“Vay şerefsiz!”
Gazeteci Enver Aysever “Aykırı sorular” programında konuk ettiği Ertuğrul Özkök’e 1999’da Ahmet Kaya için attığı “Vay şerefsiz!” manşetini soruyor. Özkök, buna her zamanki hokkabazlığıyla cevap veriyor. Efendim, Antalya Film Festivali’ni kazanan filmi seyretmiş, pek de beğenmiş. Filmde biri, çok sevdiği başka birine “vay şerefsiz” deyip duruyormuş. Yani, diye ekliyor, Özkök, insan birine sempati göstermek için de “vay şerefsiz” diyebilir.
“Vay şerefsiz”? Buna ne gerek var? Türkçe’de her türlü küfür aynı zamanda sevgi, sıcaklık, hatta onay anlamında kullanılabilir. Biri birine “ulan, sen ne … herifsin” dediğinde, bunu saldırmak için mi, yoksa karşısındakini takdir ettiğini ifade etmek için mi söylediğini, sözlü söylendiyse ancak sesinin tonlamasından, yüz ifadesinden, mimiklerinden anlayabilirsiniz. Yazılı ifade edildiyse, ancak bağlamdan anlayabilirsiniz. Yani şimdi Özkök, Ahmet Kaya’nın arkasına Kürdistan haritası koyup fotoğrafını gazetesinin manşetine yerleştirdikten sonra “Vay şerefsiz!” başlığını onu takdir ettiği için mi atmış? Bunu mu söylemek istiyor? Yoksa Türkçe’nin bu konuyla ilgisi olmayan bir özelliği hakkında halkı bilgilendirmek için mi böyle konuşuyor? İşte size hokkabazlık!
Özkök o dönemde yaptığı şeyler hatırlatılınca, “herkes yapıyordu” diyor. Ama hani o zaman çok övünüyordunuz, “Türk basınının amiral gemisi” idiniz. Neden başkalarının arkasına sığınıyorsunuz şimdi?
Ahmet Kaya’yı linç ettiniz. Acısından öldü. Hrant Dink’i ihbar ettiniz, devlet çetelerinin önüne attınız. Katlettiler. Orhan Pamuk’a aynı şeyi yapmaya çalıştınız. Ülkesini terk etti. Şimdi kalkmış, “vay şerefsiz” sempati işareti de olabilir diyorsunuz. Olabilir mi? “Vay şerefsiz!”