Devrimci Marksist hareket İtalyan işçi sınıfını devrime çağırıyor!

İtalya’nın sosyo-ekonomik dinamikleri, ülkeyi bir süre sonra yeni bir  Yunanistan haline gelmeye aday yapıyor. Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu (DEYK) İtalya seksiyonu Partito Comunista dei Lavoratori (PCL-Komünist İşçi Partisi) İtalyan işçi sınıfını ve bağımsız solunu dönemin gerektirdiği yoğunlukta ve radikallikte bir mücadeleye çağırıyor.

İtalya’nın sosyo-ekonomik dinamikleri, ülkeyi bir süre sonra yeni bir  Yunanistan haline gelmeye aday yapıyor. Bu dinamiklerin temelinde, İtalya’nın kamu borcunun ulusal gelirinin % 120’si düzeyinde olması ve tahvil piyasalarında İtalya’nın gelecekte iflas edebileceğinden duyulan endişe dolayısıyla İtalyan tahvillerinin faiz oranlarının son derecede yüksek düzeylere çıkmış olması yatıyor. Bu, İtalyan burjuva hükümetlerini “piyasaları yatıştırmak” için işçi sınıfına ve emekçilere saldırmaya itiyor. 

Son yıllarda ipliği iyice pazara çıkmış olan Silvio Berlusconi henüz başbakanlık koltuğunda otururken bu saldırıları başlatmıştı. Ama yetmiş  beş yaşında bir adamın iflah olmaz seks düşkünlüğünün yol açtığı yüz kızartıcı öyküler Berlusconi’nin itibarını her geçen gün daha fazla zedeliyordu. Gerek İtalyan finans kapitali, gerekse Avrupa burjuvazisinin temsilcileri, tam da İtalyan işçi sınıfına cepheden bir taarruzun gerekli olduğu bir aşamada burjuvazinin genel kurmayı olarak hükümetin başında bütün dünyanın alay konusu olan bu adamın oturmasının sınıf çıkarları açısından büyük bir zaaf olduğunu kavramışlardı. Merkel-Sarkozy ikilisi, neredeyse gizlenemeyen bir operasyonla Berlusconi’yi istifaya zorladı. Yerine de, İtalya’nın bugünkü Kemal Derviş’i olarak, Avrupa Birliği’nin (AB) eski bir bürokratı olan, yıllarca Avrupa Komisyonu’nda komiser olarak görev yapmış olan Mario Monti’nin başkanlığında bir “teknisyenler” hükümeti kurdurttu. 

Monti, işçi sınıfına büyük bir taarruz başlatmak ve finans kapitalin taleplerini yerine getirmek için hiç vakit kaybetmedi. Emeklilik yaşını yükseltmeye, emeklilik maaşlarını düşürmeye, temel mallar da dahil KDV’yi arttırmaya, tek ev sahibi olan ailelere bile vergi getirmeye, sosyal hizmetlerde kesintilere yaslanan 30 milyar avroluk ağır bir kemer sıkma programını hazırladı ve Aralık başında parlamentodan geçirdi. Buna karşı sendikaların tepkisi, hep birlikte 12 Aralık günü üç saatlik bir grev düzenlemek oldu. 

Bu eylem Monti hükümetinin taarruzunun ağırlığı karşısında bütünüyle yetersiz bir yanıt. Sendika bürokrasisinin bu tavrının yanı sıra, liberal sol da, reformist sol da Monti hükümetine karşı ciddi bir mücadeleye girişecek bir tavır göstermiyor. Hatta bu hükümeti destekliyor. 

Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu (DEYK) İtalya seksiyonu Partito Comunista dei Lavoratori (PCL-Komünist İşçi Partisi) İtalyan işçi sınıfını ve bağımsız solunu dönemin gerektirdiği yoğunlukta ve radikallikte bir mücadeleye çağırıyor. Aşağıda PCL’nin 12 Aralık eylemi öncesinde ve eylemler sırasında dağıttığı bildiriyi yayınlıyoruz.

İktidarın saraylarını kuşatalım!

Saldırı paketinin geri çekilmesine ve hükümetin düşmesine kadar sürecek bir uzatmalı genel grev!

İşçiler iktidara! 

İşçilere, gençlere, kadınlara karşı kabul edilen sosyal kıyım, Confindustria’nın[1] ve bankaların imzasını taşıyor. Neden emeklilik yaşı yükseltiliyor, açlık sınırındaki emeklilik maaşlarına saldırılıyor, KDV artırılıyor, ilk ev üzerine vergi konuyor, sosyal hizmetlere yeni bir darbe vuruluyor? Kapitalistlere ve bankacılara yeni kaynaklar boca etmek için. Bunlar istedikleri her şeyi elde ediyorlar: kâr üzerinden alınan vergilerde indirim, IRAP’ta[2] kesinti, banka kredileri için devlet güvencesi... Bu arada büyük vergi kaçakçıları yara almadan kurtuluyor. “İtalya’yı kurtarma” harekâtından öte! İtalyan işçilerini yağmalayarak bankaları kurtarma harekâtı bu.. 

Gerçek şu ki, Berlusconi gibi artık yıldızı sönmüş, insan içine çıkarılamayan bir palyaço işçi hareketi tarafından değil, kapitalistler tarafından arşive kaldırılmıştır. Ve bugün Monti aracılığıyla çalışma şartlarına yeni bir saldırı düzenleyen de yine kapitalistlerdir.

