ABD ve IBSİD (IŞİD): Teröristler düellosu!
İskoç yazar Stevenson’un ünlü bir popüler romanı vardır: biri iyi görünüşlü (Doktor Jekyll), öteki ise kötülük timsali (Mister Hyde) iki kişinin aslında aynı kişi olduğu ortaya çıkar romanda. Ruhbiliminde “bölünmüş kişilik” olarak bilinen bir vakadır ele alınan. Yaygın olarak IŞİD adıyla bilinen Irak ve Büyük Suriye İslam Devleti (IBSİD) karşısında ABD’nin oluşturmaya giriştiği on ülkelik ittifak da tam tamına Doktor Jekyll ile Mister Hyde’ı çağrıştırıyor. Bunun nedeni, ABD’nin IBSİD’i yenilgiye uğratma amacıyla harekete geçirmeyi umduğu Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin, hatta ABD’nin kendisinin, IBSİD’i yaratan koşulları oluşturan ülkeler olmasıdır! Şimdi IBSİD’i yaratan bu ülkeler bu korkunç mezhepçi örgütü ortadan kaldırmaya girişecekler!
IBSİD’i doğuranlar…
IBSİD’in doğuşu ve yükselişi eşmerkezli daireler gibi iç içe geçen bir dizi gelişmenin ürünüdür.
1) ABD’nin 11 Eylül İkiz Kuleler olayından bu yana “teröre karşı savaş” adı altında nüfusunun çoğunluğu Müslüman ülkeler üzerinde estirdiği terör. 2011’de evinde, eşinin gözleri önünde “avlanan” Usame bin Ladin, yüzleriyle, binleriyle geri dönüyor!
2) Yine ABD’nin Irak’ın dengeleriyle oynayıp Sünni toplumunu Şii ve Kürtler karşısında ezik durumda bırakmış olması dolayısıyla IBSİD gericiliğinin suistimal edebileceği bir ortam bulması.
3) ABD’nin, Körfez gericiliğinin ve AKP Türkiye’sinin Suriye’deki halk devrimini ılımlısıyla, radikaliyle Sünnilerin bir mezhep savaşına dönüştürmesine çanak tutması, başta Katar olmak üzere Körfez gericiliği ve Erdoğan’ın mezhep savaşını körüklemek amacıyla canavarı büyütmesi.
4) Türkiye’nin IBSİD gibi örgütleri Rojava’ya karşı bir koz olarak kullanmak amacıyla desteklemesi.
…şimdi onu ortadan kaldıracak(mış)!
İşte şimdi, ABD, IBSİD gericiliğini güya aynı güçlerin desteğiyle ortadan kaldıracakmış! Bunlar baştan itibaren canavarı yaratan analardır! IBSİD Mister Hyde ise, bunlar Doktor Jekyll’dir. Şimdi nasıl dönüp kendilerini vurmalarını beklemeli?
Daha da önemlisi, diyelim ki Türkiye’de AKP yönetimi, Katar’da şeyhlik bir gecede yerini başka siyasi yönetimlere bıraktı. Ama bütün kötülüklerin anası ABD’dir. Şimdi IBSİD’in beklenmedik güç gösterisi ABD emperyalizmini gerçekten sarsmış olabilir, ama ABD Ortadoğu’ya askeri olarak döndüğünde mutlaka başka kötülükler de planlayacaktır. Bunların başında ise İsrail’in çıkarlarını güçlendirmek gelecektir. ABD şayet IBSİD’i yenilgiye uğratabilirse, bu, kurduğu ittifakın Suriye’de de önünün açılması demektir. Gelsin Suriye’de “rejim değişikliği”! ABD Ortadoğu’da güç dengelerinin kendi lehine değiştirilmesinden önce geri çekilmeyecektir.
Bu plan hava cıva!
Obama’nın IBSİD konusunda evvelki gece sabaha karşı açıkladığı plan için tek söz söylenebilir: Dağ fare doğurdu. Obama bugüne kadar zaten yapılmakta olana devam dedi: yani IBSİD’i sadece havadan vurmaya devam! Karadan Irak ordusu ve peşmerge destek olacak. Eklenen yalnızca iki şey var. Birincisi, Suriye rejiminin sözde “ılımlı” muhaliflerine 500 milyon dolarlık yardım. Ama bu ABD Kongresi’nin onayına bağlı. Ve de ABD’nin art niyetini gösteriyor. İkincisi, IBSİD’e giden fonların kesilmesi için daha çok çaba. ABD istediği kadar yırtınsın, Katar ve Türkiye, hatta Suudi Arabistan IBSİD’e para vermek istiyorlarsa gizli gizli vermelerini engelleyemez! Bu planla IBSİD ne yakın gelecekte, ne de zaman zaman sözü edilen üç yıl içinde bitirilemez. ABD Sünni-Şii mezhep savaşına bir çözüm bulamaz, çünkü savaşın esas kışkırtıcıları kendi müttefikidir.
