Başyazı: 1 Mayıs’ın gör dediği
Maltepe belediyesi taşeron işçileri... Hey Tekstil işçileri... Kampana Deri işçileri... GEA Klima işçileri... Sağlık taşeron işçileri ve başkaları. İşçi sınıfının direnen bölükleri Taksim meydanında yüz binlere hitap ediyor. Ama Türk-İş yok! Petrol-İş’ten Tümtis’e, Hava-İş’ten Deri-İş’e, Belediye-İş’ten Tez Koop-İş’e ve başkalarına, Sendikal Güç Birliği Platformu’na mensup sendikalar Taksim meydanında, binlerce, on binlerce işçi, hepsi Türk-İş üyesi, ama Türk-İş yok! Harb-İş, Yol-İş, Liman-İş, Selüloz-İş, BASS İstanbul şubeleri üyeleriyle birlikte Taksim meydanında, hepsi Türk-İş üyesi, ama Türk-İş yok! Mustafa Kumlu, bir kez daha Türkiye işçi sınıfının gemisini terk eden kaptanı oldu. Türk-İş üyelerinin bu haine yol göstermesi gecikmiş bir görev!
1 Mayıs’ın gör dediği şudur: İşçi sınıfı hareketi içinde 12 Eylül taarruzunun gerici eğilimler lehine kurduğu denge sarsılıyor. 1 Mayıs, Bosch depreminin hemen ardından geliyordu. Onun işaret ettiği yeni eğilimin altını kalın çizgilerle çizdi. İşçi hareketinin içindeki gerici eğilimlerin yükselişi durmuştur, eğilim ters yöne dönüyor. Şimdi ilk görev, AKP hükümetinin proleter hareketi içindeki etkisini, partinin işçi ve memur kolları gibi çalışan Hak-iş ile Memur-Sen’e hapsetmektir. Yani Türk-İş’i AKP’nin elinden, yani Mustafa Kumlu ve arkadaşlarından kurtarmaktır.
1 Mayıs, işçi hareketinin gerici kanadının yükselişinin durduğunu gösterirken, aynı zamanda işçi sınıfının Kürt halkını bağrına basmasında da bir merhale oldu. 2010’da büyük Tekel mücadelesinde başlayan kucaklaşma, 2011 1 Mayıs’ında Taksim meydanına taştı, 2012’de ise Türkiye’nin her yerine yayıldı. Kürt halkı da buna cevap vermekte gecikmedi: Bu yıl Kürt illeri de 1 Mayıs’ı, yani işçi sınıfının birlik içinde mücadelesini bağrına bastı.
Kötümserliği ve ürkekliği geride bırakmak gerekiyor. Akdeniz devrimci havzasının dalgası henüz Türkiye’ye gelmedi, ama ilk kıpırdanmalar belli belirsiz hissediliyor. Daha gidilecek yol uzun elbette. Yine de, DİP’in 1 Mayıs şiarının altı adım adım doluyor: Devrimi göreceğiz, zaferini hazırlayalım. Öyleyse, haydi işçi sınıfının devrimci partisini inşaya!
Bu yazı Geçek Gazetesi'nin Mayıs 2012 tarihli 31. sayısının başyazısı olarak yayınlanmıştır.