek için gönüllü olmasaydı, kadınlar sadece pankartları, dövizleri ve sloganları ile kadına yönelik şiddeti gündeme getirmeye çalışacaklardı.
AKP kadın kollarının 25 Kasım anlayışı: Erkeklerden merhamet istemek
Soylu, AKP 81 ilde yürüyüşler yapmış, onları örnek gösteriyor. İktidar partisine hak olanın muhaliflere yasaklanması istibdadın tipik özelliklerindendir. Ancak bundan da önemlisi AKP’nin yaptığı 25 Kasım etkinliklerinin Türkiye’deki kadına yönelik şiddet gerçeğinin üstünü örtmeye çalışan, şiddeti önleme yolu olarak erkeklere merhamet çağrısı yapan etkinlikler olmasıdır. Taksim’de ve diğer yerlerde kadınların sesini kısmaya çalıştılar. AKP’nin yaptığı açıklamalarda parti kadın kolları başkanının sesi duyulsa da AKP'nin politikasını asıl temsil eden kadınlara gazlı saldırı talimatı veren Soylu, kadınların erkekler karşısında zayıf olduğuna dair nutuklar atıp duran Erdoğan’dır.
Erkek şiddetine karşı diren ve örgütlen
25 Kasım, bir kez daha kadınların şiddete, erkeklerden merhamet isteyerek değil erkek şiddetine karşı örgütlenerek ve direnerek son verebileceğini göstermiştir. Erdoğan’a, Soylu’ya ve AKP’ye katkılarından dolayı teşekkür ederiz.