Aliağa’da işçinin gücü mahkemenin hukuksuzluğunu alt etti

Aliağa

İzmir Aliağa’da gemi söküm işçilerinin Şubat ayında başlayan ve 11 gün süren fiili grevine ilişkin bir işçi temsilcisine açılan dava Aliağa 2. İş Mahkemesi tarafından usulen reddedildi. 2022 yılının başında zamlara, yoksulluğa karşı ülke genelinde bir fiili grevler dalgası olmuş, çoğu sendikasız ve/veya sendikalaşma imkanları kanunlarla boğulmuş iş yerlerinde, işçiler ekmek mücadelesinin meşruiyetine dayanarak ve grev hakkını grevle kazanan işçilerin mirasıyla hak arama mücadelesine girişmişlerdi. Aliağa gemi söküm işçileri de Şubat ayında patronlar bir, işçiler de bir mantığıyla 22 şantiyede aynı anda fiili greve çıkmış, cumartesi günü başlayan grevden 2 gün sonra hukuken görülmemiş bir hızla işçi temsilcilerden birine “yasa dışı grev yapmak” “iş yerini zarara uğratmak” suçlamasıyla dava açılmıştı. Gerekçe ise bir işçi temsilcisinin işçi komitesinde alınan kararları diğer işçilere duyurmasıydı.

Dava değil, işçi-patron kavgası!

Patronların şikayetiyle açılan bu davanın esas amacı, işçilerin iradesini kırmak ve yenik bir şekilde şantiyelerine dönerek işbaşı yapmalarını sağlamaktı. Yaşa dışı grev yapmak, iş yerini zarara uğratmak gibi suçlamalar davayı açabilmek için birer bahaneydi. Davanın açılma süreci de içeriği kadar türlü hukuksuzluklarla doluydu. Patronların şikayetinin ardından ışık hızıyla çalışan iş mahkemesi dosyayı işleme almış, iki gün sonrasına dava ile ilişkili keşif kararı çıkartmıştı. Hakim-çevik kuvvet-patron avukatlarıyla yapılan ve işçileri korkutma uygulamasına dönüşmüş keşif, işçilerden aldığı güçle onların gönüllü avukatlığını yapan Çağdaş Hukukçular Derneği avukatları sayesinde tedbir kararı reddedilmişti. Mahkemenin kanuna göre bu davanın bir ayda bitmesi gerek bahanesi ile usulsüzlükleri gizlemeye çalıştığı dava, üç duruşmada ve iki ayda bitti.

Aliağa 2. İş Mahkemesinden çıkan karara ilişkin patron tarafının itiraz süresi henüz bitmemiş olsa da işçilerin başlattığı fiiili grevin yasadışı değil meşru olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu kararın verilmesini sağlayan esas güç ise patronların isteğine göre şekillenen burjuva hukukundan değil, işçilerin fiili grev hakkını kullandıkları güçten gelmiştir.