Maltepe Üniversitesi Hastanesi işçilerinin direnişi sürüyor

İstanbul'da Maltepe Üniversitesi Hastanesinde çalışan çoğu temizlik personelinden oluşan 98 işçinin işine, sendikalı olduğu gerekçesiyle son verildi. İşten çıkartılan işçiler hastane önünde direniş çadırı kurup direnişlerine başladı. İşçiler direniş çadırını işe geri alınana ve maaşları ile ilgili talepleri yerine getirilinceye kadar sürdüreceklerini belirttiler. Aşağıda direnişteki işçilerle yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

 

Gerçek: Ne kadardır burada çalışıyorsunuz?

Direnişçi bir işçi :8 yıldır bu hastanede çalışıyorum

Gerçek: Ne zamandan beridir sendikalısınız?

Direnişçi bir işçi : 3 aydır sendika faaliyetlerinin içindeyiz.  4 yıldır filan yüzde 1, yüzde 2 ile 7,5 lira, 15 lira, 30 lira yapılan zamlar karşısında artık bir yere kadar dayanabildik. Hakkımızı arayabilecek bir sendika bulduk. Görüşmelerimizi kabul etmiyorlar. En son hastane genel müdürü Hasan Köse ile görüşme talep ettik, o da çalışıyorsanız çalışın çalışmıyorsanız defolun gidin dedi. Yani kapıyı gösterdi.

Gerçek : Peki sendikayı nerden buldunuz? Nasıl bu fikir oluştu? İçeride sendikanın örgütlenmesi nasıl? Kaç kişi sendikalı oldunuz? Nasıl sendikada örgütlendiniz? 

Direnişçi bir işçi: Biz hastane genel müdürü ile konuşmak istedik. Arkadaşları topladık, görüşmek istedik. Bize hiçbir şey demeden işte çalışıyorsanız çalışın, çalışmıyorsanız defolun gidin deyince bazı arkadaşlar benim tanıdığım sendikacı arkadaşlar var  isterseniz onlarla görüşelim  dedi. Sendikadan arkadaşlar geldi görüştük konuştuk . İlk günde yaklaşık 60-70 kişi sendikaya geldi, bu sayı katlanarak çoğaldı. Bundan da rahatsız olan yönetim  ilk önce bir arkadaşımızı çıkardı. Sendikayı ilk buraya getiren arkadaşımızı. Sonra peşinden üç arkadaşımızı çıkardı. Sendikadan sözcü seçin dediler ilk başta bize kendi aranızda. 3 tane sözcü seçtik.  Ve onları da çıkardılar.  Biz tabi yine yılmadık , yine devam ettik.  Neticesinde de buraya geldi. Hepimizi çıkardılar. 

Gerçek : İçeride sendikalı olduğu halde atılmayan işçiler var mı? Hepsi atıldı mı? 

Direnişçi bir işçi: İşçiler var içeride sendikalı ama temizlik personeli anlamında yok. Personellerin hepsi atıldı.

Gerçek: Yaklaşık kaç kişi? 

Direnişçi bir işçi: 98 veya 99. Ameliyathanedeki 3-4 arkadaşımızı acil ameliyatlar olduğu için muhtemelen atmadılar. Biz görevimizin bilincindeyiz ama maalesef hastane yönetimi kendi görevinin bilincinde değil ve direnişin başladığı gün sabahtan itibaren hastaları başka hastanelere naklettiler çünkü içerişi leş gibiydi. Burada enfeksiyon üreme şansı çok yüksek. Çünkü evin temizliği , atıyorum evde 6 ay temizlik yapmazsanız enfeksiyon üreme şansı yüzde 1.  Ama burada bir gün temizlik yapmadığınız zaman hastanenin enfeksiyon oranı yüzde 30 yüzde 40 olur.  Bu şartlarda bunlarda hastalara burada bakamayacaklarını anlayınca hastaları dışarıya göndermek zorunda kaldılar. 

Gerçek: Peki çıkartılan işçiler olarak talebiniz nedir? Ne kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz bu çadır direnişinizi ?  Hedefiniz nedir?

