Fransa’da on gün içerisinde ikinci büyük grev
12 Eylül’de gerçekleşen ve kitleselliği ile beklentileri aşan eylem ve grevin ardından, Fransa’da işçi sınıfının mücadelesi 21 Eylül grevi ile devam ediyor. Ülkenin en büyük iki sendika konfederasyonundan biri olan CGT’nin çağrıda bulunması ile gerçekleşen grev neticesinde birçok günlük gazete basılamazken, ülkenin dört bir yanında gerçekleşen eylemlerde de on binler sokakları doldurdu. Paris’te gerçekleşen eylem öncesinde ve sırasında, DEYK’e bağlı ROR (Devrimci Proleter Yeniden Doğuş) grubunun militanları dağıttıkları bildiriler ile Macron hükümetinin saldırılarına ve tetikte bekleyen ön-faşizmin yükselişine karşı Birleşik İşçi Cephesi çağrısında bulundu.
Eylemin kitleselliği 12 Eylül seviyesinin biraz altında kalsa da, CGT’ye bağlı sendikaların yanı sıra, yönetim kademesi eylemlere sırt çevirmiş olan FO, CFDT ve CFE-CGC gibi konfederasyonlara bağlı sendikaların da eyleme katılmış olması, hükümetin işçi sınıfını bölme taktiğini boşa düşürme yolunda önemli bir başarı. Bu sendikalardan CFE-CGC’nin, 2016 baharındaki büyük işçi eylemlerine dahi katılmadığını, dolayısıyla greve ve eylemlere katılımının çok anlamlı olduğunu hatırlatalım.
Cumhurbaşkanı Macron işçi sınıfına karşı başlattığı saldırıyı savunurken “aylaklar” karşısında geri adım atmayacağını söylemişti. Fransız emekçileri de, 2013’te ülkemizde yaşanan halk isyanının “çapulcu” lafını alıp mücadele bayraklarının parçası hale getirmesine benzer biçimde, “aylaklar” ifadesini sahiplenip sloganlarına katmış gözüküyor. 21 Eylül eylemi boyunca da sık sık “Aylaklar sokakta” sloganları atıldı. Macron işçi sınıfının kazanımlarına saldırıp, onları aşağılayıp, tüm bunlardan birkaç sendika ağasına rüşvet vererek sorunsuz kurtulabileceğini umuyordu, şimdiden görüyoruz ki Fransız işçi sınıfının cevabı çok sert olacak.