Göçüklerde bir canımızı daha kaybetmemek için tüm madenler işçi denetiminde kamulaştırılsın!
Elazığ’ın Palu ilçesinde bulunan krom madeninde bu sabah (26 Şubat) göçük meydana geldi ve maden ocağında çalışan dört işçi göçük altında kaldı. Göçük altında kalan işçiler kurtarıldı ve şans eseri can kaybı yaşanmadı.
Gerçekleşen göçükte can kaybı olmaması sevindirici. Peki ya bir sonraki göçükte ne olacak? Bir sonraki göçük nerede ve ne zaman gerçekleşecek? Kaç işçi göçük altında kalacak, göçük altında kalan işçilerin kaçı sağ kurtulacak kadar şanslı olacak? Eğer maden işçileri her gününü canı kapitalistlerin kârlarına emanet şekilde geçirmesin, her gün emekçi halk televizyonu açtığında acaba bu sefer nerede bir kaza, bir katliam oldu diyorsak yapılacak şey maden işçisinin canını patronların kâr hırsına kurban etmeyecek önlemlerin alınmasıdır. Bunun da tek ve kesin yolu tüm madenlerin işçi denetiminde kamulaştırılmasıdır.
Bugün gerçekleşen göçük de, 13 Şubat’ta Erzincan’ın İliç ilçesinde gerçekleşen facia da öngörülemez birer kaza değildir. Bunlar istibdad rejiminin memleket kaynaklarını emperyalist ve yerli şirketlere altın kasede sunarken işçinin hayatının da hiçe sayılmasına göz yuman uygulamalarının bir sonucudur. Yani bunlar fıtrat değil, göz göre göre gelen felaketlerdir.
Her yıl özel şirketlere, binlerce maden arama ve işletme ruhsatı veriliyor. Uygun bulunan alanlarda, madencilik gibi çok tehlikeli bir işkolunda, doğru düzgün bir denetim olmadan işletmeler açılıyor ve işletiliyor. Bu tabloya bir de kaçak işletilmesine müsaade edildiği için tamamen işletenlerin insafına kalmış, hiçbir kanun ve kuralın geçerli olmadığı madenleri de eklediğimizde neredeyse her gün kazaların ve ölümlerin yaşandığı bir durumla karşı karşıya kalıyoruz.
Madenlerde sendikal örgütlülük hayatta kalma meselesidir!
Sendikal örgütlülüğün de son derece zayıf olduğu, hatta yer yer hiç olmadığı madenlerde, devlet denetimi olmadığı gibi sendikal örgütlülük de olmadığı için iç denetim de sağlanamıyor, bunun sonucunda da her yıl onlarca, hatta Soma faciasında olduğu gibi yüzlerce canımızı maden kazalarına kurban veriyoruz. Tüm madenlerde sendikal örgütlenme bugün sadece iş ve aş meselesi değil aynı zamanda hayatta kalma meselesi halini almış durumdadır. Çalıştığı maden işletmelerinde sendikaya üye olan, sahip çıkan ve denetleyen işçiler, aynı zamanda hayatlarına sahip çıkmış olacaktır.
Eğer madenler bu şekilde açılmaya ve işletilmeye devam ederse, bu felaketlerin sonu gelmeyecek. İşçilerin, Maden Mühendisleri Odası gibi meslek kuruluşlarının ve bu alanda çalışma yapan bilim insanlarının denetiminde, çalışması uygun bulunmayan işletmeler kapatılmalı, kaçak madenciliğe müsaade edilmemelidir. Tüm madenler derhal işçi denetiminde kamulaştırılmalıdır. Bir felakete daha, kaybedecek bir cana daha tahammülümüz yok!