Direnişçi bir işçi:  Tüm arkadaşlar olarak tabii birinci şartımız işe iade ve maaşlarımızın düzenlenmesi  yani burada 840 lira alan arkadaşlarımız var.  Ayrıca yol parası, bize hiçbir zaman yol parası verilmedi, biz bu hakkımızı istedik.  Hangi işe girerseniz girin, hangi firmaya giderseniz gidin, atıyorum merdiven altında konfeksiyon dükkanı açmış servisi var. Bizim servis olayımız yok.  Servis koymuyorsanız bize yol parasını verin. Biz fazla istemiyoruz, 200-250 değil.  Devletin şuan mavi kartı ne kadar, 170 lira mı? 170 lira istiyoruz.  Ayrıca bizim çocuklarımız var, kreş yapılabilir. Maaşlarda iyileşme , bunları istedik. Çok abartılı bir şey istemedik. Dediğim gibi, 2011 yılında 7.5 lira zam. 2012’de 15 lira zam. Geçen yıl bazılarına yemin ediyorum 50 kuruş zam yapılan bazı arkadaşlarımız var. 50 kuruş, yani bu bir simit bile alamıyor.  Bu sene de dediler ki bize, kendileri de biliyorlar,  biz size zam yapamadık, iyileştirmeye yapamadık bu sene bize onun sözünü verdiler.  Bu dönem maaşlarınız çok güzel olacak, işte hepinize 100-150 arasında zam yapılacak, iyileştirmeler yapılacak . Tamam dedik, zam yapıldı,  en fazla alan yine 30 lira. 30 liranın üstüne zam alan yok. Biz bunu kendileri ile konuşmak istediğimizde , çalışan çalışsın çalışmayana işte kapı dedi. 

Gerçek : Peki içeride taşeronlaşma var mı?

Direnişçi bir işçi : Biz hastane kadrosundayız. Taşeron firma yok,  hatta Hüseyin Şimşek yani kurumun mütevelli heyeti başkanı taşeron firmaya karşıydı. Daha önce buraya yaklaşık 10 yıl önce bir firma gelmiş taşeron , kendi kovmuş. Taşeron firmayı istemediğinden dolayı. Istemiyordu da. Ta ki biz bu zam olayını getirip, biz işçiler birlik olup bu sendikayı buraya getirdiğimizde başa çıkmayacağını anladı herhalde , bizi taşeronlaştırma ile tehdit etmeye kalktı. Taşeronlaştırmayla tehdit etmeye kalktı çünkü başka türlü elinde tutacak bir şeyi yok, çünkü biz işimizi yapıyoruz, işte en ufak aksama yok. Yani biz içeride bu tarz faaliyetleri yaparken de arkadaşlarımızı bilinçlendirirken de işyerine herkes zamanında gitti geldi, temizlik olsun, bütün faaliyetlerimizi her şeyiyle yaptık biz. Hiç kimse işini aksatmadı. 

Gerçek : Peki şuan içeride işçiler var dediniz, burada herhangi bir durumda iş durdurma gibi bir eylem gerçekleştirilebilir mi ?

Direnişçi bir işçi : Tahmini olarak 30-35 kişi hemşire grubundan, sekreter grubundan var içeride. Onlarla daha konuşmadık, bilmiyorum ileriki zamanlarda neler olur. Zaten bizim haricimizde sekreter grubundakileri de taşeronlaştıracağız demişler. 

Gerçek : Yani taşeronlaştırmayla tehdit ediyorlar sizi?

Direnişçi bir işçi : Evet, tehdit ediyorlar.

Gerçek: Peki içeride size karşı tepki nasıl? Sendikalı olmayan işçilerin size bakışı nasıl? Veya içeride genel olarak hastane yönetiminden, hastane çalışanlarından size karşı bir tepki var mı? Gözlemleyebiliyor musunuz bunu ?

