DİP’in kırmızı oy çağrısı: Öfkeli oylar önderliğini arıyor!
Devrimci İşçi Partisi, Gezi ile başlayan halk isyanı ile birlikte politikasını hep kitle mücadelesine işaret edecek şekilde belirledi. Halkın sokaktaki gücüne güvendi ve AKP’nin bu gücü sandıkta boğmaya çalışacağını söyleyerek uyarılarda bulundu. CHP’si, cemaati, MHP’si ile AKP’nin karşısında ABD patentli bir cephenin kurulduğu süreçte de yine AKP’yi devirmek için halkın kitlesel mücadelesini öne çıkarttık. Meydanlarda, barikatlarda, hapishanelerde ve mahkemelerde devrimci Marksistlerin ikirciksiz biçimde savunduğu bu politika seçim süreci geldiğinde kırmızı oy çağrısıyla yeni bir şekil kazandı.
Devrimci İşçi Partisi, halkı sandıklara “hırsızların, taşeroncuların, faşistlerin, emperyalistlerin, Gezi ve Roboskî katillerinin, TÜSİAD’cıların, MÜSİAD’cıların, TUSKON’cuların, şovenistlerin, mezhepçilerin, kadınları ezenlerin, yalancıların, ihalecilerin HEPSİ GİTSİN!” yazılı kırmızı protesto oylarını atmaya çağırdı. DİP’in çağrısıyla sandıklara atılan binlerce kırmızı oyun da bir parçası olduğu öfkeli oylar 30 Mart’ta tam bir patlama yaptı. 2009’da yüzde 2,3; 2011’de yüzde 2,1 olan geçersiz oylar 2014 yerel seçimleri ile yüzde 4,1’e ulaştı. Bu öfkeli oylar hırsızın karşısında başka bir hırsızı, faşistin karşısında başka bir faşisti seçmeyi reddeden ama bağımsız bir siyasi alternatifin de arayışı içinde olan bir potansiyele işaret ediyordu. Devrimci İşçi Partisi’nin mücadelesi de bu bağımsız önderliği işçi sınıfının öncüsünü örgütleyerek yaratmak.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2014 tarihli 54. sayısında yayınlanmıştır.