Çekiçle örs arasında Sıfır Ahmet Paşa
Obama IBSİD’i sarsmaya karar verdi ya, başbakanlıkta ayağının tozuyla Sıfır Ahmet Paşa’nın (nâm-ı diger Ahmet Davutoğlu’nun) beti benzi attı. Kendini bataklığa sokalı çok oluyor. Suriye iç savaşını en çok kışkırtan, dolayısıyla Rojava’nın 2012’den itibaren yükselişine en çok katkıda bulunan o. Rojava kurulunca onun başına bela olsun diye İhvan’ın ötesine geçip Selefi İslamcılığı, Ahrar üş Şam, El Nusra ve tabii IBSİD’i desteklemeye girişti. İlk uyarıyı 2013 Mayıs’ında aldı. Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyareti öncesinde, bu örgütlerden biri Reyhanlı’da bombayı patlatıp “sakın Obama’ya boyun eğme!” derken ardından Beyaz Saray’da “bunlara desteği kes” diye kulağı çekildi. Sonra Mart 2014’te Süleyman Şah tehdidi, Nisan’da Niğde’de jandarmayla çatışan militanlar, Mayıs’ta Musul Başkonsolosu ile 48 kişinin savaş esiri düşmesi! Şimdi de Obama bastırıyor! Sıfır Ahmet Paşa, IBSİD’in çekici ile Obama’nın örsü arasında yassılıp duruyor!
Üstelik üstat şimdi başbakan. Sadece dışişlerinden sorumlu da değil. Hükümet karar vermiş: iki haftada bir “Ulusal Güvenlik Toplantısı” yapacakmış, dönüşümlü olarak iki haftada bir de “çözüm eksenli toplantı”. Sıfır Ahmet Paşa, bir Çarşamba IBSİD’e Rojava’ya karşı nasıl destek verileceğini konuşacak kurmaylarıyla, ertesi Çarşamba bunu güya çözüm sürecinde muhatabı olan PKK’ye nasıl açıklayacağını!
Sıfır politika!
Kürtlerle barış, ABD ve IBSİD’le savaş!
Önce Galler’de Obama-Erdoğan görüşmesi. Ardından ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in Ankara ziyareti. Nihayet ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Ankara’ya gelişi. Bir hafta içinde üç üst düzey görüşme. ABD, AKP hükümetini IBSİD’e karşı oluşturduğu ittifaka aktif biçimde katmak için yapmadığını bırakmadı. Ama AKP hükümeti “hayır” diyor.
Bir noktada çok berrak olmalıyız: Bu karar hükümetin ABD’nin bölgeye müdahalesine karşı olmasından dolayı değil, IBSİD’i korumak amacıyla alınmıştır! ABD başka bir nedenle bölgeye müdahaleye kalkışsa AKP hükümeti sonuna kadar destekleyebilir. Ama Sünni mezhepçiliğin iç savaş örgütü IBSİD’e karşı savaşmak ya da savaşan güçlere tam destek vermek istemiyor!
Biz hem ABD’nin bölgeye müdahalesine, özel olarak da bu dönemde Suriye’den izin almaksızın onun topraklarını IBSİD bahanesiyle bombalamasına, hem de IBSİD’in mezhep fitnecisi gericiliğine karşıyız. Peşmergenin de ABD hava savaşının kara gücü olmaya hazırlandığı ortadadır. Ama geriye ABD ile işbirliği yapmaksızın IBSİD’le mücadele eden Kürt güçleri kalıyor: Rojava ve KCK! Devrimci İşçi Partisi yıllardır, Türkiye halkına “Kürtlerle barış, ABD’yle savaş!” diyor. Bunun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Şimdi bu slogan günün ihtiyaçlarına uyarlanmalı: “Kürtlerle barış, ABD ve IBSİD’le savaş!”
Türk-Kürt-Arap-Acem birleşin, emperyalizmi, Siyonizmi ve mezhepçi gericiliği def edin!
Ortadoğu, Üçüncü Büyük Depresyon’un sismik merkezlerinden biri olmaya aday olduğunu çoktan gösterdi. Bugün İran sınırından Mısır sınırına Irak, Suriye ve Filistin’de savaş yaşanıyor. Bunun ardında emperyalizm-Siyonizm ikilisinin hâkimiyetini koruma çabaları kadar Sünni halkı Şii ve Alevi halkla karşı karşıya getirmeye yatkın mezhep fitnecisi gericilik de var. Sözde “aşırı”ların ardında “ılımlı” emperyalizm dostları, şeyhler, krallar, “reis”ler var! “Ali kıran, baş kesen”lerin ardında Hillary Clinton’la “çak” yapan kıvrak mezhepçiler var!
Ortadoğu halkları bunların hepsinden kurtulmak zorunda. Çözüm bu kadim toprakların işçi sınıfının yoksul köylülerle birlikte, ezilen ulusların da elinden tutarak birleşmesinde ve Ortadoğu Sosyalist Federasyonu’na doğru yürümesinde yatıyor!
Kürtlerle barış, ABD ve IBSİD’le savaş!
Yaşasın Ortadoğu Sosyalist Federasyonu!
Bu yazı, Gerçek gazetesinin Eylül 2014 tarihli 59. Sayısında yer alan dosyanın yeniden düzenlenmiş halidir.