Diyarbakır sahnesi barış için değil petrol, dolar ve savaş için kuruldu!
Erdoğan, Diyarbakır’da Barzani ile şov yaptı. Bu şovun amacı neydi? Kimilerine göre seçim yatırımı kimilerine göre tabuların yıkılması. Erdoğan’ın bu hamlesiyle Kürt illerinde elde edeceği oyları arttırma amacı gütmediği söylenemez. Bir başbakan ilk defa Barzani yönetimi için “Kürdistan” kelimesini kullandığına göre bir biçimiyle bir tabunun da yıkıldığı inkâr edilemez. Peki bunlar için miydi bütün tantana?
Hayır! Erdoğan’ın ve Barzani’nin başrolde olduğu, İbo ve ne yazık ki Şivan’ın da figüran olduğu bu tiyatro sahnesi çok daha fazlası için kuruldu. Her türden faşist, ortaya çıkan manzara karşısında öfkelendi. Yine bölünme nutukları atmaya başladı. Korkmayın! Erdoğan ve Türkiye’nin her renkten sermayesi bölünmenin değil büyümenin peşinde. Güney Kürdistan’daki Barzani yönetimine hamilik yaparak bölgenin enerji yataklarına ulaşmayı hedefliyorlar. Çözüm, barış vb. adlarla adlandırılan süreçlerin hepsinin arkasında bu hedef var. Biz baştan beri bu politikayı “Büyük Türkiye Projesi” olarak adlandırıyoruz.
Faşistlere “korkmayın” diyorsak demek ki Türküyle Kürdüyle bu coğrafyanın işçisinin emekçisinin korkması gerekir. Bu proje bir aşamada ABD’nin ufak bir muhalefeti ile karşılaşmıştı. ABD sürecin Irak yönetimiyle koordineli gerçekleştirilmesini istiyordu. Maliki ile yapılan görüşmelerle buzlar eritildi; şimdi “Büyük Türkiye Projesi” ABD’den tam destek alıyor. Ekibe bakın Obama, Erdoğan ve Barzani. Kimse bu üçlünün tekin olduğunu söyleyemez!
Nitekim türlü şaklabanlığın arasında Erdoğan niyetlerini açık etti. “Tek partiyle barış olmaz” dedi. Böylece sadece Güney Kürdistan’da değil Türkiye sınırları içinde de Barzani’nin hamiliğine soyunacağını söylemiş oldu. Leyla Zana ve Osman Baydemir de pek memnun gözüküyor bu işe.
Yine Erdoğan “dağlardan inildiğini, cezaevlerinin boşaldığını göreceğiz” dedi. Kürtler buna inanmalı mı? Yasal düzenleme yapıldığı halde serbest bırakılmayan hasta tustaklar dört duvar arasında ölümü beklerken hangi sağlıklı akıl inanır buna? Bir yandan barıştan çözümden bahsedip diğer yandan Rojava sınırına İsrail duvarları dikmeye kalkanın sözüne kim güvenir? Ancak Erdoğan boşa konuşmuyor. Tablonun bütününe bakıldığında şu mesajı veriyor: PKK ve KCK tasfiye olduktan, Rojava’daki devrimci süreç ezildikten, BDP etksisizleşip Kürt siyaseti Barzani’nin hegemonyası altına girdikten sonra cezaevleri de işlevini görmüş olacaktır. Erdoğan’ın söylediklerinin tercümesi budur.
Barzani açılımı barış getirmez tam tersine savaş hazırlığıdır. Kürt hareketinden farklı sesler gelse de Kandil süreç tıkandı diyor. Müzakerelerin derinleşmesini istiyor. Aksi halde savaş yeniden başlayabilir. AKP, Türkiye Kürdistanı ve Rojava’da en büyük kitle desteğine sahip hareketin yerine Barzani’yi ikame etmek istiyor. Oysa Barzani’nin desteği, kendisinin yönettiği Güney Kürdistan’da bile %38’lere düşmüş durumda. O halde Barzani ile tüm Kürt halkını temsilen barış görüşmesi yapmak akıl dışıdır. Olsa olsa yeniden bir savaş hazırlığının parçası olarak Kürt hareketini kuşatma çabası söz konusudur. Savaşın yeniden başlamasının faturasını işçilerin ve emekçilerin ödeyeceği açıktır. Ancak Obama’nın, Erdoğan’ın ve Barzani’nin gözünü, petrol, dolar ve kan bürümüş durumdadır. İşte korkulacak olan ve karşı çıkılacak olan budur!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2013 tarihli 50. sayısında yayınlanmıştır.