Fransa’da muhtıra
Fransız siyaseti, Üçüncü Büyük Depresyon dönemine damgasını vuran dünya çapındaki temel eğilimlerin ve devasa çalkantıların hemen hemen hepsinin örneklerini sergilemeyi sürdürüyor. Bir taraftan, faşizmin ve ön-faşizmin dünya çapında yaptığı atılımın ilk dikkat çekici örneklerinden biri Fransa’da Marine Le Pen’in liderliğindeki FN’den (Ulusal Cephe, şimdiki adıyla RN yani Ulusal Beraberlik) gelmişti. Diğer taraftan Üçüncü Büyük Depresyon döneminin bir diğer karakteristiği olarak devasa kitle eylemleri en azından üç dalga olarak, önce Yeni İş Yasası karşıtı işçi eylemleri ve bununla iç içe geçen “Nuit Debout” (Bütün Gece Ayakta) adındaki meydanlar hareketi biçiminde, sonra Sarı Yelekliler eylemleriyle, en son olarak da geçtiğimiz yıl ülkeyi durma noktasına getiren dev grevlerle kendini Fransa’da göstermişti. Her ne kadar rüzgâr son bir yıldır Fransız burjuvazisinden yana esse de, işçi sınıfı ve emekçi halk henüz belirleyici önemde bir yenilgi yaşamış değil.
Fransız burjuvazisi içerisinde, bu son darbeyi vurmak için harekete geçmek isteyen bir kanadın varlığı, 21 Nisan tarihinde emekli generallerin yayınladığı bir muhtırayla ortaya çıktı. Yirmi kadar emekli generalin yanı sıra çok sayıda başka askerin de imzacısı olduğu metnin içeriğine geçmeden önce tarihe dikkat çekelim. 21 Nisan 1961, Cezayir’in Bağımsızlık Savaşı sırasında o ülkede bulunan Fransız generallerinin başarısız darbe girişiminin tarihidir. Bu gerici darbe girişiminin günü gününe altmışıncı yıldönümünde, Fransız Katolik sağının belki de en gerici dergisi olan Valeurs Actuelles’in (Güncel Değerler) sayfalarında yayınlanan bildirinin muhtevası, gözü Avrupa demokrasisine ve kurumlarına inançla kör olmamış herkes için açık olsa gerek!
Zaten bildiriyi yazan generaller de niyetleri konusunda hiç utangaç davranmadı. Muvazzaf silah arkadaşlarının da kendileri gibi düşündüğünü ima eden generaller, düşmanları olarak ırkçılık karşıtlarını ve “banliyö sürülerini” (yani çoğu Mağrip ya da kara Afrika kökenli olan yoksul mahalle gençliğini) gösterdikten sonra, mevcut hükümeti “ölülerin binlerle sayılacağı” bir iç savaşla tehdit etti. Avrupa Birliği sevdalıları sık sık unutur, biz hatırlatalım: Fransız ordusu siyasetin yabancısı değildir. 1958’de, 1961’de ve 1968’de çeşitli hamlelerle sahneye çıkmıştır. İşte şimdi Fransız ordusu Üçüncü Büyük Depresyon ile birlikte bir kez daha geleneğine uygun biçimde sahneye çıkıyor, Macron hükümetinin yetersiz kaldığını düşündüğü noktada Fransız işçilerine ve emekçi halkına karşı son darbeyi vurmaya hazır olduğunu hatırlatmak için dişini gösteriyor.
Fransız faşizmi bu girişimi selamlamak için hiç zaman kaybetmedi. Ön-faşist RN (Ulusal Beraberlik) partisinin lideri Marine Le Pen “Fransa için verilen savaşta” emekli askerleri kendi partisine çağırdı. Le Pen 2022 baharında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokrat kamuoyunu tamamen yabancılaştırmak istemediği için bu savaşın “demokratik ve barışçıl” bir savaş olduğunu eklemeyi ihmal etmedi. Bu ittifakın ve iş birliğinin hiç de “demokratik ve barışçıl” olmayan bir tarafı olduğu ise muhtıradan bir hafta sonra ortaya çıktı. Muhtırayı imzalayan isimleri bir araya getiren emekli subay Jean-Pierre Fabre-Bernadac’ın açıkça söylediği üzere, kendisi Le Pen’in partisine daha önce üye yazılarak falan değil, bizzat ön-faşist partinin güvenlik kolunu yöneten birime katılarak zaten yardım etmiş bulunuyor!
Fransız ön-faşizmi ne kadar atak davrandıysa, Fransız solu ve ana akım burjuva medyası muhtıra girişimi karşısında o kadar sessiz kaldı. Muhtıra yayınlanalı iki gün olmuş, Le Pen ise çoktan darbecilere iş birliği çağrısı yapmışken, hafta sonu itibariyle henüz Fransız solundan kimse bu konuda tek kelime etmiş değildi. Muhtıra ancak LFI (Boyun Eğmeyen Fransa) partisi lideri Jean-Luc Mélenchon 23 Nisan günü Twitter’da bu konuda mesaj yayınlayınca kendine ana akım medyada ve sol partilerin gündeminde yer bulabildi.
Fransız solunun bu atıllığının ve mezarlıktan geçerken ıslık çalar halinin zıttı bir örnek Fransa’daki kardeş grubumuz ROR (Proleter Devrimci Yeniden Doğuş) oldu. ROR yayınladığı (ve Türkçeye çevrilerek Gerçek gazetesinin internet sayfasında yayınlanan) bildirisinde tehdidin büyüklüğüne dikkat çekti. Fransız ordusunun darbe geleneğine dikkat çeken bildiri, darbeci tehdit ile Le Pen’in ön-faşist partisi arasındaki dirsek temasının durumun ciddiyetini arttırdığını ve hemen harekete geçmenin bir mecburiyet haline geldiğini belirtti. Bildiride Fransa’daki işçi sınıfı partileri ve sendikaları başta olmak üzere tüm anti-faşist güçlere bir Birleşik İşçi Cephesi etrafında yan yana gelme çağrısı yapıldı. ROR’lu yoldaşlarımız darbeci generallerin derhal tutuklanmasını isterken, darbe girişimlerine karşı bir savunma önlemi olarak işçi sendikalarında öz-savunma eğimlerinin örgütlenmesi çağrısında bulunup, işçi sınıfının tüm örgütlerini, militanlarını ve basınını birlikte savunma çağrısı yaptı.
Devrimci İşçi Partisi de henüz Fransız ve dünya solunun büyük bir kısmı sessizken “Darbeci Fransız generalleri iç savaşla tehdit ediyor: Karşı hamle için işçi hareketini hazırlayın!” başlıklı bir çağrıyı Türkçe, Fransızca ve İngilizce olarak yayınladı. Metinde Fransa’daki askerî girişimin, ABD’deki 6 Ocak 2021 tarihli kongre baskınından sonra emperyalist kapitalist dünyadaki faşizm konusunda ikinci önemli uyarı işareti olduğu belirtildi. Avrupa’da yaklaşmakta olan muharebelere hazır olma çağrısı yapıldı ve tek çözün tüm anti-faşist, ırkçılık karşıtı ve anti-militarist güçlerin işçi sınıfı etrafında bir araya gelmesi olduğu hatırlatıldı.