Akdeniz havzası havayı belirliyor!
14 Kasım eylemleri Avrupa işçi sınıfının Avrupa burjuvazisinin uluslararası saldırısına vermesi gereken enternasyonalist cevabın ilk denemesi oldu. Henüz ürkek ve kısmi, eşitsiz ve terbiyeli, ama önemli bir ilk deneme.
14 Kasım Çarşamba, Avrupa’da grev günüydü. İberik Yarımadası neredeyse % 100’e yakın katılımla genel grev yaptı. İspanya ve Portekiz’de ne şehir içi ulaşım araçları işledi ne uçak seferleri yapıldı. Buna karşılık meydanlar doluydu. Son iki-üç yıldır yaptığı genel grev sayısını artık hatırlayamayan Yunan işçi sınıfı mücadeleciliğini yine gösterdi ve sokaklara çıktı. İtalya Avrupa’nın güneyinde genel grev yaşayan üçüncü ülke idi: yüze yakın şehirde gösteriler düzenlendi. Henüz krizin açığa tam çıkmadığı Fransa bile bazı sektörlerde ciddi bir grev hareketi yaşadı. Akdeniz devrim havzası, hep birlikte burjuvaziye grevlerle kafa tutmuş oldu.
Ama Akdeniz’in ateşi yavaş yavaş Avrupa’nın geri kalanına da yansıyor. Belçika ve Hollanda ulaştırma sektöründe ciddi grevler yaşadı. Britanya, Almanya ve Doğu Avrupa ülkelerinde kısmi eylemler yapıldı. 14 Kasım, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ASK ya da ETUC) o gün için çağrı yapmış olduğundan, toplam 23 ülkede işçi eylem ve mücadelelerine tanık oldu. Bu eylemlerin bir bölümü, Türkiye’de DİSK ve KESK’in Ankara ve İstanbul’da yaptığı açıklamalar gibi sembolik olmanın ötesine geçmiyordu muhtemelen. Ama başlangıç başlangıçtır. Akdeniz yavaş yavaş bütün Avrupa’ya yol göstermeye başladı.
14 Kasım eylemleri Avrupa işçi sınıfının yaşlı kıtanın burjuvazisinin uluslararası saldırısına vermesi gereken enternasyonalist cevabın ilk denemesi oldu. Henüz ürkek ve kısmi, eşitsiz ve terbiyeli, ama önemli bir ilk deneme. ASK’ın (ETUC’un) terbiyeli bir eylemden daha ötesini zaten kaldıramayacağı biliniyor. Ayrıca ileri sürülen sloganlar soruna sadece genel bir yaklaşımla yetiniyor: “krizin faturasını ödemeyeceğiz” yön olarak doğru, ama sınıfın burjuvazinin saldırısını göğüslemek için bir program etrafında çarpışması gerekiyor. Avrupa işçi sınıfı ileride çok daha ileri eylemler yapacaktır. Ne var ki, bunun için sendika bürokrasisini de, dost görünüp arkadan hançerleyen sözde “sol” birtakım düzen içi partileri de aşması gerekiyor.
Akdeniz bu yazı çok sıcak geçirdi. Şimdi işçi sınıfı burjuvaziye kavurucu bir sonbahar ve kış vaat ediyor!