Brezilya’da "konsensüs" bozuldu
Brezilya’da geçen hafta kitlesel mücadelelerin başladığı, göstericilerin “Aşk bitti, burası Türkiye oldu!” sloganını atmasıyla bizde de yaygın olarak duyuldu. Bu hafta bu mücadeleler gerçek bir isyana dönüşmeye başladı. Aşağıda, Brezilya’da Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu’na (DEYK-CRFI) bağlı olarak çalışan bir siyasi grubun önde gelen mensuplarından Osvaldo Coggiola’nın durumu özetleyen bir yazısını yayınlıyoruz. Orijinali Portekizce olan yazıyı İspanyolca çevirisinden Türkçe’ye Onur Koyunlu aktarmıştır.
Rio de Janeiro’da 100 bin kişi, şehir içi ulaşım ücretlerindeki artışa, Maracanã Stadyumu için yapılan astronomik harcamalara ve eylemlerin şiddetle bastırılmasına karşı Cinelândia Meydanı'nı ve şehrin başlıca caddelerini işgal etti. Sao Paulo'da da yine yüz bin kişi, geçtiğimiz 13 Haziran günü zamlara karşı yapılan gösteride 55 kişinin yaralanmasıyla ve 150 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan polis saldırısına yanıtı sokaklarda verdi. Sao Paulo'daki bu görkemli eylemde şehrin başlıca ticari arteri olan Faria Lima Caddesi çift taraflı olarak işgal edildi. İlerleyişi esnasında emekçilerin ve halkın da desteğini alan kortejin Hükümet Konağı'na (Palácio dos Bandeirantes) yönelmesiyle binanın kapıları kapatıldı. Curitiba, Belo Horizante, Maceió, Belém, Salvador ve Porto Alegre'de de gösteriler vardı. Brasilia'da, zamları ve Mané Garrincha Stadyumu'nda yapılan çalışmaları protesto eden öğrenci ve gençler Planalto Sarayı'nın girişini işgal ettiler ve daha sonra Ulusal Kongre binasını kuşattılar. Belo Horizonte'de de 50 binden fazla gösterici vardı. Gösteriler şiddetle bastırıldı ve iki genç ciddi bir biçimde yaralandı.
La Folha de Sao Paulo gazetesinin başyazarı olayları şöyle özetliyor (18/6): "Brezilya vahasında her şey çok güzel giderken birden, Mısır'ın Tahrir Meydanı'ndaki gösterileri yaşamaya başladık; aniden, bir haber, bir işaret bile verilmeden. Hepimiz hazırlıksız yakalandık. Cennetteyken, en hafif tabirle Araf'a kaydık. Brezilya'da neler oluyor?"
Hâlâ bilmiyor musunuz? Bilet zamları bir kıvılcımdı. Ulaşımın en pahalı olduğu ülkelerden birisi Brezilya (Sao Paulo'da 1,50 dolar). Dahası da var. Sao Paulo'da 2004'te 14.100 olan toplu taşıma aracı sayısı bugün 13.900'e inmiş durumda. O zaman günlük 200 bin olan biniş sayısına karşı bugün bu rakam 193 bine gerilemiş. Bugün daha fazla insan, daha pahalıya, daha az sayıdaki otobüse binebiliyor ve daha az yolculuk edebiliyor. İşte bu duruma karşı yapılan ilk gösterilere yönelik saldırılar bir diğer önemli faktör oldu. Gençler, askeri diktatörlük döneminden kalan, "neo-liberaller" tarafından muhafaza edilen ve PT tarafından daha da güçlendirilen polis devletine karşı sokaklara döküldüler. Gençlik, en temel ifade özgürlüğünü savunmak için sokağa çıktı. Geçen hafta bazı eyalet başkentlerinde yapılan gösterilere 10 ila 20 bin arası kişi katılmıştı. Bu hafta iki önemli şehirde (Rio de Janeiro ve Sao Paulo) bu sayı yüz binlere ulaşırken başka şehirlerde de elli binleri buldu. O Estado de Sao Paulo gazetesi eylemlerin bir haritasını yayınladı (http://protestosbr.marcogomes.com/).
