Maraş katliamının 45. yıldönümü: Faşizme, ırkçılığa ve mezhepçiliğe karşı örgütlen, mücadele et!
Maraş katliamının 45. yıldönümü: Faşizme, ırkçılığa ve mezhepçiliğe karşı örgütlen, mücadele et!
Bu yıl Maraş katliamının, 1970’li yıllarda yükselen işçi sınıfı ve sınıf mücadelelerini ezmek için NATO uzantısı faşist çeteler tarafından düzenlenen katliamın, 45. yıldönümü. Resmi rakamlara göre 111, katliama tanıklık eden Maraş halkına göre bunun en az iki katı canımızı kaybedişimizin 45. yılı. 45 yıldır katliamın sorumlularından hesap sorulmadı, faillerin hiçbiri cezalandırılmadı. Aksine o günlerde katliamı engellemeye çalışan devrimciler, Aleviler yargılanıp işkence gördü.
Katliam yükselen sınıf mücadelesine karşı tertiplendi
12 Eylül askeri darbesi öncesinde ülkenin dört bir yanında yükselen sınıf mücadelelerinin bir örneği de Maraş’ta gerçekleşiyordu. Maraş’ta bir tarafta köylüler toprak mücadelesi veriyor, diğer tarafta işçiler sendikal örgütlenme mücadelesi veriyordu. Bu mücadelelere bağlı olarak sosyalist hareketin örgütlenme gücü artıyordu. O günlerde Maraş’taki Pişkinler İplik Fabrikası işçileri o dönem Sünni Türk işçilerinin yoğun olarak bulunduğu ve hayli güçlü olan Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu’ndan (MİSK) ayrılıp Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nda (DİSK) örgütlenmeye karar vermişti. MİSK’ten ayrılan grup hızlıca DİSK’te örgütlenirken patronun, DİSK’e üye olan tüm işçileri işten atması üzerine işçiler sert bir direniş göstermişti. O dönemde bu örnek gibi birçok sınıf mücadelesi yaşanıyor ve emekçi halk sosyalizme daha çok yönelmeye başlıyordu. Türkiye hakim sınıfları, yükselen bu sınıf çatışmasının yerine mezhep çatışmasını geçirmek için Alevi halkının Sünni halkla bir arada yaşadığı Maraş’ta NATO eliyle kurulan kontrgerilla ile mezhepçi provokasyonları düzenlemeye girişti.
Daha büyük bir katliamı örgütlü direniş önledi
Katliama giden süreç önce 21 Aralık’ta iki solcu öğretmenin faşistlerce katledilmesiyle başladı. Sonrasında öğretmenlerin cenazesine katılan beş bin kişiye, 10 bin kişilik bir grup saldırdı ve bu saldırıda 3 faşist öldürüldü. 22 Aralık günü faşistler Sünni ailelerin yoğunluklu olarak yaşadığı mahallelerde, Alevilerin bu mahallelere silahlı saldırı yapacakları söylentisini yaydılar. Cenaze töreni faşist bir yürüyüşe dönüştürüldü ve sayısı 15 bini bulan grup “Komünist Alevileri öldürün!”, “Alevileri öldüren cennetlik olur!”, “Kahrolsun komünistler!”, “Alevilere ölüm!”, “Yaşasın Türkeş!” sloganlarıyla Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Yörük Selim Mahallesi’ne saldırıya geçti. Katliamın geleceğini öngören sosyalist örgütler bu mahalledeki Alevi halkı örgütleyerek direnişe hazılanmıştı. Faşist grup mahalleden püskürtüldü. Ancak çevre mahallelerde kalan, evlerini terk etmeyi ve Yörük Selim Mahallesi’ne gelmeyi reddeden bazı aileler vardı. Bu çevre mahallelerdeki pek çok insan faşist çetelerce işkence edilerek, yakılarak katledildi. Emniyet ve jandarma ise hiçbir müdehalede bulunmadı, devlet katliamlara bilinçli şekilde göz yumdu.
Yeni katliamları önlemek için örgütlenmeye!
Maraş ve benzer saiklerle tertiplenmiş Çorum, Madımak katliamları bize hakim sınıfların sınıf mücadelesi karşısında faşizmi, ırkçılığı ve mezhepçiliği kullanarak kanlı katliamlara giriştiğini ve ileride de girişebileceğini gösteriyor. Ve unutmayalım ki Alevi halk için de Kürtler için de işçi sınıfı için de faşizm hâlâ güncel bir tehlike. Bugün düzen siyaseti içinde bu katliamları düzenlemiş olan faşist gelenekten gelen partileri ve onlarla kurulan ittifaklara verilen siyasi desteğin ne kadar tehlikeli olduğunu görelim. Faşizme, mezhepçiliğe ve ırkçılığa karşı ekmek ve hürriyet mücadelesinde bir araya gelmek, örgütlenmek ve mücadele etmekten başka yol yok! Düzen siyasetinden medet umulamaz! Maraş’ı unutma ve unutturma!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2023 tarihli 171. sayısında yayınlanmıştır.