Fabrikalardan Haberler
"Fabrikalardan Haberler" köşesinde farklı fabrikalardan çalışan işçi arkadaşlarımızın fabrikadaki deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz.
Tofaş ikili vardiyaya mı dönüyor?
Tofaş'ta performans düşüklüğü yüzünden yılbaşından bu yana yüzlerce işçi işten çıkarıldı. 250’ye yakın da yeni işçi alındı. Onların ne zaman işbaşı yapacağı söylenmedi. İşçi alımları durdu. Bu da gösteriyor ki yıllık izine kadar yüksek ihtimalle fabrika ikili vardiyaya dönecek. Söylenenlere göre Cumartesi günleri çalışma olmayacak, yıllık izinler de 12 güne düşürülecekmiş.
Üretimde son zamanlarda düşüş var. Cumartesi günleri çoğu kez imalat yapılıyor. Bu durum bir kriz habercisi olabilir. Nisan-Mayıs gibi üretimin artabileceği söyleniyor. Ancak sadece söylenti. Tofaş'ta gelenek olmuş, meşhur bir söylenti.
İşçilerde genel olarak bir huzursuzluk hâkim. Fabrikada savunma almalar artmış durumda. Yetkili Türk Metal Sendikası da çıkartılan işçiler için her zamanki gibi bir şey yapmıyor. Bu da yaşanan huzursuzluğu pekiştiriyor. Bunların dışında yeni bir CEO'nun göreve gelmesi bekleniyor.
Tofaş'ta karmaşık bir dönem söz konusu. Her an her şey olabilir. Önemli olan ne yaşanırsa yaşansın her dönemde olduğu gibi işçilerin sözünün ne olacağıdır.
Bursa Tofaş’tan bir işçi
Yönetim hediye verirken bile kendi çıkarını düşünüyor
2017'de rekor satış yapılması üzerine Renault'un ortağı Mais 750 çalışanına bir maaş ikramiye verdi. Bize de verilmesi konusunda sendikaya ve yönetime baskı yaptık. Bunun üzerine fabrika yönetimi 2017 sonunda üretimde rekor kırılmasının karşılığında çalışanlardan isteyene tablet isteyene cep telefonu hediye edeceğini açıkladı. Verdikleri telefon ise Samsung’un en düşük özellikli telefonu… Bu duruma herkes tepki gösterdi. Az da olsa borçlarımızı öderiz diyerek para verilmesini istedik. Yönetim ise telefon ve tabletleri sipariş ettiklerini söyledi. Telefonları toplu alacakları için daha ucuza alacaklar hem de bordroya daha yüksek fiyattan yansıtıp ödedikleri vergiden düşecekler. Amaçları bu. Verdikleri hediyeden bile çıkar sağlamaya çalışıyorlar. Her çalışanda zaten telefon varken ne gereği var. Onun yerine para verilseydi isteyen istediği şeyi alabilecek ya da az da olsa borcunu ödeyebilecekti.
Bursa Renault’dan bir işçi
Sorunları örgütlenmeden çözemeyiz
Merhaba işçi kardeşlerim. Ben İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde bir metal fabrikasında çalışan bir metal işçisiyim. Aşağı yukarı 30 kişilik bir fabrikada çalışıyorum. Gerçek gazetesinin fabrikalardan haberler sayfalarında benim çalıştığım yere uzak olmasına rağmen işyerimdeki sorunların aynılarını okuyorum. Ben daha işe girmeden önce işçiler patronu şikayet etmişler. Şikayet etme sebepleri patronun yerleri temizletmek için gece yarısına kadar işçileri çalıştırmasıymış. Patron da bu şikayetten çok büyük bir ceza yemiş. Bundan sonra da şikayet edenleri işten çıkartmış, uzun süreden beridir de temizlik yapılmasına izin vermiyor. Zaten olan birçok sıkıntılarımız var üstüne bir de yerlerin kirli olması eklendi. Şimdi sağlıksız bir ortamda enfeksiyonlara açık şekilde çalışıyoruz. Eğer işçiler olarak bir araya gelseydik ve mücadele etseydik aslında tüm bu sorunları çözebilirdik. Fabrikalarda da, işyerlerinde de çözülmesi gereken çok sorun var. Bu sorunları da örgütlenmeden çözemeyiz.
İkitelli OSB’den bir metal işçisi
Turizmde İş-Kur sezonu açıldı
Bu ay itibarı ile Antalya turizm sezonu açıldı. Bütün turizm patronları otellerini nasıl daha cafcaflı gösterebiliriz diye yarışa başladılar. Otellerin dış görünüşleri ne kadar şaşalı ise içerde işçilerin durumu o kadar kötü. Turizm patronları otellerinin görünüşleri için, otel içinde konseptler için yarışırken sıra turizm de çalışan biz işçilerin koşullarına geldiğinde tam bir mutabakat içindeler.İşçilerin haklarını nasıl daha fazla tırpanlarız diye bugünden planlar yapmaya başladılar.
Bu planların en başında ise neredeyse bütün işçileri İş Kur üzerinden almak geliyor. Bunun içinde devreyepatronların bir numaralı dostu olan hükümet giriyor. Hükümet sözde “iş başı eğitim programı” adı altında turizm patronlarını işçi maliyetinden kurtarıyor. Çalıştığımız dönemde bizden kesilerek işsizlik fonunda biriken parayı, kışın işsiz kalan turizm işçisine ödemeyip, turizm patronlarının yerine otelde çalışan işçiye kursiyer maaşı olarak veriyor. Yıllarca çalıştığımız otellere işçi olarak değil daha önce turizmde hiç çalışmamış sanki bugün turizmi öğrenecek bir kursiyer gibi, hiçbir işe yaramayan, emekliliğimizi bile etkilemeyen bir şekilde ve asgari ücretle gidiyoruz. Yani hükümet patron el ele verip bizi nasıl daha kötü koşullarda ve ucuza çalıştıracaklarının yollarını buluyor. Onlar el ele verirkenbiz de boş durmayalım.Her sezon açıldığında ne verirlerse ona razı gelip her sezon kapandığında ne yapacağımızı kara kara düşünmeyelim. Düşük ücretlerle, sigortasız 12 saat çalışmamak için her sezon daha da kötüleşen koşullara mahkûm olmamak için bu sezon başından itibaren sendikalaşmaya yönelerek beraber mücadele etmeye başlamalıyız.
Antalya Kemer bölgesinden bir turizm işçisi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2018 tarihli 103. sayısında yayınlanmıştır.