Maltepe Üniversitesi Hastanesi işçileri ile röportaj
Maltepe Üniversitesi Hastanesi işçileri sendikalı oldukları için işten atılmıştı.Yaklaşık 3 aydır hastane önüne kurdukları çadırda, alanlarda, sokaklarda direnen işçilerden Ümmühan Taş ile bir röportaj gerçekleştirdik:
Direnişinizde ilk günden bu güne neler yaşandı?
Sendikalı olduktan sonra 98 işçi işten çıkarılmıştık. Aramızdan 8 kişi, hastane yönetiminin çağrısıyla işe geri dönmüştü, ama taşeron olarak. 3’ü eski çalışan olan bu arkadaşlarımız şimdi keşke tazminatlarımızı alsaydık diye üzülüyorlar. 2 arkadaşımız da hem sendikadan ayrıldılar hem de işe geri alınmadılar. Ama kalanlar olarak mücadelemiz, direnişimiz devam ediyor. Moraller güzel, direnişimizi kıramadılar.
Destek nasıl, sendikanın tutumu nasıl?
Sendika iyi, ilk günden beri yanımızda. Maltepe halkı yanımızda, Kadıköy, Kartal, Ataşehir ve başka semtlerden halk yanımızda. 80 gündür hiçbirimiz para kazanmıyoruz, daha da bağlandık birbirimize. Hastanede çalışan hemşireler, doktorlar da destek veriyor ama onlar da korkuyorlar. Baskı uygulanıyor, mobbinge uğruyorlar. Ailelerimizin desteği çok; kardeşim, abim, kızım ve eşimin çevresi hep destekledi, yanımızdalar ailelerimiz.
Metal grevi ve yasaklanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Baştakiler kıdem tazminatına saldırıyorlar. Zamlarla, taşeronlaştırmayla saldırıyorlar. Metal işçileri haklarını arıyor, greve çıkıyor. Gezi'de, Soma'da, Ermenek'te saldırıyorlar, canımızı alıyorlar. Metal grevini destekledik, yürüyüşlerinde desteğe gittik. Haklı mücadelelerinde yanlarındayız. Birlikte mücadele ederek kazanabiliriz ancak.
Bizim çocuklarımız bizim durumumuza düşmesin diye mücadele ediyoruz.
Yönetim binasının işgal süreci nasıl gelişti?
Performans düşüklüğü nedeniyle işten atıldık ama taşeron olarak tekrar işe çağırıyorlar. Amaçları sendikasız, güvencesiz, köle gibi çalışmamız.
Birkaç hafta önce rektörle görüşmek istedik bize bir süre verdi. Verdiği sürede yanına gittik, görüşemedik. Biz de direnişimizin 80. gününde bizim sesimizi duymayan yönetime sesimizi duyurmak istedik; yönetim var o köşkte. Salı günü sabah çaycı arkadaş açtı köşkü. Kadınlar olarak çatıya çıktık, pankartımızı astık ‘Atılan işçiler geri alınsın’ diye.‘Rektör gelene kadar inmeyeceğiz’ dedik; rektör görüşmek istemedi. Ardından polisler geldi. Yaklaşık 40 kişi gözaltına alındı.70 kişi işgale katılmıştık, yaklaşık 40 kişiyi gözaltına aldılar. Polisler coplayarak, darp ederek bir arkadaşımızın kolunu kırdılar ve 3 arkadaşımız da ciddi şekilde yaralandı.
Bu direnişte kadınların rolü ne?
Çoğunlukla kadın arkadaşlarımız ayakta tutuyor burayı, kadınlar olmasa ayakta durmaz burası. Kadın-erkek eşit iş bölümü yapılıyor. Burada kadın emeği atölyesi kurduk.
8 Mart için nasıl bir planınız var?
Bilmiyorum, sendika örgütlenme uzmanımıza sorabilirsiniz, kararları onlar alıyor.
Sendika örgütlenme uzmanına soruyoruz 8 Mart planını:
8 Mart’ta tüm işçiler DİSK’in katıldığı eyleme katılacak. Programın ne olduğunu henüz bilmiyorum. DİSK ile birlikte ortak hareket edeceğiz.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kimse korkmamalı, ben bu direnişe çıkarken eşime sormadım bile. İlk önce sendikaya adımı yazmalarını istedim. Bir kadın olarak ben korkmuyorum hiç kimse korkmasın. Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Biz birleşirsek karşımızda hiç kimse duramaz. Biz onlardan daha güçlüyüz!