Ne birleşik, ne Haziran, ne de hareket

HDK/HDP bloğu Kürt ulusal hareketinin yükselişine paralel olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sınırlı da olsa bir başarı yakalayınca, bu bloğun dışında kalan kimi sosyalist parti ve gruplar telaşa kapıldı. ÖDP’nin örgütlediği Birleşik Muhalefet Hareketi ile ikiye bölünen TKP’nin örgütlediği Sol Cephe’yi birleştirip karşıt yeni bir odak yaratma düşüncesi oluştu kimi beyinlerde. Bunu Alper Taş şöyle dile getirdi:

“HDK başat meselenin Kürt sorunu olduğu bir yapı. Bu yapının kapsayamadığı çok geniş kesimler var. Haziran’da sokağa çıkan, sözünü söyleyen örgütsüz kesimler var. Birleşik Haziran Hareketi o kesimleri siyasete davet eden, onların söz ve kararlarıyla sürece dahil olacağı bir siyasal araçtır.”**

Herkesin, her örgütün birlikte mücadele edebileceğini düşündüğü güçlerle bir araya gelmesi en doğal hakkıdır. Burada dikkatleri çekmek istediğim nokta bunun doğal mecrasında değil, başka bir odağa karşı alternatif olarak gündeme gelmesidir. Türk sosyalistlerinin, Kürt ulusal özgürlük hareketine iltihak ettiği HDK/HDP tarzı örgütlenmeyi doğru bulmuyorum. Ancak bu yanlış birlikteliğe karşı, ona alternatif bir birliktelik oluşturulması da yanlış olacaktır.

Bu birlikteliğin HDK/HDP bloğuna alternatif olduğunun kanıtı, birlikte yer alan parti ve grupların programlarında “Ulusların Geleceklerini Kendilerinin Belirlemesi” Leninci ilkesinin yer almamasıdır. Bu nedenle Kürt ulusal sorununa bakış bir önceki Vişnelik toplantısının sonuç belgesinden farklı olmamış. Daha önce Gerçek sitesinde yayınlanan bir yazı ile eleştirdiğimiz, (bkz. “Kürtlerin ulusal demokratik haklarını gasp eden cephe demokrasi cephesi olamaz!” başlıklı yazımız) Kürt ulusal sorunu konusundaki sosyal-şoven tutumun Birleşik Haziran Hareketi (BHH) adını alan oluşumun çağrı metninde aynen yinelendiğini görüyoruz:

“Kürt sorununun çözümünde özgürlük temelinde kardeşlik ve birlikte yaşama iradesine dayalı, adil, onurlu bir barışı ve eşit yurttaşlığı esas alan bir çözüm için güçlerimizi birleştiriyoruz.”*

Söz konusu olan birliktelik ne olursa olsun; ister demokratik, ister sosyalist birlik çağrıcısı olsun; her iki durumda da, Kürtlerin kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesi ilkesinin vurgulanması gerekirdi. Ezilen ulusun iradesini yok sayan, onlar adına karar veren, egemen ulus sosyalistlerine sosyal-şoven dendiği yine unutulmuş, ya da bu sıfattan rahatsız olunmamış görünüyor!

Kürt ulusal sorununa sosyal-şoven bir penceren bakan ve dışlayan bir birlikteliğin demokrasi ve sosyalizm mücadelesine katkısı değil zararı olacaktır. Ülkenin en büyük demokrasi sorunu olan Kürt ulusal sorununu pas geçerek ya da onların mücadelesini yok sayarak, onlar adına karar vererek demokrat olunamayacağı gerçeği daha ilk adımlarda ayaklara dolaşacaktır.

                                                                ***

Amaç HDK/HDP bloğuna karşı alternatif yaratmak, beraberliğin en önemli kriteri de Kürt ulusal sorununa sosyal şoven bakış açısı olunca kimliği belirsiz bir birliktelik oluşmuş. Çağrı metnine bakarak bu bloğun demokratik birlik mi, sosyalist birliktelik mi olduğu belli değildir.

Metnin girişinde sayılan hedeflerin burjuva demokratik hedefler olduğu göz önüne alınırsa; bu blok, AKP hükümetine karşı oluşturulan burjuva demokratik bir platformdur.

“Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, kamucu, dayanışmacı, laik, bağımsız, toplumcu bir cumhuriyet ve ülke için; gericiliğe, faşizme, emperyalizme, piyasacı yağma düzenine ve bunları temsil eden AKP rejimine karşı birlikte yola çıkıyoruz.”*

Bu giriş sözlerinde beraberliğin sınırları burjuva demokrasisi ve kapitalist düzen içinde çiziliyor. Ancak hemen arkasından:

 “Birleşik Haziran Hareketi, anti-kapitalist, anti-emperyalist, anti-faşist ve gericiliğe karşı aşağıdaki ilke ve amaçlar doğrultusunda harekete geçecek bir halk örgütlenmesinin çağrıcısıdır,”* deniliyor.

