İngiliz Mehmet Go Home!
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in (namıdiğer İngiliz Mehmet) istifa ettiğine dair dedikodular çıkınca kısa süre içinde borsa yüzde 2,55 geriledi, dolar da 34 liranın üstünü gördü. Daha sonra bu dedikodular defalarca yalanlandı. Borsada da dövizde de dalgalar nispeten duruldu. Ama “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” misali Mehmet Şimşek ismi etrafındaki tartışmalar bitmiyor. Bu tartışmaların kaynağında sermayenin kendi iç çatışmaları büyük bir yer tutuyor. Sermayenin iç kavgasında işçinin emekçinin çıkarı yok. Tam tersine sermaye tüm kanatlarıyla krizin faturasının emekçi halka kesilmesinde anlaşıyor. Dolayısıyla bu tartışmalarda çok dikkatli olmak, sapla samanı birbirinden ayırmak gerekiyor. Mehmet Şimşek evine, İngiltere’ye gönderilmeli. Ama bunu yapan işçiler, köylüler, emekçi halkımız olmalı!
Emperyalizmin yeminli müşaviri
“Mehmet Şimşek istifa etti” haberi çıkınca borsa neden düşer? Çünkü kendisi Erdoğan tarafından, emperyalist sermayenin ve ülke içindeki büyük sermayenin (TÜSİAD başta olmak üzere) istek ve çıkarları doğrultusunda atandı. Türkiye’ye sıcak para getirip yüksek faiz geliri elde ederek geri gitmek isteyen, Türkiye’de ucuz iş gücünü sömürerek kâr etme peşinde olan uluslararası sermaye İngiliz Mehmet’i bir garanti olarak görüyor. Ona İngiliz Mehmet diyoruz. Çünkü o sadece Londra’daki para babalarını bir müşaviri değil aynı zamanda da 2006’da şu yemini ederek İngiliz vatandaşı olmuş birisi: “Ben Mehmet Şimşek, yüce tanrının huzurunda tüm samimiyetimle yemin ederim ki İngiliz vatandaşı olarak kanunlara göre Majesteleri Kraliçe II. Elizabeth’e ve varislerine (Kraliçe öldükten sonra artık Kral III. Charles için yemin ediliyor.) sadakatle bağlı kalacağım. Birleşik Krallık’a sadakatimi verecek İngiliz vatandaşı olarak görevlerimi ve sorumluluklarımı yerine getireceğim.” Yani uluslararası ve yerli para babaları, hükümet içindeki yeminli müşavirleri gidiyor diye düşündükleri anda paralarını çekiyor, borsa düşüyor, döviz fırlıyor.
Sermayenin içinde Mehmet Şimşek çatlağı
Dedikodunun iktidar kulislerinden çıktığı söyleniyor. Mehmet Şimşek’i iktidarın içinde istemeyenler olduğu biliniyor. Hatta Erdoğan bile vaktiyle onun için ağır ifadeler kullanmıştı. Zannedilmesin ki Şimşek’in iktidar içindeki muhalifleri, işçiyi, emekçiyi, köylüyü, vatanı, milleti düşündüğünden ona karşı çıkıyor. Onların karşı çıkış sebebi tamamen “duygusal” yani yine para! Mehmet Şimşek’in izlediği yüksek faiz ve düşük kur politikasının canını sıktığı sermaye gruplarının içinde “beşli çete” olarak adı çıkmış olan iktidarın gözdesi ihale şampiyonu oligarklar var. Bütçe harcamalarının kısılması, yeni yatırımların durdurulması bunların çökeceği ihale sayısını azaltıyor. Ayrıca bunlar yap-işlet-devret modeliyle yaptıkları otoyol, köprü, şehir hastanelerinden devlet garantisi ile elde ettikleri gelirleri dolar üzerinden alıyorlar. Dolayısıyla döviz kurunun düşük kalması işlerine gelmiyor. Yüksek faiz ve düşük kurdan mustarip olan diğer sermaye kesimleri de kamu bankalarından düşük faizli kredilerle varlığını sürdüren, MÜSİAD’ın tabanını oluşturan KOBİ’ler ve emek yoğun üretim yapan sektörler başta olmak üzere ihracatçı kapitalistler. KOBİ’ler özellikle düşük faiz istiyor, ihracatçı kapitalistler ise işçiye Türk lirası ile ödeme yapıp dolar ve avro ile satış yaptığı için, emek maliyetlerinin göreli olarak ucuzlaması ve kârlarının artması için dövizin yükselmesinden, Türk lirasının değersizleşmesinden yanalar.
Onlar aralarında anlaşır olan emekçi halka olur: İşçi düşmanı Orta Vadeli Program çöpe! İngiliz Mehmet evine, İngiltere’ye dön!
Ancak sermayenin kendi içinde çatışan gruplarının Mehmet Şimşek’in Orta Vadeli Programı’nda anlaştığı pek çok şey de var. Hatta anlaştıkları şeyler anlaşmadıklarından çok daha fazla ve önemli. En başta “yapısal reform” adı altında işçi sınıfının kıdem tazminatına göz dikilmesi, işten çıkarmanın kolaylaştırılması var. Esnek çalışma dayatması var. Enflasyonla mücadelenin ücretler üzerinde baskı kurulması, asgari ücrete ve tüm ücretlere gerçekleşen değil, hedeflenen enflasyona göre zam yapılması var. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçiye desteklerin kısılması, bu alandaki büyük çiftlik sahiplerinin, tarımsal sanayi üretimi yapan kapitalistlerin kârlarının korunması var. Kamu istihdamının daraltılması var. Dolayısıyla biz, Mehmet Şimşek’i işçiler, kamu emekçileri, köylüler el ele vererek göndermeli diyoruz. Çünkü Mehmet Şimşek’i eğer sermaye sınıfı içindeki muhalifleri gönderirse, onun izlediği programın işçi, köylü ve emekçi halk düşmanı yönleri, yerine gelecek her kim olursa onun tarafından devam ettirilecektir. Ama eğer Mehmet Şimşek işçilerin grevleriyle, direnişleriyle; işçi ve kamu emekçisi sendikalarının, meslek örgütleri ile el ele Türkiye’nin meydanlarını doldurmasıyla, çiftçilerin ve yoksul köylünün isyanıyla giderse yerine kim gelirse gelsin işçi, emekçi, köylü düşmanı bir ekonomik programı uygulamaya devam etmesi çok daha güç olacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2024 tarihli 180. sayısında yayınlanmıştır.