Örgütlenen işçiler yol gösteriyorlar: Haklarını almak için, hayatta kalmak için, geleceğini kurtarmak için ÖRGÜTLEN!
Bir yandan ekonominin, öte yandan salgının kontrolden çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Hükümet, patronlarla iş birliği içerisinde ekonomik krizin de salgının da faturasını işçi, emekçi çoğunluğa kesmeye çalışıyor. Pandemi koşullarında dişe dokunur hiçbir önlem alınmadan fabrikalarda, iş yerlerinde emekçiler çalışmaya devam ediyorlar. Koronavirüs de her geçen gün bir işçi hastalığına dönüşüyor. Böyle bir dönemde işçiler örgütsüz olmanın bedelini açlıkla, sefaletle, hastalanmakla ve ölümle ödüyorlar. Pandemi sürecinde burjuvazinin ve onların siyasi temsilcilerinin yaptıkları “evde kal” çağrılarına karşı evde kalamayan emekçi milyonların partisi olan Devrimci İşçi Partisi emekçilerin bu bedeli ödememesinin tek yolunun örgütlü olmaktan geçtiğini vurgulayarak “hakkını almak, hayatta kalmak, geleceğini kurtarmak için örgütlen!” şiarını yükseltiyor. Bu bağlamda son dönemde özellikle sanayi merkezleri olan Kocaeli iline bağlı Gebze ve Dilovası’ndaki fabrikalarda tüm bedelleri göze alarak örgütlü ve onurlu bir mücadele yoluna giren metal işçileri öne çıkıyor. Devrimci İşçi Partisi ve Metal İşçisinin Sesi de bu mücadelelerde işçilerle omuz omuza mücadele ediyor.
Omco Kalıp işçisi pandemide örgütlenmenin yolunu açtı
Omco Kalıp işçileri, pandeminin ilk dönemlerinde Çalışma Bakanlığının çalışmaları askıya aldığı ve bu yüzden yetki tespitlerinin gelmediği, toplu sözleşme süreçlerindeki grev hakkının fiilen ortadan kalktığı bir dönemde Birleşik Metal-İş Gebze (1 No.lu) şubesinde örgütlendiler. Patronların hükümete yazdırdıkları yasalara değil, sınıf mücadelesinin yasalarına uydular. Patronun baskılarına ve tehditlerine boyun eğmediler, fabrikanın önünü bir miting alanına çevirdiler ve sendika haklarını fiili eylemlerle savundular. Henüz bakanlıktan yetki tespiti gelmeden temsilcilerini seçtiler ve patronu toplu sözleşme masasına oturttular. Omco işçilerinin bu kararlı mücadelesi, işçiler birlik olduğunda pandemi sürecinde de sendika hakkını söke söke alabileceğini gösterdi ve diğer fabrikalardaki örgütlenmelerin de yolunu açan bir girizgâh oldu.
CT Otomotiv işçileri yılmadan mücadele ettiler ve sonunda fabrikaya sendikayı soktular
Chinatool (CT) Otomotiv fabrikası işçileri ilk olarak 2016 yılında Petrol-İş sendikasında örgütlenmeye başlamış ve 2017’nin Ocak ayında çoğunluğu sağlayıp bakanlığa yetki tespiti için başvurmuşlardı. Fakat patron, işçilerin sendikal haklarını gasp etmek için fabrikanın işkolunu değiştirerek metal işkoluna almış ve böylece Petrol-İş sendikasının yetki tespiti onaylanmamıştı. Bununla da yetinmeyen patron içeride öncü işçileri işten çıkarmış ve işçilerin mücadele azmini kırmaya çalışmıştı. Fakat CT Otomotiv işçileri yılmadan mücadeleye devam ettiler. İşkolu değiştikten sonra da geçtiğimiz Eylül ayında Birleşik Metal-İş Gebze 1 No.lu şubede örgütlenerek gerekli çoğunluğa ulaştılar ve yetki tespitini yaptılar. Patron ise bir yandan sendika ile toplu sözleşme sürecini başlatırken bir yandan da yetkiye itiraz ederek içerideki işçileri yıldırmak için zaman kazanmak ve pazarlıkta elini güçlendirmek istedi. Yetkiye itiraz ettikten sonra da fabrikada işçilere tutanaklarla baskı kurarak sendikal mücadelenin önünü kesmeye çalıştı. Chinatool işçileri ise bu saldırılara karşı sendikalarına sahip çıkarak, birliklerini bozmadan hareket etmeye devam ediyorlar. İlk aşamada patronu uyarmak için mesaiye kalmama eylemine başlayan işçiler önümüzdeki dönemde üretimden gelen güçlerini artan bir şekilde kullanmaya devam edecekler.