Bu sözler ise, anti-kapitalist, anti-emperyalist bir örgütlenme yani sosyalist bir örgütlenme çağrısıdır. Bu kimlik kargaşasının bloğa katılan herkese göz kırpma kaygısından kaynaklandığı belli. Daha sonra yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki, hedeflenen beraberlik sosyalist birlik değildir.

                                                             ***

Şimdi, Birleşik Haziran Hareketi’nin ne olup olmadığına bakalım. BHH bir hareket midir? Hayır! Bir oluşumun “hareket” olması için ortak bir ideolojiye sahip olması gerekir. Örneğin, sosyalist hareket sosyalizm, milliyetçi hareket milliyetçilik ideolojisine dayanır. BHH, herhangi bir ortak ideolojiye sahip olmadığına göre “hareket” adıyla anılamaz.

Birleşik midir? Hayır. Birbiriyle uyuşmayan, hatta karşıt görüşte olan kişi ve kurumların bir araya geldiği eklektik bir yapı birleşmiş sayılamaz ve birleşemez. Olaylara, sorunlara bakış açıları farklı olan kişiler nasıl “birleşecek” yani “bir” olacak. BHH’ni “ birleşik bir beraberlik” olarak değil, farklı örgüt ve kişilerin zaman zaman bir araya gelebileceği eylem birlikteliği olarak görmek daha doğrudur.

BHH içinde sosyalist ideolojiyi savunan parti ve örgütlerden kişilerin yanı sıra sosyal-demokrat parti ve derneklerden kişiler de yer alıyor.

Örgütler değil, birey temelli bir yapıyı esas aldık. Bu hareket yan yana duruşu değil, iç içe geçmeyi ifade ediyor. İç içe geçeceğiz, parçalı durmayacağız. Bazı CHP milletvekilleri de var, SODEV de var. Sosyalistlerle sınırlı değil, sosyal demokratları da kapsayan bir hareket.

İşte, BHH’nin ideolojik formasyonu burada ortaya çıkıyor. BHH ortak bir ideolojiye değil “karma ideolojiye” sahip. Bu birliktelik sosyalist dünya görüşü ile burjuva dünya görüşü olan sosyal-demokrasiyi birleştirmeye çalışan karma bir görüş birliğidir. Peki, bir zamanların “karma ekonomisi” gibi, bu “karma ideoloji” de sonuçta burjuva ideolojisinin bir çeşidi olabilir mi?

Olabilir. Olmuştur da zaten. BHH yürütme kurulu üyelerinden Serpil Çelenk Güvençin sözleri çok açık:

 Parti değil, cephe arayışındayız. AKP rejimine, emperyalizme, neo-liberal arayışlara, faşizme, karanlığa karşıyız. Aydınlanmayı ve laikliği savunuyoruz”****

Gerek kuruluş bildirgesindeki hedefler, gerekse yukarıdaki sözler; BHH’nin ideolojik formasyonunu açığa çıkarıyor. BHH, gerici-otoriter-faşizan AKP hükümetine karşı, burjuva demokratik hak ve özgürlükleri savunmakla sınırlı, düzen içi, reformist bir birlikteliktir.

BHH yürütme kurulu üyesi Serpil Çelenk Güvençin benzetmesi de aynı paraleldedir. Ona göre BHH,  bir zamanlar faşizme karşı burjuvaziyle birlikte olup, Avrupa’da başını kaldıran devrimci hareketleri sindirmeye ve burjuvaziye boyun eğdirmeye zorlayan “Faşizme Karşı Birleşik Cephe” politikasının aynısıdır:

Bir zamanlar ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe' diyorduk. Şimdi Haziran temelinde ‘Birleşik Haziran Hareketi’ diyoruz.****

Serpil hanım demek istiyor ki; AKP hükümetinin gerici, dinci, otoriter, faşizan uygulamalarına karşı,  diğer burjuva partisi (CHP) ve kurumlarıyla bir cephe oluşturalım. Peki, bu Cephenin hedefleri, programı ne olacak? Burjuva demokrasisi.

BHH sözcülerinin unuttuğu bir şey var. Günümüz Türkiye’sinde işçi sınıfının burjuvazi ile birlik olup mücadele edeceği Feodal-Monarşik bir yapı yok. AKP iktidarı, ideolojik olarak İslamcı, yeni-Osmanlıcı bir düşünceyi savunsa da; ülkede egemen olan uluslararası sermaye ile ortak tekelci sermayenin hükümetidir.

