"Uzlaşma" değil, Ceren Damar'ın hesabını sormak için mücadele
Yeni yıla 2 Ocak 2019 günü Çankaya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel’e yapılan vahşi saldırıyla ve bu genç akademisyenin ölüm haberini alarak girdik. Cinayetin hemen ardından 3 Ocak günü Çankaya Üniversitesi sanki cinayetin suçlusu eğitimcilermiş gibi “uzlaşma kültürünü yaygınlaştırmayı ilke edinmiş idealist eğitimcilerle çözülebileceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandığı bir açıklama yayınladı.
Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasıyla bu hizmetler halkın ödeyebileceği para kadar erişilebilir oldu. Devlet kurumlarında doğru dürüst hizmet alamayan halk ile öğretmen, doktor, hemşire karşı karşıya getirildi, öfke özellikle emekçilere yönlendirildi. Özel sektörde ise doğrudan müşteri haline gelen öğrenci veya hastaya da parasını verdiği için hizmeti istediği şekilde alma lüksü tanındı. Bunların üzerine, sosyal hizmetler ve yargı sisteminin bu düzenle uyumlu olarak çürümüşlüğü ve işlemezliği de eklendiğinde benzer vakalar ile karşılaşmanın kaçınılmaz olduğu açık.
Hâl böyleyken, sorunlar dağ gibi birikip bizim canımızı yakarken iktidar ve şürekasının önerdiği çözüm ne? Uzlaşma kültürünün yaygınlaşması! Sadece bu hadisenin değil son yıllarda giderek artan şiddetin, gericileşmenin, ortaokul lise sıralarından üniversite kampüslerine uzanan, öğrencilerin birbirine ve hocalarına karşı uyguladıkları şiddetin, eğitim sisteminin her seviyede çöpe dönmüş olmasının, sağlık çalışanlarına saldırıların, içimizi yakan ama ardı arkası kesilmeyen taciz, tecavüz ve istismar vakalarının ardından hep aynı ses yükseliyor.
Bir öğrenci kopya mı çekiyor? Uzlaşın, görmezden gelin. Bu ülkenin en köklü üniversiteleri bir anda bölünüp parçalanıyor mu? Uzlaşın, hiç yaşanmamış gibi yapın. Genç yaşta çocuklar meslek liselerinde ucuz iş gücü olsun diye 60-70 kişilik sınıflarda mı okuyor? Uzlaşın, eğitim sistemi dört dörtlükmüş gibi yapın. Çocuklarımız asgari ücret seviyesinde maaş alan, geleceği de bugünü gibi belirsiz ücretli öğretmenlerden yetersiz eğitim mi alıyor? Uzlaşın, öğretmenler lüks ve sefa içinde yaşıyormuş gibi davranın. Ufacık çocuklar tarikat yurtlarında taciz mi ediliyor? Uzlaşın, ailesi şikâyetçi değilse konuyu kapatın, hatta mümkünse aileyi de uzlaşmacı yapın yani şikâyetinden vazgeçirin.
Peki aslında neyle uzlaşmamızı istemiş oluyorlar? Tabii ki istibdad ve onun temsilcileriyle. Ne için? Sorunların asıl kaynağı olan bu düzenin pisliklerini ortaya sermemek, birilerini zor duruma düşürmemek ve şahsi ikbalinizi korumak için. Kimse kusura bakmasın, ne cinayetle, ne taciz tecavüzle, ne emek gücümüzün sömürüsüyle ve bundan nemalananlarla uzlaşacak bir şeyimiz yok! Bu ülkeyi emeğiyle var edenler, yani alın teri ile yaşamını sürdürenler, bu toplumun yüzde 99'u istibdad rejimi ile de, onun temsilcisi olduğu kapitalist sistemle de uzlaşmaz, ona karşı mücadele eder.
Yere batsın sizin uzlaşma kültürünüz.