Systemair HSK işçileri ekmek ve hürriyet için direniyorlar
Kocaeli Dilovası’nda bulunan Systemair HSK fabrikasında işçi düşmanı patrona karşı işçiler 19 Ekim’den beri direnişteler. Salgını fırsat bilen yönetim işçileri bu süreçte düşük ücretlere mahkûm ederken fabrika içinde de baskılara maruz bırakıyor. İşçiler fabrikadaki bu koşullara karşı anayasal haklarını kullanıp Birleşik Metal-İş Gebze (1 No.lu) şubesinde örgütlendiler. Çalışma Bakanlığından sendikanın fabrikada yetkili olduğuna dair resmi yetki belgesinin fabrikaya ulaşmasıyla birlikte patron işçilerin örgütlülüğünü fiilen kırmak için 46 işçiyi ücretsiz izne çıkardı, 2 işçiyi ise dışarıda direnen işçilere destek verdiği gerekçesiyle işten çıkardı. Fabrika önünde direnişte olan işçiler direnişlerini her geçen gün artan destekle büyütüyorlar.
HSK işçileri direnirken karşılarında gördükleri tablo ise memleketin dört bir yanındaki mücadelelerle örtüşüyor; HSK işçisinin ekmek mücadelesi, istibdada karşı hürriyet mücadelesi ile birleşiyor. Ekmek ve hürriyet mücadelesi iç içe geçiyor. İşçi düşmanı patrona karşı ekmek mücadelesi veren işçiler karşılarında aynı zamanda patronların dostu istibdad rejimini de buluyor. Patron, anayasayı tanımamaktan resmi yetki belgesini dikkate almamaya kadar, her türlü hukuksuzluğu işlemesine rağmen devletin kurumları bu olaya hiçbir şekilde müdahil olmuyor. Yasalar bir kez daha söz konusu patronların çıkarı olunca sadece kâğıt üstünde kalıyor. Müdahil olmadığı yetmezmiş gibi, istibdad, jandarmasıyla direnen işçileri taciz ederek sermayenin bekçiliği görevini üstleniyor.
HSK işçileri ekonomik krizin ve virüsün bütün faturasının emekçi halka kesildiği koşullarda verdikleri ekmek ve hürriyet mücadelesiyle haklarını almak, hayatta kalmak ve geleceklerini kurtarmak için tek yolun örgütlenmek olduğunu pratikte kanıtlıyorlar. Sadece ve sadece o yol, örgütlülüğün yolu, krizin de virüsün de faturasını emekçilere kesmek isteyen patronun ve istibdadın saldırılarına karşı etkin bir mücadele yolu olabiliyor. HSK işçilerinin direnişi, ekmeğe ve hürriyete giden yolda önemli bir köşe taşına sahne oluyor.
Alınteri gasp edilen FZK işçileri örgütlendiler, direnişe geçtiler
Salgın sürecinde işten atmak yasak olmasına rağmen 60’tan fazla işçi Gebze’de bulunan FZK Mühendislik’te tazminatlarını alamadan işten atıldı. Paravan şirket aracılığıyla patron, işçileri kadrodan çıkartıp farklı bir şirkette göstererek işçilerin haklarını gasp etti. Bu baskılara karşı Hak-İş’e bağlı Çelik-İş sendikasında örgütlenen işçiler fabrika önünde direnişe geçti. İçeride ve dışarıda işçileri türlü türlü baskılara maruz bırakan patrona karşı mücadelelerini sürdüren FZK işçileri bu sömürü düzeninde haklarını almak, hayatta kalmak ve geleceklerini kurtarmak için tek yolun örgütlü mücadele olduğunu biliyorlar.