Bu nedenle AKP hükümetine karşı savaşım, anti-kapitalist temelde bir savaşım olmak zorundadır. Komünistler, burjuvazinin değişik kanatları arasındaki çıkar kavgasında figüran olmak zorunda değildir. Burjuvazinin bir kanadına karşı diğer kanadı ile birlik olmak, işçi sınıfını burjuvazinin kuyruğuna takmak,  emeği sermayenin boyunduruğuna teslim etmek anlamı taşır. Bu politika Lenin’in savunduğu bağlaşıklar politikası değil, Menşeviklerin burjuvaziye hizmet politikasıdır. 

BHH, kapitalist düzen içinde kalan, reformist mücadele anlayışı ile Türkiye devrimci hareketine zarar verecek bir beraberliktir. Bu beraberlik devrimci hareketin enerjisini, burjuva demokrasisi oyunları içinde heba etmeye yarayacaktır. Zihinlerdeki proje açıkça söylenmese de bellidir. Hedeflenen 2015 seçimlerinde HDK/HDP’ye alternatif bir varlık olmaktır. Hatta daha öte gidilerek, CHP ile bir seçim koalisyonu hedeflenmektedir. CHP milletvekili İlhan Cihaner sorulan bir soruya verdiği yanıtta bu olasılığın şimdiden düşünüldüğünü itiraf ediyor:

“Biz burada kurumsal olarak değil, kişisel olarak bulunuyoruz. Amaaydınlanmacı, kamucu, anti-emperyalist, laiklikten, barıştan yana’ dediğimiz anda CHP’yi çok önemli ölçüde kesiyor, CHP tabanı zaten bu ilkeler çerçevesinde örgütlenmiş, hassasiyeti olan bir taban. Yeni ete kemiğe büründü hareket, bizim de henüz bir diyalog girişimimiz olmadı bu hareket adına genel başkanla ya da karar mekanizmalarıyla.

Bir burjuva partisi olan CHP ile işbirliğini savunan, bu partinin milletvekillerini ve kurumlarını kuruluşuna ortak eden; burjuva düzeni içinde reformist bir mücadele planı olan birliktelik, sosyalist harekete yarar sağlamaz.

                                                        ***

Peki, BHH Haziran mıdır? Değildir. BHH, Gezi İsyanı’nın rüzgârını arkasına almaya çalışsa da Haziran’ı temsil etmiyor.  Gezi’nin ruhu düzenle uyuşan bir ruh değildir. Gezi İsyanı bilinçli, örgütlü olmasa da düzene karşı bir başkaldırıydı. Adı üzerinde isyandır, aşktır Haziran. Yakıcıdır, yıkıcıdır, devrimcidir. Düzen içi, burjuva ideolojisi ve partileri ile birlikte oluşturulan BHH, Haziran’ın asi, devrimci ruhuna beden olamaz. Tam tersine Haziran’ın asi ruhunu ehlîleştirmeye, sokak hareketlerini evcilleştirmeye hizmet eder.

                                                              ***

Özetle, Birleşik Haziran Hareketi ne Birleşik, ne Haziran, ne de Harekettir. Peki, nedir?

1)      Egemen ulusun sosyalistleri ve demokratları olarak; ezilen ulusun kendi geleceklerini kendilerinin belirleme hakkını yok saydıkları ve onlar adına karar verdikleri için; BHH sosyal-şovenlerin birliğidir.

2)      Burjuvazinin parti ve örgütleri ile beraber olduğu için, işçi sınıfı ideolojisinin bağımsızlığından ödün verdiği için, demokrasi mücadelesini düzen sınırları içine hapsettiği için; reformisttir.

3)      BHH, Gezi İsyanı’nda ortaya çıkan asi ruhu, burjuva demokrasisinin seçim yollarına kanalize ederek evcilleştirmeye hizmet edeceği için, devrimci harekete zarar verecek bir oluşumdur.

Sonuç olarak; sosyalizme giden yol, Kürt ulusal hareketinden ya da küçük burjuva milliyetçiliğinden medet umanların gittiği kuyrukçu yol değildir. Sosyalizm, işçi sınıfına önderlik yapacak sınıf partisinin açacağı devrimci yolun ucundadır. Görev, kolayına kaçıp yanlış yollara sapmak yerine; devrim için mücadeleyi yükseltmek; sabırla, ilmek ilmek sosyalistlerin devrimci, Marksist zeminde birliğine, sınıf partisinin oluşumuna emek verme zamanıdır.  

 

 * Birleşik Haziran Hareketi kuruluş bildirgesi, 20.10.2014.

** Alper Taş, Cumhuriyet Gazetesi internet sayfası, 27.10.2014.

*** İlhan Cihaner, a.g.y. , 27.10.2014.

**** Serpil Çelenk Güvenç, a.g.y, 27.10.2014.