Merkez sol bu olanların bir numaralı sorumlusudur. Önce sanayicilere ve bankacılara yaranmak için Berlusconi’ye karşı sosyal muhalefeti engellemiş ve bölmüştür. Sonra Napolitano’nun onayıyla Monti’nin destekçiliğine soyunmuştur.  Bersani[3] bankalara boyun eğmek için seçimlerden ve başbakanlıktan vazgeçerek, Demokrat Parti’nin liberal yapısını kanıtlamıştır. 

Nichi Vendola[4], Bersani’yle anlaşmayı bozmamak için bankacıların hükümetine (onlara kurbanlar için biraz merhamet öğütleyerek) yolu “açmıştır”. 

Di Pietro[5], ilkesiz bir tavırla, şartlı teslim olma ile kendini ayırarak durumdan yararlanma arasında gidip gelmektedir. 

Berlusconi’nin ve patronların suç ortağı Lega[6] ise düne kadar savunduğu önlemlere “muhalefet” ederek yeniden doğmaya çalışıyor. Sahtekârlık! 

Bütün güçlü iktidarların ve onların partilerinin oluşturduğu birlik karşısında, emek dünyasının tamamının ve onun tüm örgütlerinin mümkün olan en geniş çaplı mücadele birliğinde buluşturulması gerekiyor. Sembolik grevler yeterli değildir. Bu saldırı paketinin geri çekilmesine ve hükümetin düşmesine kadar gerçek bir uzatmalı genel grev gereklidir. Vilayet konaklarına yürünmeli. Tüm iş yerlerinde, okullarda, üniversitelerde eylemler düzenlenmeli. Düşmanlarımızla her türlü uzlaşma geri alınmalı. CGIL[7] ile Confindustria ve bankalar arasında yazın yapılan anlaşmalar iptal edilmeli. Yeni yasama dönemi için Vendola, Ferrero[8], Diliberto[9] tarafından farklı şekillerde önerilen Demokrat Parti ile anlaşmanın sonsuz vaatleri de. Bir ayak orada, bir ayak burada olmaz. Ya burada, ya orada. Ya işçi sınıfıyla, ya düşmanlarıyla.

Artık nihayet emeğin ve gençlerin taleplerine dayanan birleştirici bir mücadele platformu kurulmalıdır: işten çıkarmaların engellenmesinden, çalışmanın  güvencesizleştirilmesine yönelik yasaların iptalinden, hakların savunulmasından, çalışma saatlerinin ücretler aynı kalmak koşuluyla düşürülmesinden, işsizler için bir toplumsal ücretten, büyük bir kamu yatırımları planından başlayarak... Ve böyle bir  program temelinde, işçi çıkartan şirketlerin işgaliyle birleştirilecek, düşmanı başa çıkamayacağı bir durumla karşı karşıya bırakmayı amaçlayan, gerçek, sürekli bir mücadele başlamalı. Ancak radikal bir mücadele sonuç getirebilir. Bugüne kadar bedel ödememiş olanlar ödemelidir bedeli. 

Gerçek şu ki kapitalizm iflas etmiştir. Tıpkı kapitalizmin olası bir reformuna dair teker teker yıkılan hayaller gibi. Zapatero’nun[10] siyasi cesedi ve krizdeki bir Obama bunun göstergesidir. Öyleyse, bir kapitalizmden kopuş programı gereklidir. Kamu borcunu tefeci bankalara ödemeyi reddeden bir program. Bankaların karşılıksız olarak ve işçi kontrolünde kamulaştırılmasını savunan bir program. İşçi çıkartan ve hakları ihlal edenlerden (en başta da Fiat’tan) başlayarak büyük şirketlerin kamulaştırılmasını savunan bir program. 

Kapitalizmin kendisi ne kadar  radikalse, bu program da o kadar radikaldir. Bu programı sadece bir işçi hükümeti gerçekleştirebilir. Sadece açık ve kitlesel bir isyan böyle bir  hükümeti dayatabilir. Her mücadelede, felaketin tek gerçek alternatifi olan bu sosyalist ve devrimci bakış açısı doğrultusunda çarpışan tek parti, Komünist İşçi Partisi’dir.


[1] İtalya’nın TÜSİAD’ı.

[2] Üretim üzerinden bölgesel düzeyde alınan bir vergi.

[3] Eski İtalyan Komünist Partisi’nin ana mirasçısı, merkez sol Demokrat Parti’nin genel sekreteri.

[4] 2008’e kadar reformist Komünist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (PRC) önemli bir lideriyken şimdi ekolojist bir partinin lideri olarak merkez solun başbakan adaylığına oynayan bir sol politikacı.

[5] Ünlü “Temiz Eller” operasyonunun savcısı iken politikaya geçen “sol” lider.

[6] Lega Norde (Kuzey Ligası) uzun yıllardır Berlusconi’nin koalisyon ortağı olan, Kuzey İtalya’nın zengin bölgelerinin bencil çıkarlarını savunan ırkçı bir parti.

[7] İtalya Genel İşçi Konfederasyonu. İtalya’nın en büyük, komünist gelenekten gelen, ama bürokratik biçimde yönetilen işçi sendikaları konfederasyonu.

[8] Komünist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (PRC) genel sekreteri.

[9] İtalyan Komünistlerinin Partisi (PdCI) adlı bir başka reformist partinin genel sekreteri.

[10] İspanya’nın, işçi sınıfına kemer sıktırttıktan sonra sağcılar karşısında seçimleri yitiren sosyal demokrat (eski) başbakanı.