Portekiz: Faşizm, Avrupa’nın son kalelerini de kuşattı

Portekiz: Faşizm, Avrupa’nın son kalelerini de kuşattı

Avrupa’nın en batısında yer alan Portekiz, son yılları istisnai bir normallik içinde geçirdi. Tarihinde başta 1974 Karanfil devrimi ve kanlı bir sömürge imparatorluğu olan bu ülke, adeta Avrupa’nın sessiz ve kendi halinde bir köşesi olmuştu. Siyasi tablo da bunu yansıtır durumdaydı. Avrupa’nın kalanında hızla kan kaybeden geleneksel merkez sol ve merkez sağ partiler, Portekiz’de iktidarı sırayla almaya devam etti. Önce Portekiz’in çok derin kültürel bağlara sahip olduğu Fransa’da, sonra İtalya’da, daha sonra komşu İspanya’da faşistler ve ön-faşistler bir dizi devasa atak yapıp, üstüne İtalya’da iktidara dahi gelirken, Portekiz faşizmi, eski diktatörlük geçmişine rağmen ortalıkta görünmez vaziyetteydi. Öyle ki, Portekiz’in deniziyle güneşiyle birleşen bu tablo, ülkeyi “büyük şehir gürültüsünden kaçmak isteyen” Avrupalı emekliler ve beyaz yakalılar için de bir nevi Avrupa’nın Urla’sı, Bodrum’u haline getirmişti.

Faşizm denilen o alçak güç, işçinin ve gariban halkın bu eli kanlı hasmı yükselirken, güvenli bir köşeye çekilip kendi hayatına bakma düşüncesi bugün gelinen noktada Portekiz’de de tuzla buz oluyor. Avrupa’nın sözde güvenli köşesi Portekiz’in faşistleri, son seçimde yaptıkları devasa atakla, yaklaşan Avrupa seçimlerinde yaşanabileceklerin işaretini vermiştir. Chega (Yeter) adını taşıyan, Portekiz ön-faşizminin partisi, beş yıllık kısa bir sürede ülke siyasetinin en önemli güçlerinden biri oldu. Sağcı (adı yanıltmasın) Sosyal Demokrat Parti’den 2019’da koparak kurulan bu parti, katıldığı ilk genel seçimde 67 bin oyla, yüzde bir civarı bir orana ulaşıp, 230 kişilik Portekiz parlamentosuna sadece bir vekil yollayabilmişti. 2022’deki, partinin katıldığı ikinci genel seçimde fırtına emareleri belirmişti bile: oyunu neredeyse altı katına çıkararak 400 bin oya yaklaşan Chega, 12 vekillik alıp ülkenin üçüncü büyük partisi oluyordu. İki sene sonra, 10 Mart 2024’te gerçekleşen seçimlerde ise artık devasa bir güç haline geldiğini, oylarını üçe katlayıp 1,2 milyona yaklaşarak ve 230 vekilin 50’sini kazanarak gösterdi. Beş yıl önce güvenli liman sayılan Portekiz, artık faşistlerin iktidarının eşiğinde. Mezarlıktan geçerken ıslık çalmaya devam edenlere, faşizm tehdidine gözünü kapatanlara bir ihtar daha!

Avrupa Birliği denilen emperyalist terör yuvasının fahrî konsolosu gibi davranmaya pek meraklı Batıcı tayfanın, Türkiye’nin işçisine emekçisine demokrasi vahası diye pazarladığı Avrupa Birliği, faşizme boydan boya teslim olmak üzere. Faşistler İtalya’da zaten iktidara geldi, Fransa ve Hollanda’da ise, henüz iktidarda olmasalar da ülkelerinin en çok oy alan partisi konumundalar. Portekiz’de, İspanya’da, Almanya’da o noktaya gelmeleri ise belki de an meselesi. Hâlâ ağzını açıp Avrupa demokrasisinden medet uman daha çok bekler! Gün işçi sınıfının can düşmanı olan faşizmi ezmek için, işçi sınıfı örgütlenmesine tüm gücümüzle sarılma günüdür. Türkiye’nin yiğit işçileri, bunu başararak Avrupa’nın işçisine de yol gösterme kapasitesine sahiptir.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2024 tarihli 175. sayısında yayınlanmıştır.