Anca gidersin!
Görevden alınan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, kendisine yapılan muameleye epey bozulmuş. Bir kere, haberi son anda aldığı belli oluyor. Hiçbir hazırlık yapmadan bir Karadeniz gezisine çıkmış. Görevden alınma haberini, bir toplantının orta yerinde sahnedeyken önüne konulan nottan görmüş. Yüzü fena halde bozulmuş. Sadece o kadarla kalsa: geziyi yarısında iptal ederek Ankara’ya dönmüş. Sonra da demeç verip, 18 ayda kapının önüne konulmasına içerlediğini açıkladı. Çok konuşma, İdris Naim! Sen on sekiz ayda bile elini ne kana, ağzını ne ayıplara bulaştırdın. Görevinin bu süreyle sınırlı olmasına memnun ol. Yoksa ileride tarihin mahkemesinde çok daha fazla hesap vermek zorunda kalacaktın! Yürü bakalım, anca gidersin!
Ha, bu arada Adana’da portakal ağacına asılı bulunan Kürt dostumuz Metin Alataş için senin bakanlığının güçlerini suçlayan yoldaşımız Şiar Rişvanoğlu’na açtığın antika tazminat davasını da al, öyle git!
Sola olan biten, İdris Naim Şahin’in görevden alınmasında bir kez daha ortaya çıktı. Sol, düşmanlarını güçlü görmek için elinden geleni yapıyor. ABD şöyle güçlü, Erdoğan böylesine muktedir. Bu arada, kendi gücünü de fena halde küçümsüyor. İdris Naim Şahin, halkın ve solun eleştirileri karşısında Tayyip Erdoğan için artık bir yük haline gelmişti, onun için gitti. Devrimci İşçi Partisi, aylardır Şahin’in görevden alınmasını talep ediyordu. İç Savaş Bakanı’nı uğurladık, şimdi sırada Dış Savaş Bakanı var. Daha açık söyleyelim: Sıra Davutoğlu’nda, nam-ı diğer Sıfır Ahmet Paşa’da!