Mısır devrimi boyun eğmiyor!

Devrimler şaşırtır! Dünya düzeninin sahipleri, Arap kitleleri için “oh, nihayet evlerine girdiler, şimdi İslamcı ya da değil birlikte çalışabileceğimiz bir liderlik bulalım” diye kâr ve istikrar düşleri görerek ellerini ovuştururken, devrim şaşkınları, “ha ha, bu da devrim miymiş, işte Amerika’nın oyunu, işte İslamcı gericilik” derken, Suriye’de devrimi emperyalizme yardakçılık yapanlar, Vahhabiler, selefiler, El Kaideciler çalmışken, bütün bunlar olurken Mısır’da ve Tunus’ta kitlelerin tepesinin tası attı. Devrime bıraktıkları yerden, Mısır’da Tahrir’den, Tunus’ta sokaklarda “güvenlik” güçlerine taş atarak yeniden başladılar. Hem de sanki sözleşmiş gibi yine birlikte! Aşk olsun, Mısır’ın ve Tunus’un devrimci işçilerine, emekçilerine, kadınlarına ve en çok, işsiz, süründürülen, küçümsenen diplomalı ya da diplomasız yoksul gençliğine!

Kasım ayının son günlerini Mısır büyük sarsıntılarla geçirdi. Müslüman Kardeşlerin (İhvan’ın) desteklediği Devlet Başkanı Mursi, Gazze’de elde ettiği ateşkes başarısını iç politikada kendi lehine kazanımlara tahvil etme gayretiyle, ateşkesin hemen ertesi günü kendisine neredeyse diktatör yetkileri veren bir Anayasal Bildiri ilan etti. Ertesi gün devrimin heyulası derhal Tahrir’in üzerinde belirdi!

Bir hafta içinde (23-30 Kasım) üç gün (Cuma, Salı, Cuma) yüz binler Tahrir’e doluştu, “sakallı firavun”dan bildiriyi geri çekmesini talep etti. Kahire’nin dışında İskenderiye, İsmailiye, Asyut, Asvan ve Nil Deltası’ndaki kentlerde de gösteriler yapıldı. En önemlisi, tam bir işçi kenti olan Mahalleyi Kübra’da çatışmalar yaşandı. Öte yandan, hâkimler odası grev ilan etti. İhvan taraftarları da boş durmadı. Kahire ve başka kentlerde düzenledikleri birçok küçük ve orta ölçekli eylemden sonra, 1 Aralık Cumartesi başkentte 200 bin kişilik bir gösteri yaptılar. O gün, aynı zamanda Mursi Kurucu Meclis’ten yeni çıkmış olan anayasa tasarısı için 15 Aralık’ta referandum yapılacağını açıkladı.

Bu olaylar, her şeyden önce, Mısır devrimini tanıyamamakta ısrar edenler için bir kez daha bir tokat oldu. “Amerikan komplosu” ile “İslamcıların ayak oyunu” gibi uydurma teorilerle gerçekleri karartmaya çalışanlar, kitlelerin bir kıvılcımla dev seferberlikler başlatabilme kapasitesi karşısında ağır bir tekzip yemiş oldular.

Mısır devriminin içine girdiği yeni evreyi iç sayfalarımızda inceliyoruz. Ama vurgulu biçimde söylemek gerekiyor: son olaylar, Mısır’ın devrimci halkının devrim hırsızlarına karşı, Mübarek’e karşı olduğu kadar uyanık ve canlı olduğunu kanıtlıyor.

Yangından anayasa kaçırmak

Mursi, halkın daha yeni gün yüzüne çıkmış bir anayasa tasarısını on beş gün içinde anlayıp oylamasını talep ediyor. Bu bizdeki meclis ayak oyunlarına referansla “gece yarısı anayasası” denebilecek bir operasyon. Mısır toplumu önümüzdeki on beş gün içinde büyük gerilimler yaşayacaktır. Bu referandum yapılabilecek midir? Yapılırsa geri bilinçteki halk kitleleri arasında örgütlü İhvan ve Selefiler amaçlarına ulaşabilecek midir? Yaşayarak göreceğiz. Şunu bir kenara yazmak gerekiyor: Mısır her ikisi de bilenmiş ve güçlü iki toplumsal kampa bölünmüştür. Ortada bir iç savaş dinamiği vardır.

Her halükârda devrim devam ediyor. Devrimin en büyük ihtiyacının da işçi sınıfını devrimin başına geçirecek bir Marksist parti olduğu her gün daha fazla ortaya çıkıyor.

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2012 tarihli 38. sayısında yayınlanmıştır.