TTB susmayacak susturulamayacak!

ertuğrul

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) en üst yönetim organı olan Merkez Konseyi (MK), “amaç dışı faaliyet” gösterdiği gerekçesiyle yargılandığı dava sonucu görevden alındı. Yerine, delegeler içinden beş kişilik bir heyet, bir ay içinde TTB’yi olağanüstü genel kurula götürmesi için atandı. Bu, iktidarın yargı eliyle TTB’yi susturma girişimidir.

MK’nın görevden alınmasına yönelik dava, TTB MK Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken açıklaması sonrası açılmıştı. Fincancı gerekçe gösterilerek TTB’nin susturulması amaçlanmıştı. Biz de Gerçek gazetesinde Kasım 2022’de yayınlanan köşe yazımızda konuyu işlemiştik.

Burjuva iktidarlar kendisine tehdit olarak gördüğü kişilere ve kurumlara sudan sebeplerle dava açıp, kendince elverişli ana kadar bekletir, o ana kadar sonuçlandırmaz. Bu davanın seyri de aynı şekilde oldu. TTB kanununda, MK’ya karşı açılan görevden alma davasının 3 ay içinde karara bağlanması gerektiği belirtilmiş. Davanın açılmasının üzerinden 13 ay, ilk duruşmanın görülmesinin üzerinden ise 11 ay geçti. Son görülen iki duruşmaya kadar ise MK üyelerinin isim listesi, Fincancı’nın ceza aldığı davanın dosyası gibi davanın ana unsurunu oluşturan bilgiler mahkemece talep edilmemişti bile.

Sanırız davanın bu seyri bile, meselenin hukuki değil siyasi saiklerle açıldığını ve davanın sonuçlandırılması için uygun zamanın beklendiğini gösteriyor. Ancak davanın usule ve esasa dair sorunlarından ziyade açılış gerekçesi esas ipucunu veriyor: “Amaç dışı faaliyet”. TTB, kamu kurumu niteliğinde Anayasal bir meslek kuruluşu. Kanunda TTB’nin görevleri sayılırken daha ilk maddede halk sağlığını koruması ve geliştirmesi gerektiği yazılmış. Örneğin, üyelerine dair yapması gereken ödevler daha sonraki maddelerde sıralanmış.

Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, sağlığa erişim önündeki tüm engellerin kaldırılmasını içerir. TTB’nin savunduğu ücretsiz, erişilebilir, nitelikli, anadilinde, kamu eliyle örgütlenecek bir sağlık sistemi, bunun olmazsa olmaz şartıdır. Ancak halk sağlığını korumak ve geliştirmek yalnızca sağlık hizmetleri ile sağlanamaz. Bununla birlikte insanca çalışma şartlarının sağlanması, sağlıklı bir çevrenin temini, sağlıklı gıdalara ve temiz suya erişim, örgütlenme özgürlüğünün varlığı ve daha pek çok sosyal, ekonomik ve siyasal şartları da gerektirir.

Meseleyi bu şekilde ortaya koyduğumuzda TTB’nin sağlık ve yaşam hakkı başta olmak üzere temel hak ve hürriyetleri, halkların kardeşliğini, Kürt halkı ve Filistin halkı başta olmak üzere tüm ezilenlerin ve elbette emekçilerin haklarını savunmasının “amaç dışı faaliyet” olmadığı, bilakis TTB’nin başlıca amacı olduğu ortaya çıkmış olur.

İktidarlar, kendi çizdiği sınırların dışına çıkan TTB’nin bu yaklaşımını hep tehdit olarak görmüş ve TTB’yi susturmaya çalışmıştır. Geçen yıl TTB tarihinde ilk kez bir TTB MK Başkanı tutuklanmıştı. Bu sefer de TTB tarihinde ilk kez bir TTB MK görevden alındı. Geçen yıl olduğu gibi şimdi de iktidar, hem TTB’nin temsil ettiği değerlere saldırıp hem de TTB üzerinden tüm kitle örgütlerine gözdağı vermeyi, halkı susturmayı ve sindirmeyi amaçlıyor.

Geçen yıl, ortak mücadele ile TTB MK Başkanı Şebnem Korur Fincancı özgürlüğüne kavuşmuştu. Bu seferki taarruzda da yapılması gereken başta hekimler ve sağlık örgütleri olmak üzere, emekten ve ezilenden yana örgütler, sendikalar ve siyasal partiler ile ortak bir mücadele hattı oluşturup bu saldırıyı geri püskürtmektir.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2023 tarihli 171. sayısında yayınlanmıştır. Bu yazıyı Gerçek'in podcast hesaplarından sesli olarak dinlemek için aşağıdaki resmin üzerine tıklayın. 

ertuğrul oruç aralık 2023 podcast