Hopa’da polis bir emekçiyi katletti!
Polisin bir süredir hak arayanların, emeğin ve özgürlüğün sesini dillendirenlerin gösterilerine yönelik gazlı müdahalesi, daha doğru tabiriyle gaz ile cinayete teşebbüsü Hopa’da bir canı aramızdan aldı. Artvin’in Hopa İlçesine gelecek olan Recep Tayyip Erdoğan’ı AKP hükümetinin özelde bölgelerine yönelik genelde ise tüm emekçilere yönelik uygulamalarını protesto etmek isteyen ESP, ÖDP ve Halkevleri üyesi gruba polis izin vermedi ve gazlı coplu saldırıda bulundu. Saldırıda pek çok kişi yaralanırken, atılan yoğun gazlardan ve aldığı cop darbelerinden dolayı kalp krizi geçiren 54 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu yaşamını yitirdi. Yıllarca eğitim emekçilerinin mücadelesinde yer alan ve ÖDP üyesi olan Metin öğretmen, yıllarca sistem tarafından sömürülmüş, sağlık dışı çalışma koşullarından dolayı yavaş ölüme itilmiş milyonlarca emekçiden biriydi. Ancak yavaş ölümle tatmin olmayan sistemin şimdiki bekçisi AKP, emrindeki polisler aracılığı ile onu katletti. Bu açık bir cinayettir! Tüm katiller derhal yargılanmalıdır! Daha önce doğmamış bir bebeği benzer bir saldırı ile katledenler bu talebimiz karşılanmadığı sürece durmayacak, cinayetlerine devam edecektir.
Hopa’da yaşanan cinayet İstanbul ve Ankara’da protesto edildi. Cinayetin akşamı saat 19.00’da Beyoğlu Galatasaray Lisesi önünde toplanan çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütüne bağlı yüzlerce kişi Taksim meydanına yürüdü. Eyleme Devrimci İşçi Partisi de destek verdi. Meydan’da toplanan kitle basın açıklamasına başlarken iki eylemcinin alana bakan bir binadaki dev Tayyip posterini indirmesi üzerine kısa süreli bir çatışma yaşandı. Bu esnada posteri indiren iki kişi gözaltına alındı. Polis kitleye tazyikli su ile müdahale etti. Ancak kitlenin dağılmaması sonucu polis saldırıyı kesmek zorunda kaldı. Bir süre sloganlar ile eyleme devam eden kitle tekrar Galatasaray Lisesine yürüyerek eyleme burada devam etti. Yapılan basın açıklamasının ardından kurumlar adına konuşmalar gerçekleştirildi. Konuşma ve sloganlarda AKP’ye öfke, hesap sorma çağrıları ön plandaydı.
İstanbul’un dışında Ankara Kızılay meydanında da Hopa’daki cinayete tepki vardı. Ancak buradaki eyleme de polis saldırdı ve 95 kişiyi göz altına aldı. Gözaltına alınanlara meydanda herkesin gözü önünde ve polis araçlarında açıkça işkence edildi. Çatışmalar Ankara sokaklarında uzun süre devam etti.
Bu topraklarda bu yaşananlar ilk değil. Devrimciler pek çok kez benzeri saldırıları yaşadı, ancak öyle görülüyor ki önümüzdeki dönemde saldırıların dozajı artacak. Bu duruma meydan vermemek için sınıf mücadelesini ve devrimci dayanışmayı yükseltmek, mücadelenin her adımına işçi ve emekçileri de katmak gerekir ve elbette mücadeleyi burjuvazinin her iki cephesine karşı bir üçüncü cephe şiarı ile örmek elzemdir!