Türk Kıbrıslı ile Kürdün doğal kardeşliği
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir" deyince tepkilerin hedefi haline geldi. Erdoğan, “bu tamamıyla haddini bilmemektir” diyerek Akıncı’ya çıkışınca, medya organları, köşe yazarları, siyasetçiler Akıncı’ya haddini bildirmek için sıraya girdi. Akıncı soruyor: “Barışı savunmak ne zamandan beri suç oldu? Bunun suçlanıp karalanması kime ne kazandırır?” Akıncı’ya cevabınız nedir?
Erdoğan’ın, Akıncı için söylediği “Oturduğu makam, Türkiye Cumhuriyeti sayesinde verilmiş bir makamdır. Kendi imkanlarıyla oturduğu bir makam değildir. Öyle bir yere savruluyor ki bizden gerekli muameleyi görecektir.” sözleri ancak bir sömürge ülkenin yöneticisine söylenebilir. Zaten tartışmanın merkezinde de Türk Kıbrıslıların sömürge muamelesine itirazları bulunmaktadır. Nitekim her ne kadar Erdoğan, “soydaşlarımız ona gereken dersi verecektir” dediyse de had bildirme kuyruğunu uzatanlar adadan değil ana karadan çıkmıştır.
Akıncı ise yüzde 60 oyla seçildiğini söylemektedir. Akıncı’nın görüşleri Kıbrıslı “soydaşlarımız” tarafından bilinmektedir. Akıncı, yüzde 60 oyu Ankara’nın valisi ya da memuru olmak vaadiyle almış değildir. Bilakis Türk Kıbrıslılar, Ankara’nın himayesinin yarardan çok zarar getirdiğini düşünmektedir. Türk Lirası değer kaybedince Kıbrıslı fakirleşmektedir. En ufak bir siyasi tartışmada Türkiye’yi yönetenlerin Kuzey Kıbrıs’a mali yardımı kesme tehditleri savurması, Kıbrıslı’da minnet duyguları yaratmıyor. Tam tersi halk karşısında bir “Turkish IMF” görüyor. Mustafa Akıncı’ya “Türkiye olmasa siz bir hiçsiniz” diyorlar. O da “ben davet almadığım için Kıbrıslı Türklerin Lideri olarak Azerbaycan'a bile gidemiyorum” diyerek sitem ediyor.
Ankara’nın Suriye politikası Kıbrıs’a uzak değil, bir S-200 füzesi mesafesindedir. Temmuz ayında Kıbrıs’a düşen Rus füzesinin ardından Eylül ayında Girne’de patlayan cephanelik, açık denizlerde doğal gaz rekabeti dolayısıyla köşe kapmaca oynayan donanma gemileri derken ada halkının “barış” diye haykırmasından, KKTC Cumhurbaşkanı olarak Akıncı’nın da bu haykırışa ortak olmasından daha doğal ne olabilir. En az bunun kadar doğal olan ise daha önce kendi adasına getirilen barış ve huzurun ne olduğunu bilen Türk Kıbrıslıların Kürtlerle empati kurmasıdır. Ne ABD’den ne Avrupa Birliği’nden ne de başkalarından bahsediyoruz. Bu toprakların insanlarıdır konuşanlar. Bu sesi kısmayın! Yoksa sadece “onlar doğal düşmanlar, yüz yıllardır savaşıyorlar” diyen Trump gibi emperyalist katillerin sesi duyulur.
Onların istediği halkların barışması değil birbirini boğazlamasıdır. Yüzyıllardır dünyayı böyle sömürüyorlar!