Bakanlığın yalanları, işçilerin gerçeği: “Milletimiz müsterih olmayın!”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 26 Ağustos’ta yaptığı basın açıklaması ile daha önce nükleer silah denemelerinde kullanıldığı bilinen, asbest başta olmak üzere birçok tehlikeli kimyasalı içerisinde barındıran São Paulo savaş gemisinin notifikasyon onayının iptal edildiğini, geminin Türkiye karasularına girişine izin verilmeyeceğini açıkladı. São Paulo gemisinin ikizi olarak yapılan Clemenceau adlı geminin İngiltere’de yapılan sökümünden 760 ton asbest çıktığı, uzmanlara göre São Paulo gemisinde de 600-900 ton arasında asbest bulunduğu tahmin ediliyordu. Geminin Aliağa'da sökülmesine karşı Aliağa'da geniş katılımlı bir kampanya düzenlendi. Mitingler, konserler ve birçok basın açıklamasının sonunda, Aliağa Demokrasi Meydanı’nda geminin gelmesine karşı nöbetlere başlanmıştı. Yapılan eylem ve mitingler etkili oldu. Verilen izinler “şimdilik” iptal edildi.
Bakan tarafından yapılan açıklamanın dikkatle incelenmesi gerekiyor. Açıklamada SÖK Denizcilik Tic. Ltd. Şti. firmasından yeniden hazırlanmış 'Tehlikeli Envanter Raporu' talep edildiği ancak raporun bakanlığa sunulmaması ve ikinci denetim raporunun işletilememesi sebebiyle geminin Türkiye karasularına girişine izin verilmeyeceği belirtilmiş. Açıklamadan geminin artık gelmeyeceği anlaşılmıyor. Gemiyi çeken Alp Centre isimli römorkör hızını azaltmış olsa da yolculuğuna devam ediyor. SÖK gemi söküm tersanesinde çalışan işçilerden gelen bilgiye göre, geminin gelişine uygun olacak şekilde alan genişletme çalışmaları da devam ediyor. Talep edilen raporun sunulması halinde tekrar izin verilebilir.
Bakanlık kendini aklama derdinde!
Açıklamada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da bugüne kadar yapılan usulsüzlüklerin üstünün kapatılmaya çalışılması. Avrupa Birliği’ne (AB) bağlı kurumlar veya bakanlık tarafından yapılan tüm denetimlerden patronlar haberdar olmakta. İşçilere sadece bu tarihi bilinen denetimlerden önce iş kıyafeti sağlanmakta. Gelen gemilerin çoğunda tehlikeli kimyasallar ve asbest olmasına rağmen mevzuata uygun bertaraf işlemleri yapılmadan söküm işlemleri başlatılmakta. İşçilerin denetimlere yönelik güveni olmadığı gibi bundan sonra da asbestli gemilere göz yumulacağı düşünülüyor. Tüm bunların bilinmesine rağmen daha önce gemide asbest olmadığını iddia eden bakanın, açıklamaya “her zaman çevreye ve insan sağlığına ilişkin denetimlerin yapıldığını” ekleyip milleti müsterih olmaya çağırması iki yüzlülüktür.
Çözüm işçi denetiminde kamulaştırma!
Gemi söküm işlerinin işçi sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde işleyebilmesinin yegâne yolu tehlikeli atık ve asbest bertaraf işlemlerinin meslek odaları ve sendikalar eliyle denetlenmesidir. Gemi söküm faaliyetinin patronların kâr hesaplarına terk edilmesi işçi sağlığı ve çevre için en önemli tehlikedir. Bunun tek çözümü gemi söküm tersanelerinin işçi denetiminde kamulaştırılmasıdır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2022 tarihli 156. sayısında yayınlanmıştır.