Sao Paulo'daki göstericiler tek bir büyük kol halinde ve sakince yürüdüler. Araya sızan anarşist grupların birkaç küçük provokasyonunu engellediler, bütün bir sömürülen halkın kendileriyle aynı tarafta olduğunu biliyorlardı. Kortejler halinde ilk buluşma noktası olan Largo de Pinheiros'a geldiğimizde, insanlar evlerin pencerelerinden bizleri selamlıyor, otobüs şoförleri kornalarına basıyor, yolcular da pencerelerden bizi alkışlıyordu.
Ulusal hükümeti ve Sao Paulo belediye yönetimini elinde tutan PT[i] ve Sao Paulo ve Minas Gerais eyaletlerinin başındaki PSDB[ii] geri adım atmak zorunda kaldı. Geçen hafta göstericileri "vandallık" ile suçlamış ve eylemleri bastırmak için polisi üzerlerine salmışlardı. Bu hafta ise bunlar "meşru haklarını kullanan göstericiler" oluverdiler. Sao Paulo'da bu haftaki eylemlerde polis, göstericilerle arasında ihtiyatlı bir mesafe bıraktı ve geçiş yollarını kontrol etmekle yetindi. PT'nin ulusal hükümetteki koalisyon ortağı PMDB'nin[iii] yönetimini elinde bulundurduğu Rio de Janerio'daki şiddetli polis saldırılarının sonuçları üzerine edinilmiş net bilgiler yok. Bütün bunlara rağmen hükümetin yanı sıra eyalet yönetimleri de öğrencilerin ve gençlerin örgütlediği bu hareketin (Ücretsiz Seyahat Hareketi) gücü karşısında geri çekilmiş durumdalar. Bugün (Pazartesi) itibariyle bu harekette işçiler de, başta CONLUTAS olmak üzere örgütlü sendikal yapılarıyla yerlerini almış durumdalar. Gençliğin örgütlenmesi muazzam. Sao Paulo'daki gösterilerde her üç göstericiden birinin elinde hükümet karşıtı protestoların ve her türden talebin ifade bulduğu, insanların kendiliklerinden hazırladığı dövizler vardı.
Bu, yaşam koşullarına (ücretlere, çalışma koşullarına, ulaşım araçlarının durumuna, polis devletine, okullardaki, mahallelerdeki ve üniversitelerdeki baskıya) karşı genel bir isyan. Bütün burjuva partilerinin ve PT'nin suç ortaklığına ve yolsuzluklarına karşı bir isyan. PT hükümetinin büyük sermayeye sistematik olarak tanıdığı ayrıcalıklara karşı bir isyan. Ve bu isyan, iktidardaki PT'yi büyüyen bir krizle karşı karşıya bırakmış durumda (PT gençliği de eylemlere katılıyor, ama belirleyici bir rolü yok). Birçok farklı ülkede muazzam bir uluslararası etki yaratmaya devam ediyor. Bu bir "sirke isyanı" (sirke, biber gazına ve "moral etki yaratan bombalara"[iv] karşı kullanılıyor) ve henüz yolun başında. Brezilya, Türkiye'nin, Yunanistan'ın ve Arap ülkelerinin izinden gidiyor. Latin Amerika üzerindeki etkisi belirleyici olacak.
http://opcion-obrera.blogspot.com/2013/06/brasil-revento-el-consenso.html
[i] Partido de los Trabajadores (işçi Partisi). Bundan önceki devlet başkanı Lula’nın ve şimdiki başkan Dilma Roussef’in partisi.
[ii] Partido Social Democratico do Brasil (Brezilya Sosyal Demokrat Partisi).
[iii] Partido de Movimiento Democratice do Brasil (Brezilya Demokratik Hareketi Partisi).
[iv] Brezilya’da, fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik etkileri de olduğu için bu adla alınan bir tür bomba.