Chen Solar işçileri örgütlendiler, ücretsiz izin saldırısını iş bırakarak püskürtüp sendikal haklarını kazandılar
Tuzla İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Chen Solar fabrikası işçileri örgütsüz olmanın bedelini kötü çalışma koşulları, düşük ücretler ve salgınla ilgili en ufak bir önlem bile alınmadan çalışarak ödüyorlardı. Bu gidişata dur demenin yolunun örgütlenip birlik olmaktan geçtiğinin bilinciyle Birleşik Metal-İş Gebze (1 No.lu) şubesinde örgütlendiler ve yasanın gerektirdiği çoğunluğu sağlayarak bakanlığa yetki tespiti başvurusunda bulundular. Fabrikada, vardiya amirlerinin baskısı ve muhbirler sayesinde kendisinin haberi olmadan kuş uçmayacağını zanneden patron ise işçilerin sendikal örgütlenmelerini ancak yetki tespiti belgesi eline ulaşınca öğrendi. İşlerin çok yoğun olmasına, daha yeni büyük yatırımlar yapılarak yeni bir üretim hattı açılmış olmasına rağmen patron, işçileri yıldırmak için “siparişler geri çekildi, fabrika batacak” gibi dedikodular yaydı. Fakat Chen Solar işçileri bu yalanlara inanmadılar ve fabrikada üye olmayan işçiler de sendikaya üye oldular. Sonrasında patron 3 işçiyi ücretsiz izne çıkardı. Ücretsiz izin dayatmasına karşı sendikanın şube yönetimi fabrikaya geldi ve işçiler patronu uyarmak için kısa süreli olarak iş durdurdular. İş durdurma eylemine vardiyadaki tüm işçilerin firesiz katılması patron tarafının geri adım atmasına sebep oldu. Chen Solar işçilerinin birlik olması ve adeta “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” diyerek ücretsiz izne çıkarılan arkadaşlarına bir bütün olarak sahip çıkmaları sonucunda patron sendikanın yetki tespitine itiraz etmeye cesaret edemedi ve ücretsiz izindeki işçilere işbaşı yaptırmak zorunda kaldı. Hakları için, yaşamları için, gelecekleri için örgütlenen Chen Solar işçilerinin mücadelesi birlik olan işçilerin önünde hiçbir dayatmanın, hiçbir yasanın duramayacağını bir kez daha gösteriyor.
Özer Elektrik işçileri direne direne kazanacak!
Dilovası İMES’te bulunan Özer Elektrik fabrikası işçileri örgütsüzlüğün ve ağır sömürü koşullarının hüküm sürdüğü bu bölgede mücadele ateşini ilk yakan fabrika oldu. Birleşik Metal-İş Gebze 2 No.lu şubede örgütlendiler. 27 Temmuz günü fabrikaya sendikal yetki belgesi ulaşır ulaşmaz patronun 10 işçiyi işten atması ise o günden bu yana kararlılıkla süren bir direnişin başlamasına vesile oldu. Özer Elektrik işçileri bu direnişte patronun paralı tetikçilerinin yanında jandarmanın da baskısına maruz kaldı. Ancak kararlılıkla direnen işçiler hala fabrikanın önünde kurdukları çadırda mücadeleyi sürdürüyor. Tetikçi elemanlar gitti, jandarma askerleri geri çekilmek zorunda kaldı. İşçiler tüm baskılara göğüs gerdi ve bunları aştı. Şimdi haklarını almak için yine uzun ve zorlu bir mücadele dönemine girdiler. Bu mücadelede en büyük güç ise her zaman olduğu gibi örgütlülük ve sınıf dayanışması.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2020 tarihli 134. sayısında yayınlanmıştır.