Siz vatandaşı kör mü zannediyorsunuz?
2015’te sarı sendika Türk Metal’den yaka silken metal işçileri ülkenin büyük sanayi merkezilerini bir deprem gibi sarsan fiili grev ve işgaller gerçekleştirmişti. Depremin merkez üssü Bursa’daki Oyak-Renault fabrikasıydı. Bu eylemlerin ardından birçok fabrikada işçiler toplu halde Türk Metal’den istifa etmiş, Renault’da ise zaman içinde işçiler istifa etmekle kalmamış DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e üye olmaya başlamıştı. Rüzgâr DİSK’ten yana esiyordu ama Türk Metal de patronla iş birliği içinde bir korku iklimi yaratmaya çalışıyor, bazı öncü işçiler peyderpey işten atılıyordu.
Bir yerde kritik bir aşamaya gelindi, DİSK (Birleşik Metal) e-devletten toplu geçişler için bir tarih ilan etmişti. O tarihte üye olmayanlar da toplu hâlde üye olacaktı. Renault işçisi DİSK’i Birleşik Metal’i istiyor ama korkuyordu, korku duvarı bir aşılsa fabrikanın yetki için gerekli yüzde 50+1’inden çok daha fazlası üye olabilirdi. O aşamada sendikanın tarih vermenin ötesinde bir şey yapması, eyleme geçmesi, işçiye güven vermesi lazımdı. Bu doğrultuda öncü işçiler öneriler yaptılar ama reddedildi. Bunun yerine ne mi yapıldı? Türk Metal’i rezil rüsva edeceği düşünülen bazı ses kaydı ve video görüntülerinin olduğu bunların sosyal medyada dolaşmasıyla zaten sallanan Türk Metal’in yere serileceği söylendi. Ne mi oldu? İlan edilen toplu geçiş tarihinde kimse Birleşik Metal’e geçmedi. Haftalar içinde ise bir avuç öncü işçi dışında Birleşik Metal-İş üyesi kimse kalmamıştı.
Bu hikâyeyi bilenler biliyor. Ama bugün bu hikâyeyi tekrar anlatmamızın sebebi sendikal hareketin sorunları ya da iç meseleleri değil. Vesile olan konu ülkeyi günlerdir meşgul eden AKP’li bir kokainman particinin, sosyal medyada ifşa olan maceraları… Memleketteki muhalefetin bu olay karşısındaki hâlleri anlattığımız hikayedeki duruma çok benziyor. Bu vatandaş, AKP İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın sağ kolu, AKP’de önemli yerlere girip çıktığı belli olan bir kişi. Bu kritik ilişkileriyle de lüks arabalar, oteller, kumarhaneler ve kokain partilerinde geçen zengin bir yaşam kurmuş olduğu anlaşılıyor. Kendisini savunurken o kokain değil pudra şekeriydi demesi epey alay konusu oldu. Hamza Dağ’ın toplantılarda telefonunu emanet edecek kadar yakın olduğu bu kişiyle ilişkisini inkâr etmesi, AKP’nin sadece genel merkezde büro çalışanıdır diye savunma yapması da bir o kadar komikti.
Acınası olan ise memleketteki düzen muhalefetinin bu mesele üzerinden iktidarı sıkıştırmak üzere büyük fırsat yakalamış gibi heyecanlanan halleri… İşte başta anlattığımız hikâyeyi bize hatırlatan da bu haller oldu. Sadece Renault’da değil neredeyse tüm metal sektöründeki işçiler Türk Metal’in ne olduğunu bilir. Diyebilirim ki metal işçisini Türk Metal’le ilgili şaşırtacak, “vay arkadaş” dedirtecek bir kaset yoktur. Hayal gücünüzün sınırlarını zorlasanız dahi yoktur! İşçi bunların zaten ciğerini bilir. Mesele sizin ne yaptığınız ve yapacağınızdır. Şimdi bu kokainman partici yakalandı diye AKP teşhir olacak, çökecek, dağılacak mı zannedersiniz? “Hani Müslümandınız” diye aklınızca köşeye sıkıştırdığınızda gerçekten köşeye sıkışacaklarını mı düşünürsünüz? Halk zaten bu iktidarın ne olduğunu, yolsuzlukları, kayırmacılığı gördüğü için AKP’den uzaklaşıyor. AKP’lilerin kendisinin bunları bilip görmediğini mi zannedersiniz?
Siz ne yaparsınız efendiler? TÜSİAD’ın hükümete eleştirilerini papağan gibi tekrarlıyorsunuz. İhale zengini beşli çeteye sövüp TÜPRAŞ’ın Koç’a peşkeş çekilmesinde susuyorsunuz. Memleketin esnafının, köylüsünün, borç batağındaki işçisinin belini bükecek faiz politikasını “neden daha önce faiz arttırmadınız” diye eleştiriyorsunuz. Çöken ekonomiye çare olarak İMF’yi gösteriyorsunuz. Çözüm mercii olarak gördüğünüz yer, oylarına talip olduğunuz işçi, emekçi, küçük esnaf, köylü değil Washington ve Brüksel! Milletvekili listeleriniz patronlarla, müteahhitlerle, toprak ağalarıyla ve onların avukatlarıyla dolu. Belediyelerde hakkını arayan işçiye yaptığınız muamele iktidardan çok mu farklı? Siz değil misiniz “AKP militanı” diye suçladığınız kaymakamları valileri, belediye işçisinin grevini kırmak için göreve çağıran?
Adam kokain değil pudra şekeriydi demiş! Bunlar yıllardır ekonomiyi “zam değil fiyat düzeltmesi” diyerek yönetiyor! Vatandaş kör mü, bunları görmüyor mu zannedersiniz? Halk bunları görüyor ama sizin de ne olduğunuzu görüyor. Buradan muhalefete ekmek çıkmaz! Bu skandaldan kendilerine siyasi malzeme çıkacağını düşünen düzen muhalefeti çoktan Soylu’nun Erdoğan’a karşı el altından yürüttüğü kampanyanın malzemesi olmuş durumdalar ama farkında değiller.
Mesele bizim ne yaptığımız, bu memleketin tüm partilerine şu ya da bu oranda oy vermiş, her milletten, memleketten emekçi halkına nasıl bir çözüm sunduğumuzdur. Halkı AKP’den kopmaya çağırmak ve bu çağrıdan sonuç almak için önce düzen muhalefetinden, Amerikan muhalefetinden kopmak, kimlik siyasetini bırakıp sınıf siyasetinde buluşmak gerekiyor. Siz insanların ekmeği için verdiği mücadelede onun yanında oldunuz ve birlikte kavga ettiniz de o insanlar size hayır mı dedi? Sırtını mı döndü? Bize sınıf mücadelesinde hayır diyen de sırtını dönen de yok. Yürüyeceğimiz yol belli!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2021 tarihli 139. sayısında yayınlanmıştır.