Omicron varyantından da tehlikelisi var!
Devrimci İşçi Partisi salgının başından itibaren virüse karşı savaşın bir sınıf mücadelesi şeklinde yaşandığını vurguluyor. Sadece ilk günlerde hayat eve sığar, evde kal çağrılarının arasında işçilerin tabur tabur fabrikalara gönderilmesi anlamında değil. Aynı zamanda ilaç şirketlerinin kârlarını esas alan bu sermaye düzeni nedeniyle, aşı milliyetçiliği olarak andığımız zengin ülkelerin aşı stoku yapıp yoksul dünyayı felakete sürüklemesi anlamında da. Ve her seferinde, tüm dünya bağışıklık kazanmadan, aşılanmadan bu işin çözümünün de mümkün olmayacağını söyledik.
Gerçek gazetesinin Temmuz sayısında şöyle yazmıştık: “Koronavirüs nedeniyle gerçekleşen ölümler tıpkı iş cinayetleri gibi. Her iki durumda da ölümlerin önüne geçmek mümkün. İnsanoğlu iş cinayetlerini önlemeye yönelik tedbirleri almasını sağlayacak teknolojiye, bilimsel verilere, kaynağa sahip olduğu gibi hızla aşıyı geliştirecek, yaygın bir şekilde üretimini ve aşılamaya gerçekleştirecek kaynaklara da sahip. Ama bu kaynaklar bugün sermayenin ve onların arkasındaki devletlerin çıkarları gözetilerek kullanılıyor. Bilim çare bulamadığı, kaynaklar yetersiz olduğu için değil kapitalist sistem yüzünden dünya nüfusunun tamamının aşılanması neredeyse imkânsız hale geliyor. Kapitalizm koşullarında bu ölümcül eşitsizliğin ortadan kalkması da mümkün olmuyor. Türkiye’de aşılama istenen hızda ve miktarda ilerlese, yeni varyantlara karşı gerekli ek dozlar, aşılar uygulansa dahi dünyada herkes güvende olmadan hiçbirimiz güvende olmayacağız.” Bugün yaşanan tam da bu! Dünya Sağlık Örgütü, Afrika kaynaklı, Omicron adlı, çok daha hızlı yayılan bir varyanta karşı uyarıyor! En çok vaka Güney Afrika’da. Güney Afrika’nın aşılanma oranı %24. Onu Botsvana izliyor. Aşılanma oranı %20. Peki sonra hangi ülke geliyor dersiniz? %18 aşılanma oranı ile Zimbabve mi, %8 aşılanma oranı ile Angola mı ya da daha da kötüsü nüfusunun sadece %4’ünün aşıya erişebildiği Zambiya mı? Hayır, Avrupa’nın göbeğindeki Hollanda! Aşılanma oranı ne? %72,6! Avrupa Birliği ortalamasından (%67), ABD’nin ortalamasından (%58) bile yüksek aşılanma oranına sahip Hollanda! Onu dünyada kendi vatandaşını aşılayan ilk ülke olan İngiltere takip ediyor. Liste uzar gider, örnekler çoğaltılabilir ama bu kadarı da yeter.
Devrimci İşçi Partisi, bundan tam bir yıl önce, dünyanın farklı ülkelerindeki parti ve örgütlerin bir çağrı yayınlamasına öncülük etmişti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı gibi varyantlar ardı ardına çıktıktan sonra değil, aşılama başlamadan önce olacakları öngörerek uyardı. Uluslararası bir soruna uluslararası çözüm gerekir dedi. İlaç şirketlerinin kârı için milyonların ölüme gönderilmesine, onların kârlarını gözeten fikri mülkiyet haklarına karşı çıktı. Patent hakkının kaldırılmasını, sağlık endüstrisinden kâr elde eden tüm şirketlerin kamulaştırılmasını savundu. Tüm dünyanın aşılanabilmesi için ulusal bencilliğe geçit vermeden kaynakların seferber edilmesi, en yoksul ülkelerin de nüfuslarını aşılayabilmelerinin sağlanması gerektiğini ifade etti.
Bugün de aynı şeyi bir kez daha tekrar ediyoruz. Hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende olmayacağız. Bugüne kadar tüm dünyada 260 milyondan fazla insan virüse yakalandı. Yaşamını yitiren 5 milyondan fazla insan ise aslında virüse değil, kapitalizmin kâr hırsına yenik düştü. Gerçekten tehlikeli olan Delta, Lambda ya da Omicron adına ne derseniz deyin virüsün varyantları değil. İnsan hayatını da bir bütün olarak insanlığın geleceğini de tehdit eden bu sermaye düzeni, kapitalizm. Yeni değil, 200 yılı aşkın süredir insanlığı tehdit ediyor. Bugün salgını bitirmek için karşısında mücadele etmemiz gereken de bu düzenin ta kendisi.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2021 tarihli 147. sayısında yayınlanmıştır.