Direnişçi bir işçi : Arkadaşlarımız , üye olmayanlar da aslında bize karşı çok olumlu, herkes üye olmak istiyor ama dediğim gibi çok bir maaş alan yok. Ve herkes ev geçindirmekte , herkeste işten atılırım korkusu, işte ben sendikaya girersem beni işten atarlar, şöyle yaparsam işten atarlar. Bunun korkusu. Şuan zaten özellikle Cumartesi sabahı bizi bir anda işten çıkarması, ben nöbetten çıktım. Evime gidecektim, üstümü giyindim, dediler işten atıldın. Veya yerime gelen arkadaş daha üstünü değiştirmeden işten atıldı. Bunları duyunca daha fazla üye sayımız artmaya başladı. Çünkü artık herkesin kaybedecek bir şeyi kalmadı. İkincisi, hastanede genel hemşire, sekreter, temizlik personeli olan grupta şu an bize verilen sayı 450. Burada 450 kişi çalışıyor diye. Ve biz ilk sendikaya girdiğimizde üye olmaya başladığımızda gördük ki hastanede çalışan 73 kişi var. Burada 14 yıldır çalışan hemşireler var, üniversitede büro elemanı olarak gözüküyor. Yine teknik serviste arkadaşlarımız var, güzel sanatlarda gözüküyor. Personel arkadaşlarımız var, yine üniversitede hayvancılıkla uğraşıyor, hayvancılık bilim dalında çalışıyorlar, yani burada 73 kişi çalışıyor gözüküyor hastanede. Burada 450 kişi var ama aslen hastanede 73 kişi kayıtlı. Biz bunu dile getirdiğimizde zaten, sendikaya üye olduğumuzda karşımıza çıktı. Bakıyoruz işte giriş olarak Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi yazacağına , Maltepe Üniversitesi atıyorum Nörolojik Bilimler. Veya dediğim gibi güzel sanatlarda. Bu hastanede, benim başıma Allah göstermesin, veya benim değil bir arkadaşımıza da gelebilir , bir şey başımıza gelse, hakkımızı arayamayız. Çünkü ben üniversitede çalışıyor görünüyorum, senin hastanede ne işin var derler bana. 

Gerçek: Farklı işyerinde iş kolunda yani.

Direnişçi bir işçi: Farklı iş kolunda evet. 

Gerçek: Peki son olarak sizin maaşlarınız nasıl? İkincisi de işten atılma gerekçeniz neydi?  Mesela bir madde koyar patron, öyle işten atar. Sizi ne gerekçeyle attı?

Direnişçi bir işçi : Öncelikle maaş konusuna geleyim. En az 840 lira,  en çok da 1050-1100 arası.  1100’ü geçen yok maaşlarda.  Devletin verdiği, çocuklara 90 milyon  yardımını bunlar maaş olarak gösteriyorlardı. İşte sen 1100 lira alıyorsun ama sen vergi dilimine girdiğinde bakıyorsun ki 1020 lira.  İşte 1040 lira alıyor. 800 küsur alanlar aşağı düştü. 760 lira maaş alan kadınlar var burada.  Asgari ücretin altında. Ve biz bu sendikaya girdiğimiz zaman  otomotikman onun maaşını direkt düzeltti, 840  lira, düzeltme yaptılar.

Gerçek : Korktular yani  sendikaya girince?

Direnişçi bir işçi: Evet sendikaya girince korktular bir nevi. Çünkü asgari ücretin altında çalıştırma şansı yoktu. Bu da gün yüzüne çıkacak işte medya gelecek.  Hep hastane prestiji, bizi bunlarla tehdit ettiler. Aman bir şey yapmayın, hastanenin prestiji.  Arkadaşlarımız Facebook'ta kendince bişeyler yazdılar, kurum adı yok, kişi adı yok. Yani kendince kişisel görüşü. Bu ülkede benim bildiğim, düşünce özgürlüğü var. Yani ama bunun için de tabi hastanenin adını kullanırsın veya üniversitenin adını kullanırsın veya işte rektörün adını kullanırsın ona tamam karşı çıkabilirim ben de. Kimsenin adını kullanmadı, bunları tehdit ederek işten çıkardılar. Bizim sendikalı oluşumuzu, kitle halinde grup halinde bir şeylere başkaldırmamızı, bu zamlar yetersizdi. Bizim hastane müdür Hasan Bey’le ilk gün konuşmamızda, çalışıyorsanız çalışın çalışmıyorsanız aha kapı demesi, dışarı göstermesi olmasa, bizi tutup kenarda işte arkadaşlar bizim elimizde yüzde 3 vardı,  devlet yılbaşında zam yapacak. Eğer devlet bizim üstümüze çıkarsa, yüzde 5-6, biz de o aradaki farkı kapatacağız deyip, açık kapı bıraksaydı belki iş buralara gelmeyecekti. Ama artık hakkımızı başka bir yerde arama şansımız kalmadı. Bizi en son çare sendikaya yönlendirdiler, biz sendikayla hakkımızı aramaya başlayınca da apar topar işten çıkardılar.  Gerekçeleri de biz burada onların üstüne yükmüşüz , kendi işlerini yapamıyorlarmış.  Bize verdikleri kağıtta bunlar yazıyor. E şimdi bizi taşerona verip kendi işlerini daha rahat yapacakmış, çünkü kendi de biliyor taşeron firma da hiç gitmeyecek bu işler.

Gerçek: Röportaj için teşekkür ederiz. Direnişinizde başarılar dileriz.