Fabrikalardan Haberler - Ocak 2020

İzmir’den sezonluk tütün işçisi

"Fabrikalardan Haberler'' köşesinden, farklı sektörlerde çalışan işçi arkadaşlarımızın deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz. 

 

Mücadele dolu bir yılı geride bıraktık! - Bursa Cargill direnişçi işçileri

Bursa Cargill direnişçi işçileri

Cargill direnişi 2018 yılında başladı. 2019 yılını geride bırakmaya saatler kala mücadelenin yıllara yayıldığını ifade etmek istiyoruz. Kazanana kadar sabrederek mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bizler işçiler olarak çocuklarımızın rızkını nasırlı ellerimizle alın teri dökerek kazanan insanlar olarak hakkımızı sonuna kadar aramaya devam edeceğiz!

Uzun ve yorucu mücadele dolu bir yıl daha geçti. Yılmadan yorulmadan mücadeleye devam ettik. Günleri sayarken yılları saymaya başladık. Mücadele ne kadar uzun olursa olsun işçi sınıfına “isteyince her şeyi  yapabiliriz” bunu göstermiş olduk. 2020 yılında mücadelenin yüzde yüz kazanımla bitmesini istiyoruz. Bunun için de mücadeleyi ilk günkü direnç ile devam ettiriyoruz. İşte o gün geldiğinde biz kazanmış olacağız. İşçi sınıfı kazanmış olacak. 2020 yılına direnişte grevde mücadele ile yeni yılı karşılayan tüm emekçi kardeşlerimize selam olsun. Yaşasın işçilerin birliği!

 

Patrona şapur şupur emekçiye yarabbi şükür! - Bursa Migros’tan depo işçisi

Bursa Migros’tan depo işçisi

2020 yılı asgari ücret zammı bakan ve havarileri tarafından AGİ dahil 2324 lira olarak belirlendi. Hükümet ve işveren, işçilerin itirazına rağmen birlikte karar verdiler. Her yıl emekçinin ekmeğine kan doğramaya devam eden mevcut iktidar ve havarileri bu yıl da emekçinin ekmeğini tamamen elinden alıp her türlü teşvikle besleyip, vergi borcunu affettikleri diğer haramilere hibe ettiler. Kendileri milyonları cebe atıyor bize gelince sefalet ücretini bir lütufmuş gibi söylüyorlar. Ben bir emekçi olarak buradan soruyorum sayın yetkililer o kadar kolaysa o maaşla sizde ev geçindirin bunu ispatlayın ve bize deyin ki “biz yaptık 2324 lira ile bir ay borçsuz harçsız insan gibi yaşadık” bizler de öğrenelim. Sizler meclis lokantasında 6 liraya dana kavurma yerken bizler 6 liraya evimizin ekmeğini alıyoruz. Sizler 150 kişilik toplantıda milyon liralık yemekler yerken bizler çoğu zaman işimize aç gidiyoruz. Peki sebep ne? Sebep belli, bizler maaş almadan kesilen vergilerle bir maaşımızı vergi olarak ödeyip sizin doymak bilmeyen gözünüzü doyuruyoruz demek isterdim ama onu bile doyuramıyoruz.

Patronlar vergi muafiyetinden yararlanırken işçiler daha fazla vergi ile maaşlarından kalan üç kuruşu elimizden alarak açlığa sürükleniyoruz. Bir zamanlar eski hükümetleri eleştiren, işçiyi emekçiyi aç bırakıyorsunuz, istihdam yaratamıyorsunuz diyen şu an ki Cumhurbaşkanı eski hükümetlerin daha fazlasını yapmaktadır. Peki ne değişti? Bizden alınan vergilerle saraylar, makam arabaları, katlar, yatlar banka hesaplarında paralar vs. ama işçiye gelince sefalet ücretlerine mahkûm etmiştir. Bu ülkeyi ve hatta dünyayı ayakta tutan bizleriz, sizin saltanatınız bizim sırtımızdadır. Bizler çekilirsek sizler yerle yeksan olursunuz ve olacaksınız da.

Bizler trilyonlar istemiyoruz. Sadaka veya bahşiş de istemiyoruz, hakkımız olanı ve alın terimizin karşılığını istiyoruz. Kanal İstanbul’a para varken işçi emekçiye para yok, EYT'ye para yok. Yok böyle yağma, rant için her şeyi yapıyorlar. İşçiye emekçiye gelince bir şey yok. Birlik olalım mücadele edelim bu saltanatı yıkalım.

 

Yeni yılda bizi bekleyen tek şey mücadele - İzmir’den sezonluk tütün işçisi

İzmir’den sezonluk tütün işçisi

Merhaba yoldaşlar. Ben İzmir’de tütün fabrikasında çalışıyorum. Kadrolu değilim sezonluk çalışıyorum. Ve çalışma süremiz yılda 8 ay. Şimdi bölgemizde tütün sezonu başlayacak ve 8 ay süreyle işbaşı yapacağız. Ardından yine 4 ay geçici işler arama ve geçinme derdine düşeceğiz. Bu durumda patronlar bize resmen 8 ay çalış, aldığın parayla geçinmeye çalış, kalan 4 ay ne yaparsan yap diyor. Kriz döneminde her yer işçi çıkarıyorken bir de böyle kısa süreli alım yapan bir yer bulmak artık imkansız. Bu 4 aylık süreyi gündelik işler yaparak geçirmeye başladık artık. Asgari ücretler de yeni açıklanmışken bizi toptan sefalete mahkum ettikleri apaçık ortada. Üstelik bunu yapıyorlarken utanmadan bizimle dalga geçiyorlar. Neymiş efendim asgari ücretli günde 1 simit yesin 1 çay içsinmiş. Bizim artık bu pişkinliğe verecek cevabımız belli. Mücadele! Biz bunlarla mücadele etmezsek bunlar bizim son lokmamıza kadar elimizden alacaklar. O yüzden bu açlık sefalet sistemine karşı mücadele etmek zorunluluk haline geldi. Bunu da bulunduğumuz her alanda fabrikada, mahallede, yeri geldiğinde gündelik çalışmaya gittiğimiz zeytin tarlasında birlik olarak gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ayrı gayrı demeden, omuz omuza vererek güzel günleri biz getireceğiz!

 

Bu yazıları Gerçek gazetesinin Ocak 2020 tarihli 124. sayısında yayınlanmıştır.