Başyazı: Bıçak kemikte! Krizi çıkaran bedelini ödesin!

Başyazı: Bıçak kemikte! Krizi çıkaran bedelini ödesin!

Yaşadığımız ekonomik krizde, Türk lirasının son bir yılda yüzde 30 değer kaybedip pul olmasında, enflasyonun yüzde 50’lere dayanmasında, işsizliğin 10 milyonu geçmesinde, halkın Koronavirüsten kırılmasında işçinin, emekçinin, yoksul halkın bir suçu da dahli de yok. Tam tersine işçi emekçi sabah akşam çalıştı, paranın değeri düşüp, çarşı pazara zam yağdığında geçinmek için daha çok mesai yaptı, tıklım tıkış toplu taşımalarla, servislerle taşındığı fabrikasında işyerinde hastalık kaptı, can verdi. Sonuna kadar bedel ödedi ama hakkını alamadı.

Oysa bu dönemde patronlar villalarında, rezidanslarında kaldı, salgından uzak para kazanmaya devam etti. Türk lirası pul olduğunda halk zamlar altında ezilirken, işçiye TL ödeme yapıp ürünleri dolarla avroyla ihraç eden sermaye kârlarını katladı. Sermayenin iktidarı Sağlık Bakanlığı ile salgında vaka sayılarını gizledi, krizde enflasyon oranını düşük gösterdi. Hakkını arayanın karşısına polisini jandarmasını gönderdi. Sermaye ve istibdad rejimi halkı sömürürken ve sustururken birlikte ve uyum içinde hareket etti.

Ama sermaye hâlâ utanmadan fedakârlık istiyor. Oysa krizi çıkaran onlar! Krizin sebebi sermaye düzeninin kendisi! Kâr ettiğinde ben risk alıyorum benim hakkımdır diyen patronlar bırakın zararı kârdan zarar ettiklerinde bile faturayı işçiye ödetmeye çalışarak gerçek yüzlerini ortaya koyuyor. İşçiye ekmek veriyorum diyen kibrin altındaki emek hırsızlığı ortaya çıkıyor.

Peki ya iktidara ne demeli? Hem patronun kasası dolsun hem seçim kazanayım derdiyle ekonomiyi yangın yerine çeviren bu iktidar. Şimdi “geçinemiyoruz” diye feryat edenleri susturmaya çalışıyor. İktidarın özel afla salıverdiği mafya babaları halkı tehdit ediyor. Milletin tüm birikimlerini yerli yabancı sermayeye peşkeş çekmiş, ekonominin damarlarını dolar zehriyle doldurmuş, bölgede emperyalizmin taşeronluğuna soyunmuş iktidar bir de üstüne dış güçler edebiyatıyla halka “devletin yanındayım” dedirtmeye çalışıyor. Tüm bunlarda işçinin, emekçinin, küçük esnafın, yoksul çiftçinin bir dahli, suçu, kabahati yok ama iktidarın istediği gibi başını öne eğecek “devletimin yanındayım” diyecek. Yok öyle yağma!

Onu demiyorsa da düzenin, sermayenin, Amerika’nın muhalefetine gidecek! Malum Erdoğan yıprandı, iktidarı zayıflıyor. O emekçi halka faturayı ödetemezse bunlar tahsilat için sırada bekliyorlar. Ama emekçi halkın yalanlara karnı tok! Kendi kaderimizi kendi elimize almanın, örgütlenmenin ve mücadele etmenin, düzenin kirli siyasetinin karşısına sınıf siyasetiyle çıkmanın zamanı! Krizi çıkaranlar belli: Sermaye ve onun iktidarı. Bedeli de onlar ödeyecek!

Artık bıçak kemikte! İşçi emekçi fedakârlık yapacaksa sömürenler ve ezenler için değil çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için yapacak. Sermayenin istibdadının yanında olmayacak, ekmek ve hürriyet için karşısına dikilecek. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı için değil, işçi iktidarı için mücadele edecek. Sömürenlere fedakârlık, ezenlere boyun eğmek yok! Hakkımızı almak için işgal, grev, direniş var!  

 

 

Bu yazıyı sesli olarak dinlemek için aşağıdaki resme tıklayın. 

Başyazı: Bıçak kemikte! Krizi çıkaran bedelini ödesin!